2. BÖLÜM

24.4K 1.3K 168
                                    

Uzun dakikalar büyük bir sessizlikle geçmişti. Odadan kimsenin sesi çıkmıyordu.

En son sessizliği karısı bozmuştu."Nasıl buldun?"

"Gel oturalım öyle anlatayım." Diyerek karısını koltuğa oturturdu. Onlarla birlikte diğerleri de oturdu. Derin bir nefes aldı. Nereden başlaması gerektiğini düşündü.

"Atilla." Diyerek söylendi karısı.

"Askeriyeden eski bir arkadaşımla geçen gün karşılaştık bir yerde. Sonra sohbet muhabbet derken.. Konu Mehir'e geldi. Onun emrinde çalışan bir tim varmış. Tim komutanını anlattı."

Sustu. Durup durup konuşuyordu. Oğluna baktı. Heyecanla onun ağızından çıkacak cümleleri bekliyordu.

"Aslında uzun zaman önce fark etmiş benzerlikleri. Ama askeri görevde olduğu için ve bizi de boş yere ümitlendirmek istemediği için bahsetmemiş. Anlattı durumu. İstersen dönünce gel konuş dedi. Ama ben dayanamadım. Bugün gittim karargâha."

Kocasının bir kaç gündür değişik davrandığının farkındaydı Bahar. Ama işleri yüzündendir diye hiç üstünde durmamıştı. Şimdi anlıyordu sebebini. 'Ee der' gibi başını salladı sabırsızca.

"Dosyasını okudum. 4 yaşında tam depremden sonraki tarihlerde Ankara da bir hastaneye yatırılıyor. Depremzede olabilir diye kayıtlara geçiyor ama buna dair bir delil bulamıyorlar. Sonrasında hiçbir akrabasına da ulaşamıyorlar. Hastanehane de bir süre tedavi olduktan sonra yetiştirme yurduna veriliyor."

Karısının ağlama sesi gelse de ona bakmadan sadece yerdeki halıya bakarak anlatamaya devam ediyor Atilla. Çünkü bakarsa anlatamazdı.

"Orda da çok durmuyor ama birkaç ay sonra İzmirli bir çift evlat ediniyor. Sonra onlarla yaşıyor."

"Benim kızım başkasına mı anne baba dedi yani?" Diyerek ağlaması şiddetlenen Bahar'ın elinden tuttu.

"Bahar yaşıyor en azından. Bunun için dua etmedik mi yıllarca?" Diye teselli vermeye çalıştı.

"Onu büyüten aile peki?"

Oğlunun sesiyle ona döndü. "Adam sekiz yıl önce ölmüş. Kadınla da konuşmuyorlarmış."

"Niye?"

"Bilmiyorum." Dedi karısının sorduğu soruya. "Çiftin bir tane de erkek çocukları varmış. Mehir'den sekiz yaş büyük. Bir tek onunla görüşüyor."

"Abisi yani?"

Bayraktar ailesinin gözlerinin önünde yıkılmasına daha fazla dayanamayan Altuğ "Tamam yeter bu kadar ne olursunuz toplayın kendinizi." Dedi.

Onu duymamazlıktan gelen Bahar "Nerde peki? Kızım nerde?"dedi

"Görevde."

"Ne!"

"Askermiş o da Bahar. Babasının, abilerinin yolundan gitmiş. Küçükken hep derdi ya. Kızımız dediğini yapmış. Asker olmuş."

Sonrası büyük bir kargaşaydı. Tam bu konuşmanın üstüne evin ikinci büyük oğlu Kerim gelmişti. Ona da anlatıldı herşey.

Sonrasında Atilla doğum lekesini ve kolye meselesini de anlatmıştı. Bunların yanında fotoğrafı da göstermişti.

Bayraktar ailesi artık emindi. O üsteğmen onların kızıydı. Kaybettikleri kızları, kardeşleriydi.

...

"Yav bu adamın hiç gelesi yok komutanım ya."

Sıkıntıdan boynunu oynatan Mehir askerinin kurduğu cümleye hak verdi. Neredeyse dün geceden beri saklandıkları yerden aradıkları adamın gelmesini bekliyorlardı.

HİCRAN (Aile+ Askeri Hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin