~19

12.6K 796 469
                                    

Kısa sürede geniş salona giriş yapmıştık. Burası VIP salon olmalıydı. Salona giriş yaptığımda, karşılaştığım ilk şey oldukça geniş olan dikdörtgen bir masaydı. Ortada güzel bir çiçek vardı. Masanın başında Bay Kim, hemen çaprazında Bayan Kim, yanında Chung Cha. Masanın diğer başında Babam ve son olarak da çaprazında annem bulunuyordu. Bayan Kimin karşısında bizim için iki sandalye ayrılmıştı. Yanımızdaysa iki kişi daha oturuyordu.
Bu kişilerden biri Yoongi Hyungken, yanındaki kişi asla tahmin edemeyeceğim biriydi...

En yakın arkadaşım olan Jimin, bana gülümseyerek bakıyordu. Onu görünce ağzım şokla aralanmıştı.
Onu gördüğüme çok sevinmiştim. Hatta uzun zamandır bu kadar sevindiğimi hatırlamıyordum.

Onu gerçekten çok özlemiştim.

Taehyung, hareket etmediğimi anlayınca belimden çekerek beni masaya doğru yönlendirmeye başlamıştı. Mantıken Jiminin burada Yoongi Hyungun sevgilisi olarak bulunduğunu anlayabiliyordum. Ancak bu durumun habersizce gerçekleşmesi, istemsizce gerilmeme sebep olmuştu.

Giriş yapmamızla tüm gözler bize dönmüştü. Jimin bana bakarak gülümsüyordu. Jimin şaşırmışa benzemiyordu. Sanırım bu durumu Taehyung benim adıma Jiminle konuşmuştu.

İlerleyip kendi sandalyelerimize varmıştı. Ufak bir selamlaşmadan sonra, Taehyung, Jiminin yanına oturmam için sandalyemi çekmişti. Gülümseyerek oturmuştum. Ardından da Taehyung diğer yanıma oturmuştu.
" Hoşgeldiniz çocuklar."
Bay Kimin konuşmasıyla gülümsemiştik.

Annem ve babam, yemeğe katılmak için kısa tatillerinden dönmüşlerdi. Önümüzdeki bir hafta boyunca Korede bulunacaklardı. Sebebini az çok tahmin edebiliyordum.
Evlenecektik.
Ve bu, önümüzdeki bir haftada gerçekleşecekti.
Yüksek ihtimalle yine, Taehyung benim adıma ailemle görüşmüştü.

Olayların dışında kalmam, söz hakkımın hiçbir şekilde olmaması beni gerçekten üzüyor ve rahatsız ediyordu.

" Seni çok özledim."
Jimin cümlesinden sonra, yerinde bana doğru dönerek beni kısa kollarının arasına almıştı.
Elbette ben de kısa sürede ona karşılık vermiştim.
Jimin benim için apayrıydı.
Kardeşim gibiydi.
Onunla kısa bir süre sohbet etmiştik. Pot kırmaktan korktuğumdan her cümlemi özenle seçmek durumunda kalmıştım.
Kısa süre sonra yemeklerin servisiyle herkes kısa cümleler dışında sessizliğe bürünmüştü.

" Nikahı ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz, çocuklar? "
Babamın cümlesiyle bakışlar ona dönmüştü.
Gözleri doluydu.
O da istemiyordu.
Babamın henüz küçük olduğumu düşündüğüne emindim. Ancak babam hayatım boyunca sadece bana destek olmuştu. Bu konuda da beni üzmemek için fikrini belirtmediğine emindim.
Her ne kadar dominant ve sert bir yapıya sahip olsa da o benim her şeyimdi.
Aramızdaki ilişki çok farklı bir boyuttaydı.

" Dört gün sonra düşünüyoruz, Bay Jeon."
Taehyungun benim adıma konuşmasıyla, gözlerim dolmuştu ancak yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirmiştim. Babam da sessizce başıyla bizi onaylamıştı.

" Hazırlıklara başladınız mı?"
Sözü tekrar Bay Kim almıştı.
" Ev hazırlıkları yapıyoruz. Düğün hazırlıklarına yarın başlayacağız, baba. Zaten bir organizasyon şirketiyle işbirliği yapmayı planlıyorum."
Bay Kim, ağzındaki yemeği çiğnerlen başıyla onaylamıştı. Evlilik konusunda Bay kim de, Taehyung kadar aceleciydi.

Kendimi yazılmış bir senaryoyu oynayan, basit bir kukla gibi hissediyordum. Hayatımla ilgili köklü değişiklikler oluyordu, ancak benim söz hakkım yoktu.
Gözlerim doluyordu.

Yemeğin geri kalanı sakin geçmişti. Aynı konular ele alınmıştı. Ara sıra iş meseleleri de gündeme gelirken öncelikleri belliydi. Evlilik hazırlıkları hakkında bol bol konuşulmuştu. Davetliler, kıyafetler... Birçok konuda planlamalar yapılırken, ben sessizce olan biteni izliyordum. Benim sessizliğimi kısa sürede sorgulamışlardı ancak, kendimi iyi hissetmediğimi söyleyerek geçiştirmiştim. Pek ikna olmayan aileme sunduğum gülümseme, onları az da olsa rahatlatmıştı.

Mafia e il suo bambino.(TAEKOOK)Onde histórias criam vida. Descubra agora