Yirmi Yedinci Bölüm

26 3 2
                                    

İki genç savaş alanına geri döndü ve kaldıkları yerden savaşmaya devam ettiler. Düşman askerler geri çekilme çağrısında bulundu ve hepsi kaçtılar, başlarında komutanlarını kayıp ettikleri için daha fazla savaşamazlardı.

Andras miğferini yere attı ve kükredi, "İşte böyle! Sizi korkak embesiller haha!" dedi ve kahkaha atmaya başladı. Amon sakince derin bir nefes aldı ve askerlere döndü. "Yaralıları çadırlara taşıyın, ölenlerin bedenlerini torbalara sarın. Şehitlerimiz için bir cenaze düzenleyeceğiz, ailelerine haber verin." dedi Amon ve şatosuna yürümeye koyuldu.

Zagreus, Basil ve Urian cesetlerle ve yaralılarla uğraşıyorlardı. Amon şatosuna doğru yürürken Zagreus'a seslendi. "Benimle gel Zagreus." diye emretti Amon. Zagreus sırtındaki yaralı askeri Urian'a teslim etti ve Amon'un peşine takıldı.

Birlikte şatoya girdiler. "Benimle zindana gel." dedi Zagreus ve önden yürümeye başladı. Zindana vardıklarında Ares uyanmıştı ve parmaklıkların arasında oturuyordu. Ares, Amon'u görünce kara kaşlarını çattı ve ona tip tip bakmaya başladı.

Athena hâlâ baygındı, bu iyiye işaret değildi. Zagreus hemen Athena'nın yattığı parmaklıkların kilidini açtı ve içeri girdi, nabzını kontrol etti. Neyse ki hâlâ yaşıyordu, derin bir 'oh' çekti.

"Yaşıyor mu? Şaşırdım. Öyle sert bir yumrukta yaşaması mucize." dedi Amon şeytanice sırıtarak. "Durumu iyi değil. Onu uyandırabilmemiz lâzım." dedi Zagreus.

Ares ayağa kalktı ve parmaklıklara yanaştı. "Sen canavarsın Amon. Has bir canavar hemde." dedi Ares öfkeli bir ses tonuyla. Amon dudaklarını yaladı ve sırıttı, "Beni mahçup ediyorsun." dedi sırıtarak.

Ares parmaklıklara yumruğunu geçirdi. "Bu yanında kalmayacak! Seni iblis bozuntusu!" diye bağırdı Ares ve bakışlarını Athena ile ilgilenen Zagreus'a çevirdi. Ona da söyleyecek bir çift lafı vardı.

"Ve sen Zag. Nasıl oluyor da bu canavar ile işbirliği yapabiliyorsun!? Benim hayatımı kurtardın diye sana sevgi göstereceğimi zannediyorsan yanılıyorsun!" diye bağırdı Ares ve sustu.

Zagreus, başını arkaya çevirdi ve Ares'e baktı. "Senin hayatını kurtarmadım. Bağışladım." dedi ve Athena'yı yatağına geri bırakıp ayağa kalktı, Ares'in parmaklıklarına yaklaştı.

Yüzünü Ares'in yüzüne yaklaştırdı. "Ölürüm de siz pis tanrıların tarafına geçmem. Annen ve baban senin için ne yaptı ha? Söyle bana!" diye bağırdı Zagreus hiddetle. Amon sadece ikisini dinlemek ile yetiniyordu.

Ares parmaklıklara yapıştı ve ona karşılık vererek bağırdı, "Onlar beni eğitti! Beni yetenekli ve güçlü bir asker yaptılar!" diye cevapladı Ares öfkeyle.

Zagreus parmaklıklara sert bir yumruk geçirdi, "Öyle mi?! O halde neden yüz yıl boyunca Hades'in zindanında yatmak zorunda kaldın ha! O siktiğimin Zeus'u seni cezalandırdı, o baban olacak şerefsiz seni cezalandırdı Ares! Sen savaşıp Olimpus'u korumak istedin ama Zeus yinede yaptığın yıkımlardan ötürü seni hapsetti!"

Ares yutkundu ve kaşlarını çattı. Geri çekildi ve yumruklarını sıktı. Öfkeden deliye dönüyordu. Zagreus'un bu dedikleri onu delirtiyordu.

"Peki ya Athena? Baban senden bir sik olmayacağını anladı ve Athena'ya yöneldi. Ancak Athena'da senden farksız. Zeus Athena'yı yalnızca bir silah olarak kullandı sırf güçlü ve iyi bir savaşçı diye. Zeus hiç bir çocuğunu sevmedi!" diye kükredi Zagreus.

Amon bile Zagreus'un bu dediklerinden etkilenmişti. Baba sevgisinden mahrum kalan zavallı bir çocuk, şimdi dönüştüğü hâle bir bak? Babasını öldürüp tahta geçmeyi planlıyor.

Genç Tanrıların Doğuşu (BXB)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora