1.9

32.3K 1.7K 356
                                    

HELLOOO
BAKIN HEYECANDAN RESMEN KAFAYI YIYCEM. BUNLAR ÇOK FENA BIR ÇİFT OLDULARRRR
Keyifli okumalarrr bebeklerim💚

***
Karşımda Yağız'ın babası İhsan Karaçay duruyordu ve ben tepki dahi veremiyordum.

Donmuş kalmıştım adeta. Yağız'ın arkamda ki varlığını belime sarılan kolu sayesinde anladım. Şuan Yağız'a dönüp bakamayacak gibiydim.

"Günaydın beyfendi. Buyrun?" Sorgulayıcı ve nazikçe sorduğu soruyla bende adama baktım. İhsan bey Yağız'a gülümseyerek bakıp bakışlarını sonradan bana çevirdi. Ona öyle bir bakıyordum ki gözlerim dolmuştu bile.

İhsan bey Yağız'a ben senin babanım derse napardım? Dün daha yıkılmıştı dünyası başına. Tekrar mı yıkılacaktı yani. Buna izin veremezdim.

"Beyfendi daireleri karıştırmış. Yanlış adrese gelmiş yani." Sesimin normal çıkması gerekti ki Yağız ters bir şey olduğunu anlamamalıydı.

İhsan bey beni şaşırtıp, "Küçük hanım haklı. Rahatsız ettim kusura bakmayın," dedi. Yağız'a baktım, o karşısında ki adama gayet normal bakıyordu. Gülümseyerek.

Yağız bakışlarımı fark edip sadece gözlerini indirerek içimi sıcacık eden bir bakış attı. Bakışıyla resmen içimde ki huzursuzluk hafifledi. Ama endişe hâlâ yerli yerindeydi.

İhsan bey bir kaç şey daha söylemiş ve gitmişti. Kapıyı Yağız kapattıktan sonra beni kapıyla kendi arasına yasladı aniden. İrice açılmış gözlerle ona bakarken hiç beklemediğim bir anda dudaklarını boynuma gömdü.

Gözlerim kapandı ve ellerimi ensesinde birleştirdim. Kirli sakalları boynuma battığı için gülümseyip, "Ya Yağız huylandım," diye sızlandım gülümseyerek.

Dudaklarının bıraktığı sarhoş edici ıslak öpücükler beni mayıştırmıştı adeta. Aniden dişlerini geçirince ise dudaklarımdan bir, "Ah," nidası döküldü.

Kafasını boynundan çıkarıp kızaran dudakları ve sırıtan ifadesiyle beni öldürecek kadar mükemmel baktı. Onu daha ne kadar sevebilirim derken daha fazla sevmem delilikti. Onu her türlü seviyordum. Hem delice hem masumca.

"Yaptın mı bakayım keki?" Burnunu burnuma sürterek sorduğu soruya gülümseyip kafamı salladım. Gamze çıkan yanağımdan önceden yaptığı gibi tekrar öpüp saçlarımın kokusunu içine çekti.

"Mis gibisin mis." Utanmıştım şimdi. Kafamı yana çevirip gülüşümü gizlemeye çalıştım. Bunu anlamış gibi çenemden tutup kafamı kaldırdı.

"Utandın mı bakayım sen? Kızarmış mı yanakların da." Bunu derken sağ yanağıma derin bir öpücük de bırakmıştı. Sonra sol yanağımdan, alnımdan ve çenemden öptü derin derin. Kendimden geçmiş öylece gözlerim kapalı bakıyordum ona.

"Kahvaltı hazırlayayım." Bu geriye çekilmesi için bir söylemdi. Anlamış gibi kafasını salladı ama geri çekilmedi.

"Ben aldım günlük dozumu. Kahvaltı yapmama gerek dahi kalmadı." Bu sefer kahkaha atıp alnımı omzuna yasladım. Bu seferde yandan saçlarıma öpücük kondurdu.

Ondan ayrılıp mutfağa geçmiştim. Yağız ise banyoya geçip duş almak istediğini söylemişti. O duş alana kadar bende çayı yapmış, kahvaltıyı hazırlamış olurdum.

Banyodan su sesi kesilince bitirdiğini anladım. Bende muhteşem bir sofra hazırlamış omlet yapması kalmıştı bir tek. Yağın pişmesini beklerken siyah tişörtü elinde, telefonla konuşan Yağız aklımı yitirmeme sebep olacaktı az kalsın.

ÜSTEĞMENCİĞİM | Yarı Texting ✓Où les histoires vivent. Découvrez maintenant