Otuz Üçüncü Bölüm

27 2 11
                                    

(Medyadaki Andras (Normal yaşındaki hâli))

Amon dizlerinin üstüne çöktü ve acı içinde inledi. Elini göğsüne götürdü. Göğsündeki mühür kanıyordu. "Durdur şunu!" diye bağırdı Amon acı ile inleyerek.

Ancak hiç bir cevap alamadı, tamamen tek başınaydı. Kanlı yağmur şiddetini artırıyordu.

Amon artık bir şeyler yapması gerektiğini anlayarak ayağa kalktı. Gözlerini açtı ve kızıl renkteki bulutlara baktı.

Akciğerlerini tümüyle dolduracak bir nefes aldı. "Yeter!" diye kükredi. O kükrediğinde yer ve gök sarsıldı. Amon'un gözleri kan kırmızısı renginde parlamaya başladı.

Derken toprağın içinden bir kılıç çıkıverdi. Amon kılıcı aldı. 'Bununla ne yapacağım?' diye düşündü. Etrafa bakındı.

Uzaktan, ona doğru yaklaşan bir silüet gördü. Bu silüet tamamen siyah renkteydi ve elinde bir kılıç tutmaktaydı.

Silüet oldukça büyük ve iriydi, kocaman iblis boynuzlarına sahipti. Bir melodi duyulmaya başlandı, saf ve hoş bir melodi. Ancak bu bir tehdit işaretiydi.

"Karanlığı kutsal ışık ile yok et." diye bir ses duyuldu, ancak bu Astaroth'un sesi değildi.

Bu ses her kiminse durmadan aynı şeyi söylemeyi devam ediyordu. Amon aydınlanma yaşıyordu sanki. Kendi isminin anlamı ile bir şeyler kesişiyordu.

Silüet olduğu yerde durdu ve Amon'u seyretmeye başladı. Amon kılıcını sıkıca kavradı. Silüet bir anda hışımla ona doğru koşup saldırı yapmaya başladı.

Amon karşılık verdi ve kendini korudu. Bir çok savaşa girmişti, bu onun için bir hiçti.

Amon saldırı yapmaya başladı. 'Karanlık' olarak bahsedilen varlık bu olmalıydı.

Amon hiddetle saldırmaya devam ediyordu. O her kılıcını savurduğunda göğsündeki mühür daha çok parlıyordu sanki.

Silüet son bir hamleyle kılıcını Amon'a doğru hızlıca savurdu.

Amon geri çekilmeye çalıştı ancak artık çok geçti, kılıç neredeyse burnunun hizasındaydı.

Amon kılıcı ağzıyla yakaladı,evet ağzıyla. Silüet kılıcı Amon'un ağzından çekip almaya çalıştı ancak Amon bırakmadı.

Sivri dişleri ile kılıcı kırdı. Silüet şok ile geri çekirdi.

Amon şeytanice kükredi ve kılıcını büyük bir şiddetle silüetin göğsüne sapladı.

Silüet acı içinde kükredi ve kendini yere attı. O bunu yapınca küllerine dönüştü. Amon kılıcı yerden aldı. Vücudunda bir titreme ve yanma hissediyordu. Gözleri kıpkırmızı bir şekilde parlıyordu.

Derken bir anda kralın taht odasına geri döndü.

Elinde tuttuğu kılıç gitmişti, tişörtü yerindeydi ve her şey normaldi.

"Bu da neydi?" diye sordu Amon nefes nefese. Astaroth sakalını kaşıdı. "Anlaşıldı." dedi düşünceli bir ses tonuyla.

"Durum nedir Kral Astaroth? Ne düşünüyorsunuz Amon hakkında?" diye sordu kral. Astaroth sırıttı. "Onu eğitmeme izin verin Kral B... O sıradan bir iblis değil. O kullandığı kılıcı herkes kullanamaz. Antik bir kılıç." diye cevapladı Astaroth.

Genç Tanrıların Doğuşu (BXB)Where stories live. Discover now