Kuşlar bu çığlıkla uçuşurken kanada o yöne doğru son sürat koşmaya başladı.
Boz ayı büyük dağı hızla tırmanıp mağaranın önünde baygın kan revan içinde kalmış bedene koşturdu. Kalbinin ortasında kocaman bir delik ve o delikten delicesine akan kana eşlik eden binlerce minik kesik, morluk:
-Yüce tanrım.
Kanada kan göleti oluşturmuş bedenle midesi kalksada t-shirtünü çıkartıp kalbindeki deliğe tıkıştırdı, t-shirtü saniyeler içinde kana bulanırken telefonla acil durum ekiplerini aradı. Panikten ölmek üzereydi bir o yana bir bu yana koşturuyor sakin olmaya çalışıyordu aklına gelen ihtimallerle, eğer bunu hangi ülke yaptıysa büyük bir savaşa davetiye çıkarmıştı üstelik onun gibi barışçıl bir ülkenin topraklarında!
Türkiye'nin kandan teni bile görünmeyen bedenine toprak sürüp ekipler gelene kadar bir nebze olsun kanamayı yavaşlatmaya çalışıyordu. Pek inançlı olmamasına rağmen tanrıya yalvarıyordu:
-Ulu tanrım sen bizi koru yalvarırım sana.
On dakika sonra üzerlerinde uçan helikopter üzerlerinde sabit kalmıştı kanada kafasını kaldırıp yukarı bakarken bir kaç kişi aşağı ip sarkıtıp inmeye başladı:
-Efendim?
Askeri üniformalı insana başını çevirdi kanada kıpkırmızı gözleriyle ona baktı eğer ölürse çok kötü şeyler olucaktı bu yüzden olucak seneryoları düşünüp çok yakın olmayan dostunun bedenini ağlayarak toprakla kaplamıştı:
-ÖLMESİNE SAKIN İZİN VERMEYİN!
Kanada hiddetle bağırırken askerler ilk kez bu kadar panik halinde gördükleri ülkeleriyle şaşırdılar, elbetteki Türkiyeye bayıldığı yoktu fakat bunu her kim yaptıysa sonu savaşla bitebilirdi ve bu ihtimal delirmesine sebep oluyordu. Acil durum ekibi Türkiye'ye müdahale ederken endişeyle tırnaklarını ısırıyordu. Felaket senaryoları beyninde tekrar tekrar dönüyordu . Düşüncelerini dağıtan şey gökyüzündn gelen kartal çığlığıydı.
Mavi çekik gözleri yere dalış yapan dev Kartal'daydı ,kartalın anlındaki elli yıldız parlarken yere yakın havada toza dönüştü ve Amerika süper kahraman inişi yaparak yere indi, böyle bir durumda bile havasından ödün vermemeye yeminliydi:
-Neler oluyor kanada?
Mavi gözleri yerdeki bedeni gördüğünde ister istemez panikledi:
-NOLDU TANRI AŞKINA!
Yerde yatan bedene yönelip onunla ilgilenen görevliyi itekledi ve kafası yan dönmüş suratı kendine çevirdi:
-Siktir türkiye.
Hiddetle ayağa kalkıp kardeşinin yakasını kavradı:
-NE OLDU KANADA TÜRKİYENİN BURADA NE İŞİ VAR NEDEN ÖLMEK ÜZERE NASIL BU HALE GELDİ!
Amerika kardeşini sarsarken kanada kendini kurtarmaya çalışıyordu:
-Bi-bilmiyorum.
Abisinin lacivert gözleri kan kırmızıya dönerken istemsiz korkuyla titremişti:
-NE DEMEK BİLMİYORUM BU NE ANLAMA GELİYOR BİLİYORMUSUN SEN!
-BİLMİYORUM DEDİM ANLAMIYORMUSUN SEN , ÖNCE MEKSİKANIN SONRA SENİN TOPRAKLARINDAN İZİNSİZ GEÇMİŞ ORTALIĞI BİRBİRİNE KATMIŞ, BURAYA NEDEN GELDİ ,NASIL BU HALE GELDİ BİLMİYORUM!
