4. BÖLÜM

21.9K 1.3K 11
                                    

4. BÖLÜM

Başıma giren ağrıyla kaşlarımı çattım. Gözlerimi aralamak istesem de üstlerinde kilolarca yük varmış gibi beni zorluyordu.

Uyanmıştım ama gözlerimi açamıyordum. Ve o sıra yıllarca hep gözümün önüne gelen görüntü geldi. Bilmiyorum bu bir rüya mıydı yoksa beynimin oynandığı bir oyun muydu yıllardır?

Her tarafta çiçekler olan bir bahçe görüyordum. Büyük bir masa çevresinde insanların oturduğu. Sonra bir kadın eli görüyordum. Yıllardır her seferinde gördüğüm gibi sıcacık bir el. Yanağıma dokunuyordu önce sonra da elimi tutarak beni masaya doğru götürüyordu.

Belki 10 saniye bile değildi. Belki bir halis belki de rüya. Ama yıllardır ne zaman görsem bana huzur veriyordu.

Birden yüzümde gerçekten bir sıcaklık hissettim. Başımı oynatarak sıcaklığı anlamaya çalışırken aynı el bu sefer elimden tuttu.

Gözlerimi açmaya çalışırken elimi tutan eli sıktım istemsizce. Yavaş yavaş açılan gözlerim ilk olarak bana gülümseyerek bakan kadını gördü.

Gözleri doluydu ama gülümsemesi çok içten. Kadın o kadar güzel gülümsüyordu ki bende gülümsemek istemiştim karşılık olarak odada tek olmadığımızı anlayınca durağan ifademi bozmadan odadakilere baktım.

Bayılmadan önce yanıma gelen adam vardı. İki tane de genç erkek vardı. Hepsinin birbirleriyle bağlantısı var mıydı bilmiyordum.

Yerimden doğrulmaya çalışınca kadın hemen engel oldu. "Aman kızım dikkat et."

Tekrar beni yatırırken kaşlarımı çattım. "Siz kimsiniz?"

Sorumla kadın arkasını dönerek adama baktı. İkisi birkaç saniye ile bakıştıktan sonra adam da yanıma geldi.

"Biz Alparslan'ın ailesiyle aile dostuyuz..." Derin bir nefes verdi."Benim adım Atilla. Karım bahar, çocuklarımız Egemen ve Kerim. Sen bayılınca yanında olmak istedik Kızım." Dedi.

"Sağolun." Diye mırıldandım. "Alparslan komutan nasıl?"

"Doktoru az önce durumunun iyiye gittiğini söyledi. Sabaha kendisine gelirmiş."

Sesin sahibine bakışlarımı çevdiğimde az önce Atilla Bey'in Egemen dediği çocuktu.

Çok garip bakıyordu Egemen. Adını koyamadığım bir şekilde. Bu farklı bir his uyandırıyordu. "Anladım."

Atilla bey, karısı Bahar hanım ve çocukları Egemen ve Kerim'in tüm bakışları bendeydi. Tüm gözlerim bende olması rahatsızlık verdiği için
bakışlarımı kaçırmak için seruma baktım. Bitmesine çok az kalmıştı.

Oluşan sessizlik rahatsız edici olduğu için dayanamadım ve bunu bozdum.
"Sağolun benimle ilgilendiğiniz için zahmet verdim sizede. Ben nasıl oldu anlamadım sanırım çok kan verdiğim için birden tansiyonum düştü."

"O ne demek yavrum sen iyi ol da." Dedi Bahar hanım. Hala elimi tutuyordu. Ben tuttuğu elime bakarken kapı önünden ses geldi.

"Hastamız uyanmış."

Gelen sese başımı çevirdiğimde orta yaşlı bir hemşireyi gördüm. "Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"

"İyiyim. Ne zaman çıkabilirim?"diye sordum.

"Kızım hemen toparlanmaya çalışma biraz daha dinlen."

"Evet evet tekrar bayılırsın mazallah. İyice kendine gel. "

Bahar hanım ve Atilla Bey'e itiraz edecektim ki onlara baktığımda gördüğüm şeyle duraksadım. Endişe vardı gözlerinde, yüzlerinde...

"Aileniz haklı Mehir hanım. Ama siz çıkmak istiyorsanız önce serumunuzu çıkartalım sonra da tansiyonunuzu ölçeriz. Eğer tansiyonunuz normalse çıkabilirsiniz."

HİCRAN (Aile+ Askeri Hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin