20. Bölüm
Vicdan.
Arapça "Vecede" fiil kökünden üretilmiş.
“Vecede” fiilinin mastar kalıbı olan “el-vucud” beş duyu organı aracılığı ile “bulma”yı ifade eder.
Bir şeyin tadını, sesini, kokusunu, sertliğini bulmak, fark etmek, algılamak manasında ifade edilirmiş.
Yani tam benim şuan yaptığım şey.
Fark etmek. Bir babam olduğunu fark etmek. Beni önemseyen bir babam olduğunu fark etmek...
Kalbini kırmıştım ama ben onun. Tanıştığımızdan beri gözümün içine bakan bir kere bile üzmeyen o adamı kırmıştım.
Ben hayatım boyunca hep bundan korkmuştum. Anneme benzemekten... Bana zararı dokunmayan insanlara zarar vermekten korkmuştum. O yüzden biri bana nasıl geliyorsa öyle gitmiştim bende.
Ama dün akşam bir an vicdanım yok olmuştu sanki. Alparslan anlatmıştı ya korkuyu. Evet bende korkmuştum. Beni seven birini kaybetmekten, hakkımda yanlış düşünmesinden... Tepkim ona değildi kendimdeydi aslında.
Tüm gece hiç uyumayarak vardığım sonuç buydu. Vicdanım sızlıyordu. Belki onun davranışları da hatalıydı. Ama bende sınırımı aşmıştım.
Derin bir nefes vererek elimde çevirdiğim kalemi masanın üstüne bıraktım. Odada tek başımaydım. Egemen ve Kerim timleri ile toplantı yapmaya gitmişlerdi. Bende dakikalardır tek başıma düşünce denizinde yüzüyordum.
Anlık bir kararla hemen ayağa kalktım. Atilla Bey'den dünkü evden kovmam için özür dileyecektim.
Odadan fırlar gibi çıktığım da kalbim hızla atıyordu. Neden bilmiyorum ama heyecanlanmıştım. Atilla Bey'in karşısına böyle çıkmak istemediğim için önce sakinleşmek için lavaboya uğramaya karar verdim.
Lavaboya girdiğimde elimi yıkamaya başladım. Su sakinleştirirdi beni. Biraz böyle kalmaya karar verdim.
O sırada tuvaletten birisi çıktı. Gördüğüm kişiyle göz devirirken içten içe sabır çektim. Gerçekten böcek gibiydi bu kadın ya. Her yerden çıkıyordu.
"Vay vay üsteğmenim de burdaymış?" Dedi Funda alayla. Hemen yanımda oda elini yıkamaya başladığında kaşlarımı çattım."Ne yapmaya çalışıyorsun?"
"Ben mi?" Dedi sahte şaşkınlıkla. Musluğu kapatarak bana döndü."Bence sana sormamız lazım ne yapmaya çalıştığını?"
"Anlamadım?" Diyerek bende musluğu kapatıp ona döndüm. Benim sesim ve yüzümde sertti. Fakat onun ki alay doluydu. Bu durum daha da beni sinirlendirirken konuşmaya devam etti.
"Neyi merak ediyorum biliyor musun? Acaba önce Alparslan yüzbaşıyla mı yattın yoksa Atilla komutanla mı?"
Gözlerim sinirle büyürken "Ne?" Diyebildim yanlızca. Salak kadın ne diyordu.
"Ne yalan mı? Ama bence önce general ile birlikte oldun. Yoksa gelir gelmez seni çocuklarının odasına almazdı. Hem de sana yumuşak davranıyor."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİCRAN (Aile+ Askeri Hikaye)
Teen FictionHicran, ayrılık demekti. Mehir yıllarca ayrı kaldığı ailesini bulduktan sonra mutlu olabilecek mi? Bu hikaye bir aile kurgusudur. Ama klasik aile kurgularından değildir. Karıştırılan bebek yoktur. Kardeşlerine kötü davranan abiler yoktur. Sadece se...