-20-

6.5K 479 330
                                    

*Hymn For The Weekend - Coldplay

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Hymn For The Weekend - Coldplay

"Beni buraya getirdiğine inanamıyorum."

Rıhtımdaki panayıra gelmiştik. Her Ağustos'ta panayır için sahilin öbür ucundaki alana geçici olarak oyun stantları, etkinlik çadırları ve ufak bir dönme dolap kurulurdu. Daha önce birkaç kez Balım'la birlikte gelmiştik. Her seferinde yol boyunca kalabalıktan ve sıcaktan şikayet etsem de buraya gelmeye içten içe bayılırdım. Balım da bunu bildiğinden söylediklerimi pek dikkate almaz, sadece günün sonunda çikolatalı dondurmalarımızı yerken kendinden emin bir gülümsemeyle 'İyi vakit geçireceğimizi biliyordum' der.

Dönme dolaba bakarken içimdeki çocuk deliler gibi hoplayıp zıplıyordu. Eray'a baktığımda yüzümdeki ifadeyi dikkatle izlediğini gördüm. Kalbim şöyle bir ters yüz olsa da bir şekilde gülümsemeyi başarabildim. Ben bile bilmezken, ihtiyacım olanın bu olduğunu nasıl bilmişti?

"Beni buraya getirdiğine inanamıyorum." dedim tekrardan.

"Seveceğini biliyordum." Gülümsemem hoşuna gitmiş gibi onun da dudakları kıvrıldı ve son zamanlarda sık sık görmeye başladığım o tatlı gülümseme belirdi. "Hadi dönme dolaba binelim," dedi ve hala elinin arasında olan elimden nazikçe çekiştirerek beni yönlendirdi.

Böylece dönme dolabın sırasına girdik. Bu saatlerde pek kalabalık olmadığı için –asıl eğlenceler hava kararırken başlıyordu- fazla sıra beklememize gerek kalmadı. Dönme dolaba binip koltuğa yan yana oturduğumuzda başparmağıyla avucumun tersini okşadı. Öylesine, dalgınlıkla yapılmış bir hareketti belki de ancak mideme garip bir his yayılmasına neden oldu ve farkındalık bana bir anda çarptı.

Hala el eleydik. Yani elbette el ele olduğumuzu biliyordum. Demek istediğim, hala el ele tutuşuyor olduğumuz gerçeği kafama tam anlamıyla dank etti. Bir noktada o kadar doğal gelmeye başlamıştı ki neredeyse unutuyordum. Ama şimdi birdenbire farkına varmıştım ve yani vay canına. ERAY İLE EL ELEYİZ!

Soğukkanlılığını korumayı başarman harika, diye dalga geçti İyimser Berra başparmağını onaylarcasına kaldırarak.

"Bir şey mi oldu?" diye sordu, ifademi yanlış yorumlamış gibi yüzünde hafiften endişeli bir bakış vardı.

Gitmemden korkuyormuş gibi –ki dönme dolapta olduğumuz için bu son derece mantıksız bir korkuydu- elimi biraz daha sıkı tuttu.

Gözlerinin içine bakarken, "Hayır," diye karşılık verdim gülümseyerek. Bu an çok güzeldi. Güvensizlikle, gevezelikle ve aşırı düşünerek berbat etmek istemeyeceğim kadar güzeldi. Bu yüzden her şeyi bir kenara koyup anın tadını çıkarmaya karar verdim. Tıpkı Eray ile de buraya gelmeden önce kararlaştırdığımız gibi...

Ana kapılmak benim için çok da zor olmadı. Dönme dolap en tepede durduğunda her zamanki gibi içimi çocukça bir coşku kapladı ve her şeyi unutturdu.

Güzel RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin