16. BÖLÜM

23K 1.8K 156
                                    


16. BÖLÜM

Hayatım boyunca yaptığım herşeyin arkasında durmuştum. Bazen sonuçları kötü olmuştu ama yine de benim hatam diyerek kabul edip sonucu her neyse katlanmıştım.

Ama ilk defa kendimi hiçbirşey yapmadan birşeyler yapmış gibi hissediyorum. Atilla Bey'in delici bakışları hala Alparslan'ın elinin olduğu bacağımdan ayrılmazken daha fazla dayanamayarak Alpaslan'nın elini bacağımdan yittirdim.

Atilla Bey yanlış anlamıştı onu anlamıştım ama ne anladığını anlamadım.

Oturduğum yerden kalkarken sonunda Atilla Bey'in bakışları gözlerime kavuşmuştu. Göz göze gelince bakışları güneşi görmüş kar adam gibi yumşarken hala birşey dememişti.

"Rahatsız etmedik umarım?" Dedi Doktor düz tutmak için uğraştığı ama beceriksiz olduğunu gösteren alaylı ses tonuyla. Kapı önünden içeriye doğru girerken arkasında başka birini daha gördüm.

"Abla?" Dedi Mete'de bir bana bir Alparslan'a bakarak.

"Efendim." Dedim normal bir tonda. Niçin bu kadar abartılı tepkiler vermişlerdi anlamamıştım.

Mete tam ağzını açıyordu ki Atilla Bey'in konuşmasıyla her kapattı.

"Ne yapıyorsunuz siz burda?"

Oturuyorduk?

"Sanırım Alparslan abi ablamın müşkülünü dinliyor." Dedi Mete.

Doktor Mete'nin cümlesine tam gülüyordu ki kendini zorla tuttu. "Benim iki dakikalık işim var komutanım. Hemen geliyorum." Diyerek odadan çıktı. Ama eminim ki içinde tuttuğu kahkahayı bırakmaya gitmişti.

"Ben Vedat'la konuşmak için gelmiştim de." Dedi Alparslan çekinir gibi. Yan dönerek kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Tamam adam generaldi ama çekinmeye ne gerek vardı? Konuşuyorduk yani sadece.

"Görüyorum." Dedi Atilla Bey. Bakışları Alparslan ile aramızda gidip gelirken.

"Ben dikişlerim için gelmiştim. Doktor sanırım ismi Vedat değil mi?" Diyerek Alparslan'a döndüm onaylaması için.
Hızla başını sallamıştı.

"Doktor Vedat olmayınca bekleyelim dedik."

"Dediniz?" Dedi Atilla Bey bana bakıp gülümsemişti. "Anlıyorum kızım."

"Baba gerçekten şuan ne anladığını çok merak ediyorum." Dedi Mete gülerek.

Mete'ye kaş göz ederek kızar gibi yaptığım da gülmesini kesmişti. Ama her an tekrar gülecek gibiydi.

"Mete sen niye geldin? Hani hafta başı başlıyordun?" Dedim konuyu değiştirmek için.

"Sizden sonra telefon geldi. Birkaç evrak imzalamam lazımmış o yüzden geldim." Dedi bana bakarak ama sonra Alparslan'a baktı. "Rahatsız ettiysem giderim ama?"

"Mete." Dedi Atilla Bey. Sert ve uyarıcı bir şekildeydi. Sanırım Mete anlamış olacak ki suratını ciddi bir asker ifadesine çevirdi.

"Vedat gelsin şu dikişleri alsın. Bende seninle konuşacaktım..." Dedi Atilla Bey. Gözleri Alparslan'a kayarken "Tabi başkaları fırsat verirse."

"Atilla Amca... hay yani komutanım biz gerçekten konuşuyorduk." Dedi Alparslan açıklar bir şekilde. Ama anlamıyordum zaten açıktı herşey. Tamam elini bacağımda görmüşlerdi ama neydik biz sevgili mi? Yok artık!

"Görüyorum çocuğum. Maşallah ne kadar güzel konuşuyorsunuz. Zaten siz kardeş sayılırsınız değil mi? Konuşun tabi."

Kardeş kelimesini bastırarak söylemişti. Kaşlarımı çatarak Alparslan'a baktığımda o da aynı ifadeyle bana bakıyordu. Niye kardeş olmuştuk ki biz şimdi durduk yere?

HİCRAN (Aile+ Askeri Hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin