Sırf 'akşama' sözümü tutmak için kontrol etmeden yayımlıyorum. Zaten okursam utançla bölümü silerim ben ashdhsh o yüzden hatalı görmezden gelin *-* iyi seyirler ashdhsh
"Söyle bana Kyungsoo..." dedi dudakları dudaklarıma değerken "Aşk nedir?" verecek net bir cevabım yoktu. Zaten bu da bir soru değildi. Şarkı değişip yerini yenisi alınca Jongin kafasını geri atıp büyük bir kahkaha attı.
"Hangi şarkı?" dedim melodiyi anlamaya çalışıp. Bulunduğumuz durum sebebiyle zihnim bulanmaya başlamıştı bile.
"Maroon 5-Animals" dedi yüzündeki sırıtmayla beraber. Bu da hiç dinlemediğim bir şarkıydı.
"Duyamıyorum." sanki o an gerekli tek şey şarkıyı duyabilmemmiş gibi söyledim.
"O zaman senin için ben söylerim." uzun parmakları belimi okşarken dudaklarını kulağıma yaslayıp kıkırdadı.
"Bebeğim bu gece avlayıp yiyorum seni. Ele geçirip canlı canlı yiyorum. Hayvanlar gibi, aynı hayvanlar gibi." diye kısık sesle söylemeye başladı.
"Ne saçma bi şarkı bu böyle." dediğimde yine kıkırdadı.
"Bence de saçma ama şu anki durumumuza uyumlu, göreceksin. Şikayet etmeden, müdahalede bulunmadan sadece dinle." kafamla onayladığımda elleri sönük penisimi buldu.
"Saklanabileceğini düşünebilirsin." dedi kasıklarıma baskı uygulayıp "Kokunu çok uzaklardan alabiliyorum." yüzünü boynuma gömüp kokumu içine çekip. "Hayvanlar gibi, aynı hayvanlar gibi." dişlerini boynuma sürterken mırıldandı.
"A-ah" ağzımdan kesik bi inleme kaçarken o da bana eşlik etti.
"Bana ne yapmaya çalışıyorsun?" arka fonda şarkı sözü olarak duyulan bu cümleyi melodisiz bi şekilde soru soruyor gibi söyledi. Elimi ensesine atıp dudaklarını dudaklarımla buluşturdum.
"Artık şarkıyı duyabiliyorum. Dudaklarını farklı şeyler yapmak için kullanabilirsin." dedim elim ensesinden saçlarına kayarken. Dudaklarıma hızlı bi öpücük kondurup ayağa kalktı. Telefonunu yakına bir yere koyup yatakta dizlerinin üstünde oturarak başını kasıklarıma yönlendirdi. "N-ne yapıyosun?" refleks olarak bacaklarımı çekecekken parmakları ayak bileklerimi kavradı.
"Dudaklarımı farklı şeyler yapmak için kullanıyorum." diyip göz kırptıktan sonra dudaklarını dizimin biraz yukarısında, bacaklarımın iç kısmına bastırdı. Saçları penisime değerken yavaş yavaş sertleşmeye başlıyordum. Dudakları ıslak öpücükler bırakırken son noktası kasıklarım oldu. Kasığımın kenarına sulu bir öpücük kondurup parmaklarını penisime sardı. Genzimden hırıltılı bir ses yükselirken fondaki şarkıdan "Hala o sesi çıkarttığını duyabiliyorum." sesi yukseldi. Bunu duyunca kafasını kaldırıp şarkıdan önce "Bu beni alaşağı ediyor." dedi Jongin. Kim kimi alaşağı ediyordu tartışılırdı. Kafasını tekrar indirip dudaklarını hafifçe penisimin ucuna değdirdiğinde tekrar inlememek için çarşafı sıktım. Penisimin ucunu hafifçe ağzına aldığında şarabı ilk bulan adamın dediği şeyi söyledim içimden. Yıldızları görüyorum. Beklemediğim bi anda alabildiği kadarını ağzına aldığında bu sefer inlememi çarşafla bile bastıramamıştım. Kafasını kaldırıp gözlerini gözlerime buluştururken yanaklarını çökerterek tekrar ağzına aldı penisimi. Bu görüntü bile boşalmamı sağlayabilirdi. Kasıklarıma gelen titreşimli kasılmayla ellerimi Jongin'in saçlarına götürdüm. Konuşabilecek halim kalmadığı için kafasını çekeyim istedim en azından ama bu hareketimi yanlış anlamış olacak ki kendini daha fazla bastırdı.
"Jongin geliyorum." dedim son çabamla. Kafasını sallayıp penisimi ağzından çıkarmaya başladı. Tam ucuna gelmişken ağzı doluyken bile gülmeyi başarıp tekrar tamamını ağzına aldı. Artık günah benden gitti diyip bütün sıvılarımı ağzına bıraktım. Ben olsam kusardım mesela ama o bütün hepsini yutup yukarı çıktı. Dudakları dudaklarıma gelirken ellerimle dudaklarını durdurdum.
