Özel Bölüm

10.9K 682 143
                                    

Helllooo
Duygusallıktan gebereceğim çok çok değişik hissettirdi yeniden sizlerle buluşmak🤧
Çok özlemişimmmmm

Keyiflii okumaaalarrr ve umarım gerçekten keyif alırsınız💗

***
"Ya Nehir koşma anneciğim." Leyla ablanın kızına sitemine gülümseyip elimde ki patatesli salata kabını masanın üzerine koydum. Etrafıma bakındığımda gözlerim Yağız'ı arıyordu.

Tüm timde olanlar ve onların aileleri de beraber kalabalık bir şekilde pikniğe gelmiştik. Uzun zamandır böyle bir şeye ihtiyacım olduğunu buraya gelene kadar anlamamıştım ama şimdi fark ediyordum, bu tarz değişiklikler iyi geliyordu.

Cebime koyduğum telefonu çıkarıp Yağız'ı aradım. Anında açtı telefonu. "Yağız neredesin sevgilim?" diye sordum tek elimi belime koyup etrafa bakarken.

"Ormanın içine gir bebeğim. Sağ taraftan." Söylediği yere doğru ilerlerken telefonu kapatmadım. "Ne işin var senin ormanda?" diye terslendim. "Tarzan olarak mı devam edeceksin meslek hayatına?"

Erkeksi bir şekilde kahkaha atıp, "Geldiğinde görürsün," dedi.

"Tamam girdim neredesin sen?" Etrafa bakarken telefonu kulağımdan indirmiştim. Aniden gözlerim kapanınca çığlık attım ama ağzım da kapandı aynı hızla. Sonra sakinleştim. Kokusundan tanımıştım onu. İki eli gözlerimden karnıma indiğinde belirgin göbeğimi okşadı.

"Hep bir adım arkanda, her daim yanındayım."

Biz bu adama düşmekten en sonunda çocuğumuzu düşürneyelim Kübra. Allah korusun. Tövbeler olsun.

"Ya Yağız," diyerek ona döndüm ve boynuna sıkıca sarıldım. Ağzı çok iyi laf yapıyordu ama dahası, seviyordu. Hissettiriyordu. İliklerime kadar hissediyordum sevgisini. Her zerremde, her daim.

Başını boyun girintime sokmadan yanağıma öpücük bırakmıştı. Boynuma art arda öpücükler bırakırken bunu iki haftalık görevin özlemi olduğunu anladım. Dün akşam üzeri görevden gelmişlerdi ve o uyuduğundan vakit geçirememiştik. Onu özlemiştim. Hemde deliler gibi özlemiştim ama katlanmak zorundaydım.

Ne de olsa her gidişin illa bir dönüşü olurdu.

"Şu kokuya bak kafayı yiyeceğim. Sen benim dünyada ki cennetim değilde neyimsin?" Lanet olsun ki iltifat alınca suskun kalıp azıcık da olsa utanan bir yapım vardı.

Kız bu yalanı yazmaya solda ki meleğin bile gücü yetmez. Sen ve utanmak? Hiç güleceğim yoktu.

Yağız'ın yanaklarını avuçlarım arasına alıp sakallı çenesini okşarken, "Özledim," dedim sadece gözlerinin içine dolu gözlerimle bakarken. Baktı sadece yüzüme. Uzun uzun baktı ve sıkıca sardı bedenimi. Başım göğsünde saklıyken kalp atışları alnımda atan bir nabız gibiydi. İki farklı bedendik ama tek bedende can buluyormuşum gibi hissettiriyordu bana.

Biz asker eşleri özlerdik. Beklerdik. Sabırlı olurduk. Çünkü her sancılı gecenin, hayırlı bir şafağı olurdu. Güzel bir sabaha uyanmak için, sancılı bir geceye gebe kalmak gerekirdi. Sonra sabah olurdu tüm dertlerinden arınmış gibi gülerdin.

Güçlü durmalıydık, çünkü başımızı eğersek, yaşamamızın, vatanımızın hiçbir anlamı kalmazdı.

"Bak bakayım sen bana," dedikten sonra çenemden tutup yüzümü yüzüne kaldırdı. Önce alnımdan öptü. Kolları belime daha sıkı dolanıp bedenimi daha çok çekti kendine. Sağ şakağımdan yanağıma doğru öpücükler ile bir yol çizdi. Tam yanağımda durduğunda, "Geberdim özleminden," diye fısıldadı. Dudakları biraz daha hareket etti.

ÜSTEĞMENCİĞİM | Yarı Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin