~17

14.3K 873 242
                                    

Uzun süredir yolculuk içerisindeydik. Ve gittiğimiz yolda neredeyse hiç yaşam belirtisi yoktu. Ormanlık bir alanda yaklaşık üç saattir ilerliyorduk. Hava aydınlanalı çok olmuştu. Arabaya bindiğimiz ilk saatlerde derince bir uykuya dalmıştım. Ancak uykum, ardı ardına gördüğüm kabuslarla son bulmuştu. Titreyerek, ağlayarak uyanmıştım. Taehyung, ağladığımı farkettiği an beni uyandırıp kucağına yatırmıştı. Bu pozisyonda yaklaşık bir saat uyumuştum. Şimdiyse, yine Taehyungun kucağında kısıkça çalan şarkıyı dinleyerek camdan dışarıyı izliyordum. O da belimi okşayıp, arada yüzümün farklı yerlerine öpücükler konduruyordu. Ona müsaade ediyordum, çünkü silah benim travmamdı.
Anneannemin ölümü hiç de masum bir ölüm değildi.
Sırf varlıklı bir kadın olduğu için silahla vurularak öldürülmüştü. Dedem Korenin soylularındandı. Ve o anneannemden önce vefat etmişti. Dolayısıyla tüm mirası anneanneme kalmıştı. Bu da medyaya yansıyınca olan olmuştu.
Anneannemin ölümü benim için bir yıkımdı.
Dedemin de yeri çok ayrıydı ancak o öleli çok uzun zaman olduğundan hatırımda dahi hayal meyal kalmıştı. Ölümün silahlı olduğunu öğrendiğimden beri bende adeta bir fobi haline gelmişti.
Taehyungun öpücükleri de garip bir şekilde beni rahatlatıyordu. Ayrıca, onunla kavga edebilecek güçte değildim.

Anneannemin evine fazlasıyla yakındık. Ve şu anda kendimi güvende hissettiğim nadir yerlerden biri olan bu eve gitmek istiyordum.
" Taehyung."
Ağlamaktan ve sadece tek kelimelik cümleler kurmaktan dolayı sesim çatallı geliyordu.
Başımı boyun girintisinden çıkarıp, yüzüne bakmaya başlamıştım.
" Ev bulana kadar, anneannemin evinde kalsak?"
Uzunca bir düşünme sürecinin ardından, şüpheli gözlerle bana bakmaya başlamıştı.
" Taehyung, bu halde kaçacak halim yok. Hem gidebileceğim tek yer orası. Kartlarımı da aldın, param, pasaportum hiçbir şeyim yok."
Alnıma derin bir öpücük kondurup, tekrar konuşmaya başladı.
" Tamam öyleyse. Ama dışarı adım atmak yok Jungkook."
Başımla onu onaylayıp, başımı tekrar güzel kokulu boynuna gömmüştüm.

Her ne kadar kabul etmek istemesem de burası da benim güvenli yerimdi.

Belimi okşamaya devam ederken, şoföre gideceğimiz yerin adresini vermişti. Kabul ettiği için mutluydum. O evi gerçekten çok seviyordum. Benim için çok özel bir yerdi.

