13. BÖLÜM
Unutmak öyle kolay mı sandın
Kolaysa söyle hemen unuturum
Bir gün daha dayanmak zor
Yarın da sonum belli değil
İnsan bir-
"Pişt..." Diyerek Fırat'ın sözünü kestim. "Ne bu sabahtan beri böyle şarkılar söylüyorsun?"
Benim kızmamla hemen hazır ola geçti. "Kusura bakmayın komutanım farkında değilim."
"Fırat komutanım aşk acısı çekiyor da komutanım." Dediğinde kaşlarımı çattım. Fırat yanında oturan Hamza'nın kafası vurarak "Ulan kızıl..." Diye kızdı.
"Vurma çocuğa." Dedim kızarak."Hem sen birisine mi aşıktın?"
"Aşık-tı komutanım." Dedi gülerek Hamza. "Artık değil."
Derin bir nefes aldım içime." Tim timlimten çıktı evleneceksen gele doğru gidiyor." Diye söylendim.
Benim söylenmemle tim gülmeye başlayınca "Bana bakın." Dedim ciddi sesle." Şu aşık halinizi askeriyede özellikle de operasyonlarda bırakacaksınız."
Son sözlerimi Kerem'e bakarken söylemiştim. Çünkü o da dünden beri aşk gazisi gibi dolaşıyordu ortalıkta.
Hep bir ağızdan "Emredersiniz komutanım." Dediklerinde önümdeki bardaktan bir yudum çay aldım.
Herkes sessizleşince ağrıyan başımın az da olsa azalmasını umut ettim. Dünden beri çok yoğun baş ağrısı çekiyordum. Ne kadar ilaç alsam da kaç saattir ağrısı geçmemişti. Kafamı söküp atasım geliyordu kendimi zor tutuyordum.
Üç gündür Atilla Bey'i de ailesini de görmemiştim. Çünkü sabah çok erkenden karargâha geliyordum akşam da çok geç vakit gidiyordum. Zaten bizim karargah ile lojmanların arasında baya mesafe vardı. Eve gidince direk uyuduğum için de kimseyi görmemiştim.
Abimle de dün tekrar konuşmuştuk. O kadının beni görmek için çok direttiğini söylemişti. Öz ailemle de alakalı birkaç şey konuşmuştuk. Ama herşeyin sonunda bana kalbinin sesini dinle demişti. O seni doğru yola götürür zaten.
Şimdi ise namı değer kale de yani bizim karargâhtaydık. Oğuz Yarbay timimle toplantı yapmak istediğini söylemişti. Bu yüzden yaklaşık 15 dakikadır toplantı odasındaydık ama daha gelmemişti.
"Komutanım yeni bir operasyon mu var acaba?" Dedi Murat.
"Bilmiyorum." Dedim aksi bir sesle. Başımın ağrısı yüzünden kendime gelemiyordum.
"Dikkat!"
Oktay'ın sesiyle Oğuz Yarbay'ın geldiğini düşünüp bakmadan ayağa kalkıyordum ki "Oturun arkadaşlar." Diyen farklı bir ses duydum.
Şaşkınlıkla yanımıza gelen kişiye baktığımda onun burda ne işi olduğunu düşünmeye başladım. Çünkü karşımda Atilla bey vardı. Üstünde askeri üniformaları ile bize bakarken anında göz göze geldik.
Her zaman beni görünce gülümseyen yüzü bu sefer sert olsada bana bakınca bakışlarını saniyelik yumşamıştı. Kapıda tekrar hareketlilik olunca başkalarımı gelen kişiye çevirdim. Bu sefer gelen ise Oğuz komutandı.
"Kusura bakmayın biraz beklettik sizi." Diyerek oturdu en başa Atilla bey. Hemen sol tarafında ilk koltukta ben oturuyordum. Oğuz Yarbay da benim karşıma boş yere geçti.
Time göz attığım da şaşkındılar. Çünkü ilk kez karargaha general geliyordu.
"Siz neden burda olduğumu merak etmeye başladınız doğal olarak." Diyerek konuşmaya başladı Atilla bey. Gözleriyle time sıradan bakmaya başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİCRAN (Aile+ Askeri Hikaye)
Teen FictionHicran, ayrılık demekti. Mehir yıllarca ayrı kaldığı ailesini bulduktan sonra mutlu olabilecek mi? Bu hikaye bir aile kurgusudur. Ama klasik aile kurgularından değildir. Karıştırılan bebek yoktur. Kardeşlerine kötü davranan abiler yoktur. Sadece se...