15. Bölüm

2.6K 163 35
                                    

Keyifli okumalar....


"Çatal eksik sofrada anne." dedim. Mutfakta masanın köşe sandalyesinde otururken.
Akşam yemeğinde karnıyarık yapmıştı canım anam.
Annem iki çatal masaya koyunca kaşlarım çatıldı.
" Abim gelmeyecek mi ?"
Annem masaya oturdu.
" Mesaiye kalacakmış"
" Fatih den bahsediyorsun değil mi ? Abim mesaiye kalıyorsa kıyamet yakındır."

Annem başını olumsuz bir şekilde salladı. " Zorunlu kalmış, garson mu ne eksikmiş galiba."
Başımı salladım. Sadece annemin tepkisini merak etmem sebebiyle
" Eleman mı lazım? Ben çalışayım mı anne? Okullar açılana kadar evde de canım sıkılıyor hem para da alırım. Of çok iyi olur."

Karşımda oturan annem kaşlarını olumsuz manada kaldırdı. " Hayır kızım ne gerek var. Zorlanırsın öyle kolay değil garsonluk."

Omuzlarımı küçük bir çocuk gibi yukarı aşağı kaldırıp konuştum.
" Ya ben yaparım. Abim de var zaten. Kabul etmesen de abime söyleyeceğim ben gidicem" dedim ısrarla.

Annem bir şey demeyip yemeğine devam etti. Bende aklımda kafe de çalışırsam olacak şeyleri kafamda hayal kurarak yemeklere daldım.

Zil sesini duyduğum gibi kapıya fırlayıp abimi karşıladım.
" Ya benim canım abim işten gelmiş oy çok yorgundur şimdi güzeller güzeli kardeşi ona hemen bir yorgunluk kahvesi yapar da hiçbir şeyi kalmaz." Yağcılıkta sınır yoktu benim için.
Abim de anlamış olacak ki kaşlarını inanmayarak kaldırdı.
" Kısa kes menfaatçi pislik. Yine ne işin düştü bana?"

Abim salona girip koltuğa yayılarak oturdu. Hemen karşısında durup yüzüne sevecenle baktım.
" Abicim su ister misin ? Ya da ben sana böyle soğuk bir kola getireyim." Hemen mutfağa doğru adım attıyordum ki abimin sesini duydum.
" Gerek yok, duş alıcam şimdi, sen gel de ağzındaki baklayı çıkar."

Abimin yanına penguen gibi yürüyerek gittim ve yanına oturdum.
" Abi direkt konuya dalıcam çünkü öyle gevelemek benlik değil." dedim az önceki hareketleri yapan ben değilmişim gibi.
Abim yüzünde mimik oynamadan beni dinliyordu.
" Seninle kafe de çalışmak çok isterim abicim. Hem mesai yapmazsın. Çok yoruldun bu aralar."

Derin bir nefes çekti sonra konuştu.
" Sen ve çalışmak öyle mi ?"

" Evet abi, bende para kazanmak istiyorum. Bu eve katkım olsun benimde." dedim sesimi kalınlaştırarak.
Omuzlarımı yukarı kaldırıp üstten bakışlar attım abime.
Tam şuan maşa' ya bakan Koca ayı gibi hissediyordum.
Sözlerim ile duruşum okadar alakasızdı.

" Hmm. Peki şartlar karşılığında gel ve gör ekmek parası kazanmak kolay mı ?"

Ve sayfa sayfa sayacağı şartları umursamadan abimi öpücüklere boğup anneme haberi vermeye koştum.

Cansu Lara artık iş hayatına adım atmıştır. Rakiplerime başarılar dilerim.

Ertesi gün sabahın yedisinde uyanmış uykusuzluktan ölürken hiç başlamasa mıydım diye düşünmeden edemedim.
Çabuk pes eden biri değildim. Hızlıca banyoda sabah bakım işlerimi halledip giysi dolabımdan asker yeşili kargo pantolonu siyah ince uzun kollu badi ile kombinleyip dışarıda sabırsızca beni bekleyen abimin peşine takıldım.

Hızlıca yürüdüğümüz yol mesafesi yarım saatten on dakikaya indiği için baya efor sarf etmiştim. Kafenin içine nefes nefese girdiğim anda sert bir şeye çarpmam ile geriye doğru savrulmam bir oldu.
Bedenim geriye doğru atılırken belimden tutulan koca eller engel oldu. Geriye doğru eğilmiş bedenimin üzerine eğilmiş kişiyi gördüğümde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Abimin kafede çalıştığı arkadaşı ve o gün mahallede karizmasını çizdiğim oğlan yani Mert'in duvar gibi sert göğsüne çarpmış sonra ise yere çakılacağım anda beni tutmuştu.
Ve hala tutuyordu.
Dans sahnesinde o muhteşem son hareketi yapan iki seksi insan gibi duruyorduk. Aklıma gelen şey ile hızlıca kendimi geri çektim.
İkimiz de eğilen bedenlerimizi dikleştirdiğimizde aramızdaki boy farkı doların türk lirasına olan farkıyla birebirdi.

