Oğuz & Ela

14.1K 897 115
                                    

Hellooo
Bu bölümü isteyen okur diyorum ve keyifli okumalarrr diliyorum
Siz bunu okurken ben 4.2'yi yazmaya başlamış olurum^^ geç olmadan onu da bitirip atarım aşkımlar...♥️

Ha bide söylemeden geçmek istemiyorum oy sayısı arasında bölümlerde ciddi bir fark söz konusu. Yani 4.1'in oy sayısı 4.0'dan fazla... Çok tuhaf. Gidip oy vermeyenler de oy verebilir mi lütfen? Seviom sizi💝

***
Kahve makinasını kapatıp fincana kahverengi sıvının dökülüşünü izledim dalgın gözlerle. Üzerimde ciddi bir yorgunluk vardı. Tonlarca ağırlığın altında kalmışım gibi bir histi bu. Ve uyusam bile geçmemişti.

Çocukken böyleydi. Uyuyunca her şey geçiyordu ama artık uykular hiçbir şeyi geçirmeye yetmiyordu. Aksine artık uykular yerini kabuslara devretmişti.

Boynumu ovalayarak salona geçtim. Sadece televizyon ışığı yanıyordu. Oldum olası ışık yakmayı seven biri olmamıştım zaten. Kahveyi sehpanın üzerine bırakıp saçlarımı bileğimde ki tokayla üstten dağınık bir topuz yaptım. Kahveyi alıp sırtımı geriye yasladım ve açtığım filme odaklandım.

Filmi izleyeli neredeyse yarım saatten fazla olmuştu ama ben odaklanamıyordum. Çünkü aklımda yalnızca Oğuz vardı. Deli gibi merak ediyordum bugün hastaneye gelme nedenini.

Başka bir hemşire ile onu görmek moralimi bozmuş olsa da asıl merakım yaralı olup olmamasıydı. Görevden döndüğünde hastanede olması endişelenmeme neden olmuştu. Eve geldiğim andan beri saatlerdir geçmeyen bir endişe vardı içimde. Oğuz'a mesaj atmak isteyen yanım, onu gördüğüm anda ki hislerim yüzünden bastırılıyordu.

Oflayarak başımı koltuğun arka kısmına yasladım. Ona mesaj atmak istiyordum. İyi olduğunu bilsem yeterdi. Gururu bir kenara bıraktım. Zaten bende olmayan bir şey...

Ela; Oğuz (21.49)

Ela; Nasılsın?

Çok mu saçma bir şey yazmıştım? Fazla mı samimi olmuştu yazdığım? Telefonu koltuğun üstüne sertçe koyup, "Aptalsın," dedim kendime. Gerçekten büyük aptaldım.

Dudağımın içini dişlerken gelen bildirim sesiyle hızla telefonumu elime alıp uygulamaya girdim. Oğuz mesaj atmıştı. Genişçe sırıtıp hızlanan kalbime lanet ederek ne yazdığını okudum.

Oğuz; İyiyim Ela, sen?

Oğuz yazıyor...

Oğuz çevrimiçi.

Aniden yazmayı bırakınca kaşlarımı çattım. Ne yazacaktı ki? Merak içinde ekrana bakarken en sonunda dayanamayıp ben yazmaya başladım.

Ela; Bende iyiyim

Ela; Ne yazıp durdun?

Oğuz; İyi olmana sevindim

*Ne yazıp durdun*
Oğuz; Boşver gereksiz bir şey

Oğuz; Neredesin?

Ela; Evdeyim

Ela; Canın mı sıkkın senin?

ÜSTEĞMENCİĞİM | Yarı Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin