3.BÖLÜM

27.1K 1.5K 43
                                    


3. BÖLÜM

"Dayan oluy mu? Aş kaydı."

"Çok acıyor Mehir."

"Aş kaydı. Yardım edin. Alparslan yayalandı yaydım edinn." Diye bağırmaya başladı küçük Mehir.

Ama sesini yine kimseye duyuramadı. Daha fazla bağırmak istesede artık boğazı ağrımaya başlamıştı.

Mehir ve Alparaslan aileleri ile birlikte oturdukları lojmanda evlerinden uzakta herkesten gizli ağaca tırmanmışlardı.

Buraya kadar herşey normal olsa da ağaçta vakit geçirdikten sonra inmek istemişlerdi. Mehir inerken dengesini bir an kaybedecekken Alparslan'ın onu tutmasıyla dengesini düzeltmişti.

Ama tam o anda Alparslan dengesini yitirdi ve saniyeler içinde yere düştü. Çok korkan küçük Mehir de sanki büyük bir kadınmış gibi sırtına aldı onu eve götürmeye çalışıyordu ama çok yorulmuştu.

"Yaydım edin." Diye bağırdı tekrardan Mehir.

"Mehir bırak ben sen git." Dedi Alparslan. Yıllar sonra benzer bir konuşma yapacaklarını bilmeden.

Alparslan göremese de hissediyordu kaşlarını çatmıştı Mehir. 

"Saçmayama Bırakmam." Diye sesini yükseltti Mehir.

Hava kararmıştı. Bulundukları sokakta akşam olunca başı boş köpekler dolaşıyordu. Çok saldırgan köpeklerdi.

Alparslan ve Mehir bunu biliyorlardı. Bu yüzden Mehir Alparslan'la birlikte burdan gitmek istiyordu. Alparslan ise Mehir'e zarar gelmesin diye onun kendisini bırakıp gitmesini istiyordu.

"Çocuklar ne oldu?" Diye bağıran bir adam sesini işittiler.

Mehir bağıran adama baktı. Bu adamı tanıyordu, babasının arkadaşıydı. Hemde lojmanda oturan Melis'in babasıydı.

Melis'in babası Orhan arkadaşlarının çocuklarını tuhaf halde görünce hemen yardım etti. Alparslan'ı kucağına alarak askeriyenin revirine götürdü.

Altuğ ve Atilla'ya da haber yolladı. Haberi alıp korkusuyla gelen iki arkadaş çocuklarının kötü birşeyi olmadığında rahatladılar.

Alparslan'ın üstüne düştüğü ayağında ve kolunda ezilme vardı. Kaşını da kanasada ufak bir pansumanla halletmişlerdi.

Sonrasında Orhan'ın çocukları nasıl bulduğunu öğrendiklerinde çok gurur duymuşlardı birbirine destek oldukları için.

Bu olaydan sonra da sürekli anlatmışlardı bu iki çocuğun birbirine nasıl düşkün olduğunu...

"Ne zaman gelecek peki?"

Bahar uzun dakikalardır sessizliğini bozarak aklından geçen soruyu zamandır sordu.

Atilla karısının sorusuyla derin bir nefes vererek karısına baktı. "Bilmiyorum hayatım, belli değil."

"Ama gelecek değil mi?" Diye sordu bu sefer de umut dolu sesiyle.

"Gelecek."

Bahar başını aşağı yukarıya sallayarak "Gelecek." Diye mırıldandı.

HİCRAN (Aile+ Askeri Hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin