16

137 11 18
                                    

Hastahane kokusu ilk duyumsadığı şeydi. Neler olmuştu öyle? Şuan neden hastanedeydi? Gözlerini yavaş yavaş açmaya çalıştı, gözlerine giren yüksek beyaz ışığa alışmaya başladı. İlk gördüğü şey bembeyaz tavan ve florasan ışıktı ikinci gördüğü şey ise saldaye üstünde uyuya kalan Türkiyeydi. Ürperti tüylerini diken diken etti. Duyguları birbirineç karışmıştı korku, öfke, kafa karışıklığı herşeyi aynı anda hissediyordu tüm sokuğkanlılığı uçup gitmişti. Türkiye hareketlilikle uyandı:

-Uyanmışsın, aman allahım uyanmışsın!

Türkiye heycanla Rusya ya sarılmıştı:

-O kadar korktum ki sana birşey oldu diye.

Kendisine karşılık vermeyen Rusyayla geri çekildi kendisine ilk kez bomboş bakan buz mavisi gözler içini ürpertmişti:

-Bir yerin mi acıyor iyi hissetmiyormusun nolur birşey söyle.

Rusyanın suratını sıcak elleriyle avuçlamıştı bir tepki bekliyordu:

-Bana ne oldu?

Beklediği şey ne bu soğukluk nede ne olduğunu sormasaydı. Rusya Türkiyenin yüzünün düştüğünü an be an görmüştü işte bu tanıdığı, sevdiği, hayatının anlamı aşkıydı ama beyninde bayılmadan önce neler olduğu dönüp duruyordu:

-Sana zehir enjekte ettikten sonra bayıldın, ben hemen doktor çağıracağım.

Türkiye odadan çıktıktan sonra rahatladı sahi neden bu
kadar gerilmiştim ki? Zehir halisinasyon görmesine sebep olmuş olabilirmiydi? Hemen gözleri sağ eline gitti ama sapasağlamdı. Aklını kaçırmak üzereydi bayılmadan önce kırıldığına emin olduğu eli sapasağlamdı! Elini hızla açıp kapadı bir kaç kez hayalmiydi yani herşey?

-Россия.
(Rusya)

Putin ve yaşlı bir Rus doktor içeri girdi Türkiye neredeydi?

-Что с тобой случилось?
(Ne oldu sana?)

-Я не знаю.
(Bilmiyorum)

-Я не знаю, что это значит, ты беззащитно упал в обморок в турецком дворце!
(Savunmasız bir şekilde Türk sarayında bayılmışsın!)

-Пожалуйста, не иди на это.
(Lütfen üstüne gitmeyin)

Yaşlı doktor öfkeli lideri nazikçe uyardı ama sakinleşecek gibi değildi:

-Ты мог умереть, тебе могли причинить вред, могло случиться что угодно, а ты говоришь, что не знаешь!
(Ölebilirdin zarar görebilirdin herşey olabilirdi ve sen bilmiyorum mu diyorsun!)

-Не превышайте свои возможности, я знаю, что делаю.
(Haddini aşma ne yaptığımı ben)

-Вообще, не выходите за рамки, учитесь обязанностям, киска турка не важнее его народа!
(Asıl sen haddini aşma sorumlulukları öğren artık Türkün amı halkından önemli değil!)

-Заткнись, если не хочешь, чтобы тебя убили, конечно!
(Kes sesini canından olmak istemiyorsan tabi)

Kırmızıya dönen gözler yaşlı ama tecrübeli liderin içinden geçiyordu adeta, şayet gözlerle birini öldürebilselerdi o an ölmüş olurdu:

-Доктор, что со мной случилось?
(Doktor bana ne oldu?)

-Если вы примете лекарства, вы немедленно выздоровеете, при условии, что в ваш организм попала внезапная и высокая доза радиоактивного материала, вызвавшая отравление.
(Bedeninize ani ve yüksek doz radyoaktif madde girmiş buda zehirlenmenize sebep olmuş tekrar olmamak şartıyla ilaçlarınızı kullanırsanız hemen iyileşirsiniz.)

-Внезапно радиоактивный означает, что вы просто позволяете ему укусить вас!
(Ani bir şekilde radyoaktif madde demek öylece seni ısırmasına izin mi verdin!)

-Если ты еще раз зайдёшь слишком далеко, я не останусь с предупреждением.
(Bir daha haddini aşarsan sadece uyarıyla kalmam)

Yüksek gerilim boğucuydu, normalde bu yaşlı casusla iyi anlaşırlardı putin daime ileriyi ve en iyisini hedeflerdi bu durum bazen kendisini zorlasada babasından sonra toparlanmasını sağlamıştı. Putin onaylamayan bir bakış atıp odadan çıktı. Bazen geri adım atmak ileriye adım atmaktı:

-Доктор, может ли радиоактивный материал вызывать столь реалистичные галлюцинации?
(Doktor radyoaktif madde halisinasyona sebep olabilir mi aşırı derecede gerçekçi olucak şekilde?)

Yaşlı doktorun gözleri kısıldı şüpheyle:

-Да, это может быть моя страна.
(Evet sebep olabilir ülkem)

Rusya derin bir nefes aldı hilalin o hali hala önünden gitmiyordu ama rahatlamıştı zaten kırıldığına emin olduğu elide sapasağlamdı:

-Что ты увидела в своей галлюцинации, моя страна?
(Halisinasyonda ne gördünüz ülkem?)

-Если ничего другого, вы можете отказаться.
(Başka bir şey yoksa çekilebilirsin.)

Yaşlı doktor nazik geriçevirmeye karşılık hafif bir baş selamı verip kapıya yöneldi yavaş adımlarla. Tam kapının önünde durdu doktor:

-Но вас лечили практически сразу, невозможно, чтобы у вас были галлюцинации за такое короткое время.
(Fakat size neredeyse anında müdahele edildi bu kadar kısa sürede halisinasyon görmeniz imkansız.)

Doktor Rusyayı soru işaretleriyle birlikte yanlız bıraktı:

-İmkansız demek ha.

Bunları mırıldandı nedense uykusu gelmişti bir anda göz kapakları yavaş yavaş kapandı.

Beyler bayanlar merdivenden kayanlar üç göbek atanalar naber.

Countryhuman World War 3Where stories live. Discover now