3.9

23.8K 1.1K 502
                                    

Hellooo
Nasılsınız kuzularrrr?
Sizleri seviyorum ve keyifli okumalarrr diliyorum...
Yorum yapın olur muuuu?🥺
Mucks♥️

***

YAĞIZ 🪁

Bir hayalin bile kişiden kişiye farkla kurulduğu bu dünyada kimsesiz bir çocuğun yüzünün gülmesi zordu.

Kendimi hep ezik statüsünde sayılabilecek biri olarak görürdüm. Kendimi hiçbir zaman üst kademede görmezdim. Okudum, başarılar elde ettim, özel kuvvetlere girdim ama insanın kursağında bırakılan hayalleri olduktan sonra her şey anlamsız geliyordu.

Ta ki, Kübra hayatıma girene kadar.

Siyah renkten ibaret olan dünyamı gökkuşağı renklerine boyamıştı. İçimde ukte kalan hisler onunla tekrar kendilerini belli etmişlerdi. Hayallerim, yaşayamadığım, yaşanmaz dediğim hayallerim bir bir gerçek oluyordu.

En önemlisi de evleniyorduk.

Korkuyordum. Deli gibi korkuyordum çünkü yolunda gitmeyeceğine inandığım olaylar oluyordu. Aklımı kaçıracaktım düşünmekten resmen. Ama elimde değildi. Düşünmek zorundaydım.

Asker adamın sevdiği varsa, düşüneceği çok şeyi var demektir. Ve en büyük korkum Kübra'nın yazını, kışa çevirmekti. Bu düşünce adamı kör kurşunlarda geberttirirdi.

Benimleyken mutluydu. Gülüyordu, eğleniyordu. Ona göt gibi davrandığım zaman sırtını dönmüyordu bana. Bakıyordu sadece gözlerime. Ve o an gözlerime bakışı bir bakıştan fazlası diyordum. Kalbimi yerinden söküp alabilecek gibi bakıyordu.

Lan oğlum Yağız. Kör kurşundan değil bu kızın sevdasından öleceksin, diyordum kendi kendime. Çünkü ona olan sevgim akıl kârı değildi. Akla mantığa sığmıyordu. Dünyaları verseler, bir gülüşüne değişmezdim.

Gözyaşı için neden olan herkesin geçtiği yolları bile yakardım. Yeter ki onun gözlerinden yaş akmasın ve bana hiç kırgın bakmasındı. Kırgınlığı içimde ki çocuk kalan yanımı hıçkırıklara boğacak kadar kuvvetliydi.

Sigarayı küllüğe söndürüp yenisini yaktım. Bu yaktığım sekizinci sigaraydı. Gecenin bir yarısı uyumak varken ben bitmeyen dertlerimle uğraşıyordum.

Benim en büyük derdim biyolojik anne ve babamdı.

Babamla Isparta dönüşü görüşecektik. Söz vermiştim ona. Çünkü beni inandıracağını söylemişti. Nasıl inanmazdım?

Belki de inanmamak gerekirdi. Gördüğü küçücük sevgi kırıntısına bile sahip olmak isteyen bir adamı kandırmak kolaydı. Ben beni terk edip giden kadın gelse karşıma, oğlum, dese koşarak atılırdım kollarına.

Çünkü bir annenin kokusu nasıl diye merak ediyordum. Acaba Selda teyzeye sarılsam anne, gibi hissettirir miydi?

Ama Kübra'ya sarıldığım zaman kendimi sığınağımda gibi hissediyordum. Kübra varken yanımda sanki bana zarar gelmez gibiydi. Koskoca Üsteğmen Karaçay bile olsam, eğitimlerde askerlere kök söktürüyor bile olsam, herkese karşı buzdan bir heykel gibi davranıyor bile olsam, günün sonunda güvenli tek alan onun kolları arasıydı.

ÜSTEĞMENCİĞİM | Yarı Texting ✓जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें