5.BÖLÜM

24.3K 1.3K 48
                                    

5. BÖLÜM

1 Hafta Sonra

Zannımca 9-10 yaşlarında falandım.
Yıllar önce babam yaşarken ona annemin neden beni sevmediğini sormuştum.

Yüzümü seven eli durmuş, gülen yüzü kısılmış birkaç dakika hareketsiz kalmıştı öylece.Sorum muydu ağır olan yoksa cevabı mıydı bilmiyordum.

Ama babam soruma cevap verememiş sadece sarılmıştı bana. Yıllar sonra o ölünce cenazesinde annem dediğim o kadın cevabını vermişti sorumun. Ama vücudumu kesip kalbimi alsa söylediği sözler kadar acımazdı  yüreğim belki..

Hiçbir zaman aile sıcaklığı yaşamamıştım. Hiçbir zaman içten dolu dolu anne diyememiştim. Çünkü sadece anne dediğimde bile gözleriyle  dövecek bir annem vardı.

Babam vardı ama o da annemin korkusundan onun yanında hep uzak dururdu bana. Abim, annem ve babam sanki onlar üçü bir aileydi ama ben o aileye ait olamayan bir nesneydim sanki.

Abim çok severdi beni. Bende onu severdim ama annemle olan daha doğrusu olamayan ilişkim onunla olan aramı da etkilemişti çok uzun süre. Birbirini çok seven ama korkudan birbirine yaklaşamayan iki çocuktuk. Çünkü ne zaman yan yana gelsek annem hep kızardı.

Kendime ait bir evim olduğunda ki hislerimi hatırladığımda hep duygusallaşırım. Çünkü herşeyiyle bana ait olan bir evdi. Ne zaman kalkacağıma annem karar vermiyordu. Ne zaman banyo yapacağıma da. Hatta sırf tabağıma çok yemek koyduğumu düşündüğü için tabağımı elimden alan da yoktu.

Sırf bu yüzden misafirliğe gitmeyi hiç sevmezdim. Çünkü hep fazla yemek yermişim gibi hissederdim. Sanki annem hep dik dik bana bakıyor oluyordu.

Küçükken bu davranışlarının yemek yediğimde çok kilo almayayım diye olduğunu düşünüyordum sonra anladım ki o beni değil her defasında ben yedikçe azalan yemeğe kızıyordu.

O yüzden şimdi içinde bulunduğum 1+1 evim bana saray gibi geliyordu. Salonum ile birleşik mutfağım biraz küçük olsa da hiç şikayetçi değildim. Zaten tek kişiydim ve çoğu zaman evde bile değildim.

Bu yüzden buraya taşınmakta zorluk yaşamamıştım. Gerçi ev eşyasız olduğu için eşya ayarlamakta bir miktar sıkıntı yaşasamda halletmiştim.

Bu lojmana taşınalı 4 gün oluyordu. Önceki lojmanım hem sınıra hem de bulunduğum karargâha daha yakındı. Ama çok eski bir lojmandı. O yüzden orda yaşayan tüm askerler o lojmanlardan taşınarak merkeze daha yakın olan lojmana geçmistik.

Bu lojmanlar daha yeni yapılmış. O yüzden çoğu daireyi de ilk kez biz kullanacaktık. Bu dairenin içine benim evim de giriyordu.

Takılan pencereden mutfak dolaplarına kadar ilk kez ben kullanacaktım. Hiç oturulmayan eve ilk girmek bir tık zor olsa da herşeyi halletmiştim. 

Bu yüzden şuan rahat rahat elimdeki bardakla çay içiyordum. Ve bir yandan da batan güneşi izliyordum.

Geçen günlerde sadece taşınmam olmamıştı. Alparslan komutanı hastaneye götürdügümüzden ertesi gün sonra Oğuz komutanın yanına gitmiştim.

Önce beni çokça tebrik etmişti. Sonra da aylardır dağlarda olduğumuz için benim timimi bu aralar bir tık geride tutacağını söyledi. Dinlenmemiz gerekiyormuş ailemizle vakit geçirecekmişiz öyle dedi.

Benim bir ailem yok demek istemiştim o an. Ben kiminle vakit geçireceğim o zaman demek istemiştim... Ama sadece başımı sallayarak çıktım odadan.

Cafer, Alparslan komutanın timindeki asker üç gün önce ona bıraktığım numaram sayesinde beni aramıştı. Alparslanın uyandığını ve durumunun iyi olduğunu söylemişti.

HİCRAN (Aile+ Askeri Hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin