Yirmi Dördüncü Bölüm

31 3 0
                                    

Zagreus, Basil ve Urian üçü de aynı oda da kalacaktı. Odaya girdiklerinde o da neredeyse 3 yatak odasının birleşimi kadar büyüktü ve tavan çok yüksekti.

Üç tane yatak yan yana sıralanmıştı ve her bir yatağın arasında bir komodin vardı. Duvarın bir kısmı tamamen kocaman bir pencere ile kaplıydı, yer ve tavan siyah mermerden yapılmıştı ve duvarlar kırmızı renkte ve onyx taşları ile süslenmişti. Perdeler altın rengindeydi ve L şeklinde uzun, siyah bir koltuk vardı. Ve daha niceleri. Bu oda 5 yıldızlı bir otel odasına bin basardı. kendisine ait bir kocaman bir banyosu bile vardı.

"Cam kenarı yatağı benim!" diye bağırdı Urian ve hemen pencerenin tam dibinde olan yatağa attı kendini. "Ohhh! Yumuşacık!" dedi ve yatakta yuvarlanmaya başladı.

Zagreus güldü. "Burası gerçekten harika." dedi etrafa bakınarak ve tam ortadaki yatağa oturdu. Basil kocaman gardropun önüne gitti ve kapağını açtı, burada bir sürü kıyafet vardı. "İlk önce üstümüzü değişelim, burada çok fazla kıyafet var." dedi Basil onlara dönerek.

Üç genç üstlerini çıkardılar ve rahat şeyler giyindiler ve kendilerini yataklarına attılar. "Benim uykum yok, hadi biraz sohbet edelim. Mumu söndürmeyin." dedi Urian yattığı yatakta dikleşerek.

"Böyle rahat bir yatakta yatmayalı uzun zaman oldu. En son beş yaşımdayken yer altı şatosunda böyle yataklarda yatardım." dedi Zagreus ve güldü.

"Zagreus, birlikte yatalım mı?" diye sordu Basil. Zagreus kıkırdadı, "İçeri hizmetçi dalarsa yanarız." dedi Zagreus. "Bir şey olmaz, ne yapabilirler? Haydi lütfen." dedi Basil yalvararak.

"İyi ama Urian-" sözünü bitiremeden Zagreus bir horlama sesi yükseldi, Urian uyuya kalmıştı. "Baksana şu salağa, hem uykum yok diyor hem bunu dedikten daha bir dakika olmadan uykuya dalıyor." diye güldü Basil.

Zagreus'da aynı şekilde güldü. "Haydi yanıma gel sen." dedi Zagreus yana kayarak.  Yatak üç kişinin kolayca sığabileceği bir büyüklükteydi.

Basil hızlıca yatağından kalktı ve Zagreus'un yanına geldi. Onu altına aldı ve dudaklarını öpmeye başladı. (Yazar not: zavallı Urian'ım ah ah)

İkili dudaklarını ayırdı ve Basil Zagreus'un yanına uzandı. Birbirlerine döndüler ve bir süre sadece birbirlerine baktılar. Yorganın altında el ele tutuşuyorlardı.

"Yakından bakınca gözlerin daha fazla parlıyor." dedi Basil gülümseyerek. Zagreus kızardı ve bakışlarını kaçırdı. Basil onun çenesini tuttu ve kendine bakmasını sağladı. "Bu kadar mükemmel olman beni delirtiyor." dedi Basil aşkla onun yüzünü incelerken.

"Mükemmelliğin tanımı sensin, ben değilim." dedi Zagreus Basil'in burnunu öperek. Daha sonra ona sıkıca sarıldı ve saçlarını okşamaya başladı.

Basil başını Zagreus'un göğsüne yaklaştırdı ve kalp atışlarını dinledi. Kalbi çok hızlı atıyordu, sanki yerinden çıkacakmışcasına. Kıkırdadı. "Neden bu kadar hızlı atıyor kalbin?" diye sordu Basil.

"Çok yakınsın, güzel hissettiriyor. Ne yapacağımı bilmiyorum." diye cevapladı Zagreus. Basil, Zagreus'un elini sıkıca kavradı ve dudağına yaklaştırıp öptü.

"Basil, şeyi hatırlıyor musun?... Ah, şey..." dedi Zagreus kekeleyerek. "Hm?" dedi Basil ne devam etti, "Neyi?"

"Bir ara sana birlikte yer altı krallığını yönetelim demiştim ya, onu." diye cevapladı Zagreus. "Ah, evet hatırlıyorum. Neden ki?" diye sordu Basil.

"Belki sana öyle gelmemiş olabilir ama ben çok ciddiydim. Seninle evlenip, koca bir krallığı yönetmek istiyorum." dedi Zagreus parmaklarını Basil'in parmaklarına kenetleyip. Basil şokla gözlerini kocamanca araladı.

Genç Tanrıların Doğuşu (BXB)Where stories live. Discover now