29.Bölüm

2K 118 33
                                    

Keyifli okumalar...

Küçük, sıfır oksijen bulunan tuvalette kaç dakika öyle bekledim bilmiyorum ama en son abimin sesini duyduğumda büyük bir oh çekerek çıkmıştım.

Başımı utançtan eğerek kimseye bakmadan hızlı adımlarla dışarıya açık olan tezgahın önüne geçip bir şeyler ile uğraşıyor gibi yaptım.

Göz ucuyla karavanın içini dikizlediğimde abimi yorgunlukla çöktüğü yerde sigara içtiğini gördüm.
Emir'i es geçerek asıl amacım olan Mert'i gözümle aradım.
Etrafta gözükmüyor gibiydi.

Mert'i gözlerim ile aramadan vazgeçip önüme dönerek batan güneşin bıraktığı muazzam manzaraya bakmak için bedenimi öne doğru eğerek başımı gökyüzüne doğru çevirdim.

Yüzümde oluşan gülümseme ile gökyüzünü izlerken karşıma geçen Mert'i gördüğümde küçük çaplı şok geçirdim.
Sonra ise az önce yaşadığımız olay aklıma geldiğinde kızarmaya başlayan yüzümü Mertten saklamak için eğerek önümde duran bardakları diziyor gibi yaptım.
Benim bu utangaç hallerimin karşısında Mert'in anlayışlı davranması gerekirken bilâkis beni çok daha utandırıyordu.

Tezgahın dışarı tarafında duran Mert kollarını tezgaha yaslayıp ellerini de çenesine koyarak beni izlemeye başladığını gördüğümde hızlıca arkama dönerek abimi kontrol ettim.
Şu anlık gözükmüyordu fakat her an her yerden çıkabilirdi.

Tekrardan Mert'e dönüp elimle onu tezgahın önünden ittirerek omzuna vurdum.

" Ya sen ne yapıyorsun? Bakma bana öyle. Bak ya hiç takmıyor da beni. Mert duyuyor musun beni ?"

Benim telaşlı sesimi hiç umursamayıp pozisyonunu bozmadan gülümsedi.
" Nasıl bakıyorum ki ?" diye sorduğunda derin bir nefes verdim.

" Leyla leyla bakışlarını çek üzerimden. Yoksa çok fena yaparım seni. Hem senin işin yok mu ? Niye dışarıdasın ?"

Omuzlarını yukarı aşağı indirip başını benim tarafıma doğru yaklaştırdı.
" Canım seni izlemek istiyor. Hatta biraz daha bana doğru yaklaşırsan çok daha memnun kalırım." diyip göz kırptı.

Başımı yana doğru eğip gülümsedim.
" Kafan iyi değil sanırım senin. Ama şimdi iyi yapacağım seni." diyerek elimdeki bezi açarak bedeninden tek gözüken başını da bezle örttüğümde gözleri de kapanmıştı.

" Hah çok güzel oldu böyle. Şimdi nasıl ? Daha iyi izliyor musun bari beni ?"

Yüzünü görmesem de gülümsediğine emin olduğum başını salladı.

" Seni görmeme engel olursan." diyerek öne doğru uzattığı eliyle elimi tuttuğunda tenlerimizin birbirine değmesiyle nefesim kesildi.

" Seni tamamen ele geçiririm ve bu sefer benden kaçışın imkansız olur küçük kız. İster misin böyle bir delilik yapayım mı ?"

Her iki elimi tutarak söyledikleri karşısında yutkundum.
Ben Mert'e verecek cevap bulamaz iken o başındaki bezi kafasını bir iki kez sallayarak düşürdü ve koyu yeşil gözleri ortaya çıktı.
Yüzündeki gülümseme beni görünce çok daha büyüdü.
" Küçük kız yine utanmış ve yanakları elma gibi kızarmış. Ah kırmızı elma da çok severim. Bu canım çekti şuan "

Ben büyülenmiş gözlerle Mert'e bakarken aniden yabancı bir sesi duyduğumda ellerimi tutan sıcak ellerden çekerek sesin geldiği yöne yani Mert'in yanında tezgahın üstündeki yiyeceklere bakan iki genç kıza döndüm.
" Biz kahve alabilir miyiz ?"

Üstümdeki sersemliği atmaya çalışarak başımı salladım.
" Hemen hazırlıyorum kızlar."

Mert kızların gelmesiyle geriye çekilmişti.
Fakat hala tezgahın önünde beni izlemeye devam ediyordu.
Kahveleri hazırlarken bir yandan da Mert'e bakıyordum.

Müneccim Kız !! / TEXTİNG Where stories live. Discover now