Yirminci Bölüm

28 4 7
                                    

(Medyada ki Amon)

~Urian'ın Bölümü~

Urian somurttu, "Ben bu dünyada ki bir çok büyüyü biliyorum! Bana savaşmayı öğret." dedi Urian onu eğiten hizmetçiye. Hizmetçi kıkırdadı, "Uçabilir misin?" diye sordu. "Ben bir elfim. Nasıl uçayım?" diye sordu Urian.

"Ama elinde tutmuş olduğum mızrak bir melek mızrağı. Melek mızrağı kullanıcıları uçabilir." diye cevapladı hizmetçi. Adamın sesi Urian'a tanıdık gelmişti, sanki çok yakından tanıdığı bir ses. "Anladım. Belki bana şimdi uçmayı öğretebilirsiniz iblis bey." dedi Urian ve devam etti, "İblisler uçabilir mi?" diye sordu ve sustu.

Adam uzun siyah kapşonunun altından sırıttı. "Ben tam anlamıyla bir iblis değilim. Ama sana bunu söylemek için çok erken." diye cevapladı adam. Urian şaşırdı. "Melez misin?" diye sordu ve devam etti, "Yani, Zagreus gibi." dedi Urian.

Adam kıkırdadı, "Ah hayır, ben doğuştan bir melez değilim. Efendi Amon sayesinde 'canavarlaştım'." dedi adam. 'Canavarlaştım'
derken bunu vurgulayarak demişti. Urian yutkundu, "Canavarlaşmak?" diye sordu.

Adam kendi altın renkli, ucunda gerçek deriden yapılma iblis kanadı olan mızrağını yere sertçe vurdu. "Sus. Konstantre ol!" diye bağırdı. Urian hemen pozisyon aldı. "Uçmayı öğrenmek istiyor musun?" diye sordu.

Urian heyecanla başını evet anlamında salladı.

Adam sırıttı. "Dediklerimi tekrar edeceksin. Gözlerini kapat ve mızrağını iki bacağının arasına al. Normalde mızrağına alıştığında ona oturup uçmak zorunda kalmayacaksın, ama ilk denemen için üstüne binmen şart." dedi. Urian gözlerini kapattı ve mızrağını iki bacağının altına yerleştirdi ve oturur pozisyona geçti, dizlerini kırdı.

" Vola!" dedi adam ve Urian onu tekrar etti. "Vola!" der demez Urian ayaklarının yerden kesildiğini hissetti. 'Lan lan lan, neler oluyor!?' dedi içinden ve gözlerini açtı. Yerden 1 metre havadaya duruyordu, mızrağındaki melek kanatları çırpınıyordu, kalbi çok hızlı atıyordu. "Başardım! Uçuyorum! Uçuyorum!" dedi Urian ve yerinde sallanmaya ve gülmeye başladı.

"Hey! Hareket etme düşeceksin!" diye bağırdı adam. Adam bağırınca sesi daha da tanıdık olmuştu. Urian kaşlarını kaldırdı. "Ah... Şey... Pardon." dedi ve durdu. Adam öksürdü ve sesini biraz daha kalınlaştırdı.

"Bedenin ile mızrağına yön ver. Sağa dönüp sırtını eğersen sağa doğru uçmaya başlar, aynısını sola doğru yaparsan sola doğru." dedi Adam. Urian bedenini sağa çevirim sırtını eğdi ve mızrak sağa doğru uçmaya, yükselmeye başladı. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu ve bu onun çok hoşuna gitmişti.

"Vay be!" dedi sesli bir şekilde. Aklına bir fikir gelmişti, sürekli 'Vola.' derse belki daha da yükselirdi?

"Vola! Vola! Vola!" dedi ardı ardına Urian. Ve mızrak bir anda çok hızlı bir şekilde yükselmeye başladı. "Napıyorsun!?" diye bağırdı adam tekrardan. Urian kontrolü sağlayamıyordu ve bir sağa bir sola sürüklüyordu onu mızrak. "Duramıyorum! İmdat!"

"Bu çocuk hep mi salak olur?!" dedi adam kendi kendine ve kendi mızrağını havaya kaldırdı ve "Vola." dedi. O bunu diyince çok hızlı bir şekilde yükselmeye ve hareket etmeye başladı. Mızrağındaki iblis kanatları çırpınıyordu. Uçmak için mızrağına binmesine gerek yoktu, elinde tutması yeterliydi.

Urian havada bir sağa bir sola giderken adam onu peşinden kovalamaya başladı. "Prohibere! Angelus hasta!" diye bağırdı adam ve bir anda Urian'ın mızrağı aniden durdu, aniden durmasıyla birlikte Urian dengesini kaybetti ve mızraktan düştü.

Genç Tanrıların Doğuşu (BXB)Where stories live. Discover now