Dağılan saçımı elimle düzeltip çocuğa pis pis baktım.
Seni hiç sevmedim pis yakışıklı şey.

" Biraz daha dikkatli olursan sevinirim" dedim gıcık bir sesle.

Kaşları alayla yukarı kalkarken ani gülümsemesi ile yutkunmak zorunda kaldım. Çünkü şerefsizin gülüşü aşırı iyiydi.

" Bana çarpan sendin ama öyle olsun küçük hanım."

" Ahahaha. Ben mi çarptım sana ?"

Evet ben çarpmıştım.
Ama tabii ki de anlayışlı olmayacaktım.

" Önüne bakmadan yürüyen sen, ben hanım hanımcık kafeye girerken bana çarpan sen sonra karizmatik bir şekilde beni tutmaya çalışmalar falan yapıp üstüne beni mi suçluyorsun küçük bey!"

Sesimin yükselmesi ile birkaç masa bize bakmaya başladılar.
Ben elim belimde Mert'in cevabını beklerken Çiğdem' i hızlıca yanımıza geldiğini gördüm.
" Ay ne yapıyorsunuz ? İnsanlar niye size bakıyor. İçeri gelin hemen."

Çiğdem' in sorusunu görmezden gelip at kuyruğu saçımı Mert' in yüzüne vuracak şekilde elimle geriye atarak karşımda 'personel harici giremez' yazılı kapıdan içeriye girdim.

İçeriye girdiğimde abimi lavabodan çıktığını gördüm.
" Abicim patronla konuştun mu? Bugün başlıyorum değil mi ?"

Abim sorumu görmezden gelip  kolunu boynuma dolayarak kafamı yere doğru eğdiğinde bağırdım.
" Ya abi ne yapıyorsun Allah aşkına amacın ne! Şu sevgi anlayışından bıktım yeminle yaa!"

Ben kolunun altında debelenirken abim kahkahalar içindeydi.
Etrafımda bir tane düzgün insan yok ki .
Hepsi manyak.

Kapının açılma sesi abimin başını çevirmesine sebep olunca hızlıca boyum kadar uzun kollarının altından kendimi kurtardım.
" Ya sen bittim oğlum!" diyerek abimin bana dönük olan sırtına zıpladım.
Abim refleks olarak her iki bacağımı iki yanına alarak beni sırtına çıkardı.
İki elimle başını tutup sağa sola sallıyordum.
" Laaaağğn Cansu başımı koparmaya mı niyetlisin.!"

" Eveeeeettğğ"
Çocuk gibi eğlenirken aniden kafamı yukarı kaldırdığımda bize şaşkınlıkla bakan Mert' i gördüm.
Hemen abimin sırtından inip dağılan tipimi ellerimle düzelttim.
Vıcık hareketlerle ona gözükmek istemiyordum. Kafasında gıcık havalı ve kibirli bir kız olarak olsun istiyordum.

" Fatih, kafe baya kalabalık oldu. Çiğdem yavaş yavaş söylenmeye başlıyor servise çıkman lazım." diyerek bana bakış attı Mert.

Abim eliyle darmaduman ettiğim saçlarını düzelterek kapıya yöneldi ve sonra arkasına dönerek eliyle bana gel işareti yaptı.
" Geliyorum " diyip asılı kırmızı garson önlüğünü boynuma geçirdiğimde Mert hala beni izliyordu. Ters bir bakış atarak " Ne bakıyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak.

" S- senn" dedi şaşırmış bir sesle.

Önlüğün ipini arkamda bağlayıp yanından geçerken şaşkın yüzüne bakarak konuştum.
"Benimle geçinmeye baksan iyi olacak. Artık her gün görüşeceğiz sonuçta." dedim ve arkam ona dönük iken istemsiz gülümsedim.
Sanırım beklediğimden daha iyi eğlenceler beni bekliyordu.

😄😄😄😄😄😄😄

Cansu hanım siz her yeri eğlenceye çevirecek kadar şeytan tüylüsünüz.
O kesin yani.

Bölüm nasıldı?

Bol bol yorum atmayı ve beğenmeyi unutmayın.
Haa unutuyordum kendinize iyi bakmayı asla unutmayın.
Seviliyorsunuz.














Müneccim Kız !! / TEXTİNG Where stories live. Discover now