Kanada nefes nefese kalırken Amerika burun kemerini sıktı:
-Efendim ilk müdahale bitti, hastaneye gitmeye hazırız.
İkiside askeri başlarıyla onaylarken turuncu sedyeyle Türkiye helikoptere çekilmeye başlamıştı:
-Nereye gidiyorsun?
-BM'yi toplamaya tabiki, sende onu sakın yanlız bırakma hangi ülke bunu yaptıysa ölmesi için elinden geleni ardına koymuycaktır.
Amerika tekrar kartala dönüşüp havalandı oda boz ayıya dönüşüp koşmaya başladı.
Herkes BM toplantı salonuna acil çağrıyla olabildiğince hızlı gitmeye çalışıyordu , tek tek sandalyeler dolarken bu kadar acil toplantının sebebini bilmemek hepsini geriyordu:
-Neden acil toplanma çağrısı yaptı Amerika bilgisi olan varmı?
Yunanistan bunu ortaya sorarken çoğu ülke başını sağa sola salladı , bazı ülkeleruykularından uyanmaya çalışıyordu hala. Herkes sonunda toplandığında Amerika hiddetle odaya girdi onun arkasından ise BM sakin olmasını söylüyordu onlar girer girmez salondaki uğultu kesildi:
-KESİN SESİNİZİ!
-A-amerika sakin ol lüt-
-KES SESİNİ!
BM ürkerken salondaki birkaç ülke dışında herkes yerinden hoplamıştı:
-Bu kadar sinirlenmene ne sebep oldu açıklamaya ne dersin?
Rusya uşankasını çıkarırken bıkkınlıkla konuştu ,gözleri karşı tarafta boş olan Türkiyenin saldalyesindeydi:
-Sorun Türkiye.
-Yine ne yaptı acaba.
Yunanistan alay ederek söylerken bir kaç ülke kırkırdadı. Amerika kaşlarını çatıp elini masaya vurdu:
-TÜRKİYE ŞUANDA HASTANEDE ÖLÜM KALIM SAVAŞI VERİYOR!
Amerika hiddetle bağırırken herkes şok olmuştu, rusyanın başından aşağı kaynar sular dökülürken öfkeyle ayağa kalktı:
-NE DİYORSUN SEN İĞRENÇ KAPİTALİST!
Rusya Amerika'nın üzerine yürürken çin kolundan tuttu:
-Sakin ol daha bitirmedi.
Rusya burnundan solurken İngiltere çay fincanını nazikçe bırakıp boğazını temizledi:
-Amerika kim böyle birşeye cesaret edebilir , kimse Türkiyeyle savaş halinde değil şuanda.
-İngiltere haklı, savaş halinde olmayan bir ülkeye saldırmak sa-
-Savaş ilanıdır bunu hepimiz biliyoruz Fransa zaten kimin yaptığıda belli değil.
Fransa lafının kesilmesine sinir olsada birşey demedi:
-Topraklarımı birbirine katarak arabasıyla kimseyi umursamadan son sürat gidiyordu.
Bulgaristan bunu söyledikten sonra bir kaç ülke daha ona katıldı:
-Bu kadar acele etmesine ne sebep olmuş olabilir ki?
Herkes bu soruyla düşüncelere dalarken sessizlik bıçak gibi kesmişti:
-Aynı zamanda kardeşimin kuzey ormanlarının iç kesiminde bir mağaranın önünde ağır yaralı şekilde bulundu.
Tekrar şaşkınlık nidaları yükselirken İrlanda herkesin aklındaki o soruyu sordu:
-Neden oraya gittiğine dair hiçbir bilgi yokmu elimizde?
O anda içeri giren FBI Amerikanın kulağına birşeyler fısıldayıp elindeki dosyadan birşey gösterdi. Amerikanın kaşları çatılırken Yunanistanın gözlerinin içine bakıyordu:
-Bunu bize Yunanistan söyliyecek.
Not:Ülkelere bağlı birlikler de insandır büyük yada küçük olmaları farketmez.
