17. Bölüm

2.4K 158 44
                                    


Bu bölümü sevgili okuyucum whatttdedingulum ' e ithaf ediyorum.
Seviliyorsun.❤️❤️❤️❤️



" Ben seninle felan gelmiyorum. Sen bekleme beni git evine."  küçük bir çocuk gibi kollarımı bağladım.

" Olmaz öyle. Abine söz verdim. Bana emanetsin."  dedi eğlenerek.

" Ya banane ya. Çocuk muyum emanet ediyor beni. Birde senin gibi birine?"

Çiğdem çoktan çıkmıştı. Sadece ikimiz Kafede vardık. Seslerimiz duvarlara çarpıp yok oluyordu.
Söylediğim şey ile bana yaklaştı ve oturduğum sandalyenin karşısına geçip dizlerini çöktürdüğünde aramızdaki mesafe oldukça sakıncalıydı.
" Benim gibi biri ? Ne varmış bende küçük hanım? "

Yeşilleri kahvelerime çok derin baktığı için mi bilmiyorum şuan ki halimizden çok rahatsızdım.
Oturduğum yerde elimle Mert' i uzaklaştırmaya çalışsam da başarılı olamamıştım.

" Dibimden çıkar mısın? Rahatsız oluyorum."

İki eliyle sandalyenin iki tarafını tutup geriye doğru ittirdiğinde ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı.
" Salak mısın sen! Bırak şu sandalyeyi!."

" Geliyor musun benimle küçük hanım?"

" Hayır!" dememle tekrardan sandayeyi geriye doğru itip beni düşürmeye çalıştı.
" Psikopat mısın sen? Allah'ım ya bırak beni. Abime söyleyeceğim seni. Ya bıraksanaaaa!"

Ben çaresiz çığlıklar atarken Mert oldukça eğleniyordu.
" Geliyor musuuunn?"

" Ya tamam geliyorum seninle Allah'ın cezası. Bırak şimdi beni!."

Pes etmemle elini sandalyeden çekmişti fakat hala dibimden ayrılmamıştı.
Yüzüme odaklanmış her ayrıntıyı incelerken ben geriye çekilip ayağa kalktım.
Hiç ona bakmadan çantamı alıp sinirle kafeden çıktığımda saniyeler içinde bana yetişti.
Sessiz ve karanlık bir yaz gecesi ikimiz yan yana yürürken uzaktan bizi görenler sevgili sanma ihtimalleri yüzde doksan dokuzdu.

Ben böyle hiç konuşmadan yolu bitirmeyi düşünüyordum fakat Mert buna engeldi.
At kuyruğu saçımı eline dolayıp beni sinir etmeye çalışıyordu.
Sıktığım dişlerim ile yüzüne bakmadan eline vurdum.

" Çek şu elini!."
Benim sert bakışlarımın aksine Mert gülümseyerek cevap verdi.

Sonra aniden biri omzuma dokununca arkama döndüm kimse yoktu.
Mert' e baktığımda önüne bakarak yürüdüğünü gördüm.
Kaşlarım çatıldı.
Tekrardan aynı şey olunca korktum.
Biri omzuma dokunuyordu.
" Ya sen misin omzuma dokunan?"dedim tırsmış bir sesle.
" Hayır." diye cevap verince ' yanlış hissettim' sadece diye düşündüm.
Fakat aynı şey tekrardan olduğunda küçük bir çığlık attım.
" Aaaaağğ!"

O sırada Mert yanımdan uzaklaşıp büyük bir kahkaha attı.
" Ahahahahahaga Cansu bayılıyorum sana."

" Sensin omzuma dokunan?"

Gülmekten cevap veremiyordu fakat bakışları her şeyi anlatıyordu.
" Bittin sen oğlum." diyip Mert' e  koştuğumda gülüşlerini sonlandırıp benden kaçmaya başladı.
Mert son hızıyla koşarken bende hemen  arkasındaydım.
Beş dakika boyunca hiç durmadan koştuk.
Pes etmeye hiç niyetim yoktu.
Mert köşeyi döndüğünde bende döndüm fakat koskoca mahallede aniden kaybolunca duraksadım.
Nefes nefese nereye gittiğini anlamak için etrafa bakarken bir el benim kolumdan yakalayıp duvara çektiğinde bir çığlık ağzımdan döküldü.
Sırtım duvara dayalı iken karşımda Mert' i görmem ile rahatladım.
Bilakis korkmam gereken kişi Mert'ti.
Bir eliyle ağzımı kapamış diğerini ise duvara dayamıştı.
Karanlıkta bile yeşilleri kendini belli ediyordu. Yüzünü yüzüme yaklaştırarak mesafeyi sıfıra indirince koşmaktan hızla çarpan kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. Koştuğumdan sebep başka ne olacak ?
" Bugün çığlık atmaya doymadın küçük hanım."
Sesi kusursuzdu.
Sessiz kalıp gözlerini izlemeyi tercih ettim.
Zaten eli ağzımdayken cevap veremezdim.
Bir süre öylece bekledik.
En son dayanamayıp ağzımdaki elini çekip kolunun altından çıkmadan önce dağınık saçını çektim.
" Aaağaa!"

"Ödeştik." dedim karşılık vermesini engellemek için.
Pek karşılık verecek hali kalmamıştı zaten.

" Öyle olsun." diyerek bugünün maratonu sona erdi.

" Artık eve gitmek istiyorum." diyerek yürümeye başlayınca Mert de peşime takıldı.
Ve eve varana kadar iki eli cebinde bir gölge arkamdan beni takip etti.

Evin önüne geldiğimizde hala Mert arkamda duruyordu.
Arkama dönüp ona baktım.
Beni izlediği için göz göze geldik hemen.
" Bana yaptıklarının hepsini abime söyleyeceğim. " diyerek işaret parmağımı yüzüne salladım.
Yaramaz çocuk gibi gülümsediğimde o sadece gülüşümü izledi.
Önüme dönüp binaya girerken Mert' in sesini duydum.
" Sana da iyi geceler Cansu."

##################

Bölüm sonu...

Nasıldı beybiler.
Kısa bölüm ama sık aralıklarla atıyorum.
Neys bu bölümden sonra bir müddet bölüm yok size. Çünkü git gide kitap sonuna yaklaşıyoruz ancak okuyucu çok çok çok az. Ve ben istiyorum ki bölüm yazarken heyecanla beni bekleyen güzel okuyucular olsun.
Bu sebeple Müneccim Kız kitabına biraz ara verebiliriz. Okuyucular çoğalana dek.
Hadi görüşürüz.
Kendinize iyi bakın.
Öptüm...

Müneccim Kız !! / TEXTİNG Where stories live. Discover now