On Sekizinci Bölüm

36 4 7
                                    

Zagreus gözlerini beyaz örtüler serilmiş bir yatakta açtı. Üstünde beyaz ve temiz bir kıyafet vardı. Vücudu ağırmıyordu ama çok yorgundu. Karşısında Basil ve Urian'ı görünce içi rahatladı.

"Çocuklar?" diye bir inilti çıkardı. "Zagreus! Canım arkadaşım yaşıyorsun." dedi Urian ve sertçe Zagreus'a sarıldı. "Urian! Yavaş!" diye kızdı Basil. Urian güldü. "Özür dilerim. İyi misin Zagreus? Basil az kalsın korkudan altına işeyecekti." dedi Urian.

Basil sertçe Urian'ın kafasına yumruğunu geçirdi. "Kes!" dedi kaşlarını çatarak Basil. Urian kıkırdadı. Basil Zagreus'un elini sıkıca kavradı. "Ben çok korktum Zagreus. Keşke sana yardım edebilseydim affet beni ne olur Urian beni tutmasaydı arenaya dalacaktım yemin ederim." diye yalvardı Basil. Zagreus güldü.

"Ben iyiyim. İyi ki arenaya girmemişsin. Çok tehlikeliydi." dedi Zagreus gülümseyerek. Basil başını Zagreus'un kucağına koydu ve ağlamaya başladı. Zagreus, Basil'in kıvırcık kahverengi saçlarını okşamaya başladı. "Şşş, sana kızgın değilim Basil. Hem ben kazandım. Ağlama lütfen, sen ağlayınca içim parçalanıyor." dedi Zagreus.

Basil pek anlaşılmayan bir ses tonuyla, "Ama ö-ö-ö-ölebilirdin!" dedi. "Ama ölmedim, tüm o iblislere kimin lider olduğunu gösterdim." dedi Zagreus gururlu bir sesle. "O iblisin cesedine ne oldu?" diye sordu Zagreus.

"Onu mızrağa çevireceğini çalışanlara bildirdik. Şuanda buzlar ile korunuyor." diye cevap verdi Urian. "Anladım." dedi Zagreus. Basil gözyaşlarını sildi ve dikleşti.

"Ben... birini öldürdüm." dedi Zagreus yüzünü asarak. "Ve etinide yedin koparıp hatırlatırım." dedi Urian sırıtarak. Bunu duyan Zagreus hemen yatağından kalktı ve kusmak için tuvalete kaçtı. "Hey Zagreus! Dur!" dedi Urian ve Zagreus'un peşinden koştu.

Zagreus kovaya öğürüp öğürüp duruyordu, boğazını parmaklıyordu kusmak için. "Iyy! Tanrım! Dur artık!" dedi Urian ve Zagreus'u durdurmaya çalıştı.

Zagreus ve Urian tuvalette cebelleşirken Basil sadece tahtadan sandalyede oturup yere bakıyordu. 'Zagreus onca dayaktan sonra nasıl bu kadar sakin olabiliyor? Neden ona yardım edemedim. Ben neden bu kadar güçsüzüm...' diyordu Basil kendi kendine.

Zagreus her ne kadar ona bugun ne kadar güçlü olduğunu anlatsa da, ona güzel bir şamar atmış olsa da Basil akıllanmamıştı. Arenada yapabileceği bir şey yoktu. Eğer arenanın ortasına dalsaydı o iblis onu kesinlikle öldürürdü.

Ama her gözlerini kapattığında Zagreus'un yerden yere vuruluşu, o piç iblisin onu dokunmaya kıyamadığı saçlarından tutup Zagreus'a pis itamlarda bulunması aklına geliyordu. Bu onu delirtiyordu...

Ellerini yumruk yapıp sıktı. Bir karar almıştı. Güçlenecekti, ve Zagreus'u korumak için yeterli güce sahip olacaktı.

Urian, Zagreus'u kolundan çekiştirip odaya geri getirdi. "Basil, Zagreus kustu." dedi Urian sanki bir bebekten bahseder gibi. "Ha? Ne?" diye sordu Basil şaşkınlıkla.

"Yav kustu diyorum." diye cevap verdi Urian. "Ben yamyamım." dedi Zagreus onun peşinden ve ağlamaya başladı. "Kus sonra da ağla!" diye bağırdı Urian. Basil kıkırdadı.

Basil, cebinden çıkardığı mendili ıslattı ve Zagreus'un ağzını sildi. "Bence iblisler arasında birbirini yemek normal bir şey Zagreus." dedi Basil sakin bir ses tonuyla.

"Ama iğrenç!" dedi Zagreus bağırarak. "Yemeseydin sende oğlum. Aç köpek!" dedi Urian dalga geçercesine. Ancak o bunu der demez Basil ona çok tehditkar bir bakış attı. Urian gerildi ve ağzını kapattı. "Ö-özür dilerim. Şakaydı." dedi ve sandalyeye oturdu.

Genç Tanrıların Doğuşu (BXB)Where stories live. Discover now