Yolculuğun geri kalanı sakin geçmişti. Taehyung yalnızca, evi tarayan kişileri öğrenmek ve iş amacıyla arada telefon görüşmesi yapıyordu. Onun dışında sessizce, kısık sesteki müziği dinliyorduk. Yolculuğumuz kısa sürmüştü. Yavaş yavaş karnımın acıktığını hissediyordum. Araba durduğunda Taehyung dikkatlice beni kucağına alarak arabadan inmişti. Kafamı boynundan ayırıp etrafı izlemeye başlamıştım. Hea teyzeye geldiğimi haber vermeliydim doğrusu. Geçen sefer geldiğimde yaşadıklarımızı tekrar etmek istemiyordum.
" Taehyung, Hea teyzeye geldiğimizi haber verebilir miyiz. Söz veriyorum yanında konuşacağım. Geçen sefer camları açık görünce korkmuştu."
" O sarıldığın herif de oradaysa asla temas etmiyorsun. Cevap bile vermiyorsun. Duydun mu beni?"
Başımla onu hızlıca onaylamıştım. Beni nazikçe yere bırakıp sıkıca elimi elleri arasına almıştı.
" Tanışalım bakalım Hea teyzenle."
Alayla söylediği şeye küçük bir gülümseme vermiştim. Küçük taş yolda yürümeye başlamıştık.
İki evin sınırları arasında yaklaşık dört dakikalık kısa bir mesafe vardı. Bu yüzden de hızla ulaşıp, kapıyı çalmıştık. Kısa sürede açılan kapıyla karşımıza Hea teyze çıkmıştı.
Beni gördüğü an, adeta gözleri parlamıştı. Hızlıca öne atılıp, beni kollarına almasıyla ben de artık güçsüz düşmüş olan kollarımı ona sıkıca dolamıştım.
Ondan anneannemin kokusunu alıyordum.
Sıkı sarılışımızı Taehyunga ait olan boğaz temizleme sesi bozmuştu. Hea teyze benden ayrılıp gözlerini Taehyungun üzerine doğru çevirmişti.
" Hoşgeldiniz oğlum."
Aynı şekilde de Taehyunga sarılmasıyla onları gülümseyerek izlemeye başlamıştım. Taehyung başta duraksamış, ardından da onun da yüzüne yerleşen gülümsemeyle kollarını Hea teyzeye dolamıştı.
Kısa bir süre sonra ondan da ayrıldığında tekrar bakışlarını bana çevirmişti.
" İlk defa birini buraya getirdiğini görüyorum oğlum. Kim bu genç?"
Hea teyzenin sorusuyla, Taehyung yanıma yaklaşıp kollarını belime dolamıştı.
" Tanıştırayım Hea teyze. Kim Taehyung, nişanlım olur kendisi."
Hea teyzenin yüzündeki değişimi an ve an izlemiştim. Şaşırdığı inkar edilemeyecek kadar gerçekti. Öğrendiği şeyi sindirdikten sonra, yüzüde samimi bir gülümseme belirmişti.
" Ciddi misin? Ay çok sevindim oğlum. Umarım sizin için en doğrusu olur."
Bir bana bir Taehyunga bakarak konuşmasıyla, bu haline ben de gülümsemiştim. Kısa süren bir sohbetin ardından bizi içeriye davet etmişti ancak yerleşmemiz gerektiğini söyleyerek, reddetmiştik. Şimdi de el ele eve doğru yürüyorduk.
" Bu teyzeyi sevdim."
Kurduğu cümleyle bakışlarım ona dönmüştü. Bu sırada kapıya varmıştık ve ben anahtarla kapıyı açıyordum.
" O da seni sevdi. Her insana sarılacak biri değil. Hatta teması pek sevmez, ama ilk görüşte sana sarıldı. Sana ısınmış olmalı."
Yüzündeki gülümseme büyümüştü. Bu sırada kapıyı açmış, ardından da geniş hole giriş yapmıştık.  Taehyung meraklı gözlerle etrafı inceliyordu.
" Bu ev gerçekten de güzel."
Güzel yorumuyla yüzümde memnun bir gülümseme belirmişti. İçeriye korumalar girip, acilen kullanmamız gereken eşyaları yerleştirmeye başlamışlardı. Oturma odasına geçiş yaptığımızda, dikkatini çeken ilk şey geniş kitaplıydı.
" Aman tanrım, bunlar da ne?"
Ağzı açık kitaplığa bakmasıyla kıkırdamaya başlamıştım. Üzerimizdekilerden kurtulup geniş koltuğa yerleşmiştik. O sırada bir koruma geniş salona elindeki tabletle giriş yapmıştı.
" Efendim, istediğiniz özelliklere sahip evleri sıraladım. "
Korumanın sözleriyle ağzım şaşkınlıkla aralanmıştı.
" Bu kadar çabuk mu?"
Taehyung, tableti alıp korumayı yanımızdan göndermişti. Ardından da bakışları bana dönmüştü.
" Ne kadar çabuk, o kadar iyi bebeğim. Hadi bakalım, seç "
Tableti bana uzatmasıyla, gözlerimi yüzüne çevirmiştim.
" Neden ben bakıyorum? Senin seçmen daha doğru olur."
" O evde hayatın boyunca sen de yaşayacaksın. Tabii farklı bir eve geçiş yapmazsak. Bu yüzden de sana bırakıyorum. Benim için tek kriter geniş bir bahçe ve oda sayısıydı. Ayriyeten de korumaların kalabileceği bir alan. Normalde kendim yaptırmak isterdim ancak, o kadar vaktimiz yok. Burası şirketten çok uzakta, dolayısıyla burada fazla kalamayız."
Başımla onu onaylayıp, tabletteki evlere göz atmaya başlamıştım. Evlerin neredeyse hepsi siyah dış cepheye sahipti. Ben de siyah rengine bayılırdım bu yüzden de güzel bir seçim yaptığımı düşünüyordum.

Mafia e il suo bambino.(TAEKOOK)Where stories live. Discover now