0.9

49.9K 2.5K 107
                                    

Ay dilimde tüy bitmiş olsa bile vazgeçmeden tekrarlayayim noluuurrr oy verin bebekslerrrr♡♡♡
Keyifli okumalarrrrr!!

***
Mercan; Allahın cezası

Mercan; Nere kaçtın sen?

Mercan; Sabah gözümü açıp seni görmeyince kal geldi resmen

Mercan; Sabahın beşinde nere gitti dedim

Mercan; Tabi jeton köşeli

Mercan; Kaçtın tabi üsteğmenine (08.34)

Kübra; Sen de Emirciğine kaçarsın ödeşiriz kızzz (09.21)

Kübra; Sana iyi nöbetlerrr

Kübra; Bende evde zıbarayım

Kübra; nihahahaha

Mercan; Evi temizle

Kübra; Tabi efendim

Telefonu tekrar komodine bırakıp yüzüstü uyuyan Üsteğmenciğim'e baktım. Şöyle yaşlı teyzeler gibi 'tü tü maşallah' diyesim geliyordu.

Uyanmadan kahvaltı hazırlamak istiyordum ama çekiniyordum doğrusu. "Kız sende çekinme şeysi var mı?"

Vardı canım tabiki!

Yataktan kalkıp parmak uçlarımda yürüyerek banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp tekrar içeri girecekken banyo kapısı sertçe açıldı. Son anda geriye çekilip çarpmaktan kurtuldum. Yeni uyandığı belli olan sesiyle, "Pardon," dedi. Oldukça sert ve  kalın sesi oldukça hoş duruyordu onda. Görüntüsü ile zıt durmuyordu.

"Sorun değil." Yanından sıyrılıp geçecekken kolumdan tutarak, "Gitme kahvaltı yapalım," dedi. Gülerek başımla onayladım. Banyodan çıkıp mutfağa gidecekken, "Hızlı çık ben kahvaltı hazırlıyorum," diye bağırdım.

Mutfağa girip önce saçımı topladım. Sonra ise dolaptan masaya kahvaltılık çıkardım. Tek başına yaşayan biri için oldukça düzenli biriydi. Tüm masayı güzelce hazırladıktan sonra tezgaha yaslanıp Yağız'ı bekledim. Kısa sürede mutfaktan giren bedeniyle derin bir nefes aldım. Allah'ım aklıma mukayyet ol. Amin.

Dün yaşadıkları yüzünden hâlâ durgundu. Ve bu durum beni üzüyordu. Elimden bir şey gelmemesi ise daha kötüydü.

Yağız sandalyeye oturacakken çalan telefonu onu durdurdu. Bana kısa bir bakış atıp içeriye geçti. Her kimse en ağırından küfür ediyordum. Acıkmıştık biz ya!

Bardaklarımıza çayları doldurup Yağız gelsin diye bekledim. Yaklaşık 5 dakikadır gelmediğini anlayınca kalkıp peşinden salona girdim. Tekli koltuğa oturmuş elinde ki telefon ile yıkılmış bir şekilde oturuyordu. Arayanın kim olduğunu tahmin edebiliyordum.

Yanına gidip koltuğun kenarına oturdum ve yanında olduğumu belli etmek için omuzuna kolumu doladım. Kafasını kaldırmadan, "Benimle hastaneye gelir misin?" diye sordu.

Beklemeden, "Gelirim," diye fısıldadım. İyi hissedecekse onunla her yere giderdim.

***
Yağız'la hastaneye gidecektik ve önce üzerimi değiştirmem gerekiyordu. Bekletmemek için daha fazla hızla siyah bir kot ve pembe dik yaka crop giydim. Saçlarımı ensemde at kuyruğu olarak topladım ve çantamı, anahtarımı alıp evden çıktım. Asansör bozuk olduğundan merdivenleri ikişerli iniyordum.

Ön yolcu kapısını açıp bindim ve kemerimi de takıp Yağız'a baktım. Dalgın bir şekilde arabayı çalıştırıp yola koyulduk. Ben ona o ise camdan akıp giden yola odaklanmıştı. Tereddüt etsem bile elimi vites kolunda ki elinin üzerine koydum. Anlık irkilir gibi olsa da gülümseyen yüzüme bakıp elimi elinin içine sıkıca kenetledi.

Ufacık hareketi bile kalbimi hızlandırıyordu. Yağız Karaçay beni oldukça heyecanlandırmayı başarıyordu.

Telefonum çalınca mecburen elimi çektim. Hoş muydu yani bu?

Arayanın 'Annem' olduğunu görünce derin bir nefes alıp aramayı cevapladım. Başlasın sorgu memurluğu. Yupi!

"Kızım, gül kokulum."

Anında eridim tabi. Şeker gibi kadındı tabi annem. Yerdim.

"Efendim annem." Yanımda Yağız olduğu için çok da abartmak istemiyordum çünkü varlığını yeni öğrenmiş olduğu için bu konuda hassas olacağını biliyordum.

"Napıyon annem?" Gülerek, "Hastaneye gidicem sen napıyorsun?" diye sordum. Yağız'ın bakışları bendeydi fakat dönüp ona bakmıyordum bile. Sanırım utanmıştım.

"Kız sen kim utanmak kim?" Bir sus be kardeşim. Güzel anlarımın katili resmen.

"He tamam kuzum ben haftasonu Baran ile yanına geleceğimizi söylemek için aradım." Ağzım açık bir şekilde dondum kaldım resmen. Annem ve oksijen israfı kardeşim buraya mı geleceklerdi?

Elimi ağzıma kapatıp tarlası yanmış köylü gibi zırlamamak için zor tutuyordum kendimi. "Tamam anne," ne söylemem gerektiğini bile bilmiyordum. Hatta ne dediğimi bile bilmiyordum.

Telefonu kapatıp çantama koydum. Elimle burun kemerimi sıktım ve şimdiden yaşanacak anları düşündüm. Mardin anneme mâruz kalmak için hazır değildi kesin.

"Sorun mu var?" Vardı kurban olduğum vardı. Anam geliyordu daha nolsundu. Yüzüne bakıp, "Benim için ciddi yorucu günler başlıyor üsteğmenciğim. Hakkımda hayırlısı olsun," dedim. Anlamadığı için ne diyor bu salak der gibi baktı yüzüme.

Değil mi ne diyordum ben?

Sıkıntılı bir nefes verdim. Yetmedi ofladım. Yetmedi saçlarımı çektim ama gerçek şuydu ki: Annem gelince cidden sıkıntılı  başlayacaktı.

***
Diğer bölümde anamızla tanışacaksınızzzz

Bana da bir adet Yağız üsteğmen verin gızz.

Oy verin bebekslerim lütfen oyyy♡♡ 

ÜSTEĞMENCİĞİM | Yarı Texting ✓Where stories live. Discover now