19:Veda

46 1 2
                                    


Ertesi gün okuldaki herkes bana bakıyordu. Ne yaptığımı hiç hatırlamıyorum. Arkadaşlarım yaptıklarımı anlatmaya başladı. Zihnimde hiçbiri yoktu.

Birkaç gün Birol abime gözükmeyeceğim. Kendime geldiğim için duyacağım azardan korkuyorum.

Günler sonra yine Birol abimin yanına gittim ama hastanede yoktu. Ertesi gün yine gittim. Yine yoktu...Hemşireye Birol abim nerede? günlerdir gelmiyor diye sorduğumda artık gelmeyeceğini başka hastaneye gittiğini söyledi.

Kalbim yine aynı acıyla sarsılmıştı. Kendimi yine terk edilmiş gibi hissediyorum. Aynı annem ve babam gibi haber bile vermeden gitmişti. Bana aynı şeyi yaşattığı için ondan nefret ediyorum. O gitarı da asla öğrenmeyeceğim. Eve gidince param parça edeceğim hediyesini. Canımın acısından söylene söylene eve gittim. Gitarı kırmaya gönlüm razı gelmedi. Güzel anılarım yok olsun istemiyorum. Aklımdan bugünü sileceğim. Hep iyi bir anı olarak kalacak.

Eve geldiğimde kimse yoktu. Duş alıp kendime gelmek için banyoya girdim. Bir süre sonra dedem eve geldi. Bana seslendi -Banyodayım.

Hiç ses gelmedi. Beş dakika geçmeden kapıyı sarsmaya başladı. Beni duymadığını düşünerek tekrar seslendim.

-Dede ben varım 

Dedem gülerek şöyle söyledi

-Kapıyı kilitlemiş

O an ne yaşadığımı anlayamadım. Ne demekti kapıyı kilitlemiş? Kilitli olmasaydı ne olacaktı? Aramızdaki kapı sanki şeffaflaşmış gibiydi nasıl güldüğünü görüyordum. Kötü biriydi ama bu kadar ileri gideceğini hiç düşünmüyordum. Herkesin gözünde bana sahip çıkan iyi bir Dede'ydi. Şimdi, birilerine bunu anlatacak olursam, büyük bir orduya karşı savaş başlatmış olacaktım. En kötüsü de ben yine evsiz kalacak, kapının önüne atılacaktım. Her fırsatta söylediği gibi; kapının önüne atarım ne halin varsa görürsün.

Ben yanlış anlamışımdır diye düşüncelerimi engellemeye çalıştım. Ona bunu hiç konduramadım. Böyle düşündüğüm için kendimi bile suçladım. Bu davranışları bir süre devam ettiğinde aslında tam olarak böyle biri olduğunu anlamıştım. Dedem sadece öfkeli biri değildi artık iğrenç bir adamdı. 

Tamam hiç sevmedin beni, tamam kızın gibi de görmedin, belki de kızının gidişinin suçlusu yaptın beni kendince, türlü türlü yakıştırmalar yaptın, hatta adımı bile söylemek istemedin, öylesine tiksiniyordun benden, beni görmekten nefret ettiğin için attın üst kattaki soğuk odaya. buna da tamam dede. Her şey kabulüm, hepsi tamam ama ben nasıl senin iştahını kabartacak biri olabilirim. Bu iğrenç düşünceleri nasıl bana karşı hissedebilirsin işte bunu hiç anlamayacağım. Yıllarca beni sevmeni bekledim aptal gibi. Bir kere sarılman kızım demen için neler yapmadım. Annem, sana emanet etmişti beni, sen ona da sahip çıkmamıştın. Bu kaçıncı hatan kaçıncı yaktığın can dede?

ilahi bir güç ile korunuyordum bunu gerçekten çok derinden hissediyordum. Çünkü Rabbime güvenim sonsuz. Hep bir koruyucu geliyordu, hep bir engeli çıkıyordu. Hiç korkmuyordum bu yüzden. Saklanmadım, gizlenmedim istediği savaşsa buna zaten hazırdım. En sonunda korunduğumu fark etti ve pes etti. Tek merak ettiğim şey ise bir insan nasıl bu kadar iyi rol yapabilir,  bir kişi bile görmüyordu gerçek yüzünü. Dedem bana karşı bile böyle biriyse geçmişinde de büyük sırlar olabilirdi bu yüzden onun hakkında araştırma yapmaya başladım. İnsanlara onun gerçek yüzünü kuru laflarla değil büyük kanıtlarla göstereceğim. Daha yakın olacağım daha iyi bir torun olacağım. O bile unutacak bu günleri, en sevdiği taktir ettiği kişi olacağım. Kanıtları bulduğumda oyun bitecek tıpkı onun insanlara iyi göründüğü gibi ben de rol yapacağım. 

Çok zaman geçmeden aradığımı buldum, en azından artık yolum belliydi. Fakat duyduklarımdan sonra öfkemi kontrol etmekte zorlandığım anlar oldu. Gerçekten geçmişinde birilerinin canını yakmış, çok büyük yangınlara sebep olmuş. Bir kadının evine girip ona zorla saldırmış. Yalnızda değilmiş, bu günaha arkadaşları da ortak olmuş. O kadın dedem yüzünden çok zor günler geçirmiş, çok acılar çekmiş. Adresini ve kim olduğunu henüz bulamadım.  Ara sıra kendi kendine ben çok hata yaptım diyordu ama asla cümlenin sonunu getirmiyordu. Ben onun tamamlamadığı o cümleyi bulmuştum. Aldığı ahlar boynunda bir ip gibiydi ve ben o sandalyeyi itecek kişi olarak seçilmiş gibi tüm günahlarıyla karşı karşıya kalmıştım. Henüz hesap vakti değil. Bunu yapacak kişi ben değilim. Zamanı geldiğinde hiç tanımadığımız biri gelecek ve hesap kapanacak o günü bekleyeceğim. Hepimize bir özür borcun var. Şimdilik keyfince vakit geçirmeye devam etmelisin. Sen, beni kıyamet say dede...

Derine GelWhere stories live. Discover now