14. Bölüm

2.7K 168 42
                                    


Keyifli okumalar....




" Neeeee! "

Olduğum yerden önüme döndüm.
Şaşkın bir şekilde bakan iki  gözlerle karşılaştım.
Merdivenden yavaşça inip son basamakta durdum ve abime büyümüş gözlerle baktım.
" Az önce ne dedin sen abi ? Mert mi dedin? Mert bu çocuk mu ?" dedim yanındaki nimeti göstererek.
Olm nimet niyetine öpüp başımın üstüne koyarım ben bunu.

Abimin kaşları çatılırken yüzü sert bir ifadeye büründü.
" Sana ne kızım isminden gir sen içeriye!"

Of abi bu kabadayı tavırları nedir ya?
Abi' lik taslıyordu. Kendince.
Hayır sanki çocuğu dudağından tutup öpmüşüm gibi sinirlenmişti.
Ne gerek var yani ?
Hem bu çocuk dünyada tek kız ben kalsam yine bana bakmazdı.

" Ya abi şey için merak ettim- " daha sözümü tamamlayamadan abim arkasına döndü ve o sırada bir şey gerçekleşti.
Taş nimet çocuk bana doğru eğildi ve pahalı kokusu benim fakir kokumun üstünden geçip gitti.
Gözlerimiz birbirine bakarken ben fazla dibime girdiği için geriye doğru eğilmek zorunda kaldım.

" Evet Mert benim küçük hanım. Merakının sebebi neydi ?" diye fısıldadı hafif gülümseyerek.
Yakınlıktan sebep olmalı ki bir an ne diyeceğimi şaşırdım. Zor toparlanıp cevap verdim.
" Merak ettiğim felan yok. Sadece" dedim ve sinsi bir gülüş atarken geriye doğru adım attım. Mesafe açılmıştı.
" Miden iyi olmuştur umarım. O gün baya kötüydün çünkü. "

Ve çocuğun karizması ben tarafından an itibariyle yok olmuştu.
Bakışları değişirken soruyu sorduğu için bin pişman olduğuna yemin edebilirim.
İşte benim yakışıklı erkeklere uyguladığım tarife budur.

Abim arkasına dönmeden hızlıca binanın içine girdim.
Gittiklerine emin olduğumda girdiğim binadan geri çıkıp yürüdükleri yola baktığımda çocuğun elini ensesinde görünce gülümsedim.
Çocuk iki dakika da baya yıpranmıştı.
Çok kötüyüm lan.
Yazık çocuğa.
Ben öylece bakarken çocuk bir anda kafasını arkaya çevirdi ve beni gülümseyerek onların arkasından baktığımı görünce göz göze geldik  ve arsızca çocuğa göz kırptım.
Tepkisini beklemeden hızlıca binaya girdim. Hahahaah.

" Kızım artık şu başını telefondan kaldırır mısın ? Eğer kaldırmazsan bir dahakine söylemekle yetinmeyeceğim"

Büyük bir of çekerek oturduğum koltuktan kalktım.
" Of anne off ne yapayım ben? Herkes tatillerde geziyorlar bense evdeyim. Telefonla oynamaktan başka ne yapabilirim ki?"

Annem elindeki lif örgüyü bıraktı. Kadın çeyizlik yapıcam diye kafayı yemiş her gün dört tane lif bitiriyordu. Ana dedim evlenmeyecem ben niye yapiyooon?
Abine yapıyorum zaten dedi.
Sustum.

" Kitap oku , test çöz. Hep telefon hep. Size ne veriyor bu telefon ?" dedi tekrar lif örgüsünü eline alırken.
Yeminle bıktım şu dırdırlardan.
Hep aynı laflar.

" Yaz tatilinde evde yapılacak tek şey budur. " dedim sinirle.

Evde dura dura kafayı yemiştim. Birde annemin lafları beni daha bir sinir ediyordu.
Odamın kapısını bir hızla kapatıp yatağıma uzandım. Yok ergen değilim. O günleri geride bırakalı çok oldu.
Sadece ara sıra kırıntıları üzerimde etki ediyordu. O da zamanla giderdi umarım.

Can sıkıntısını nasıl yenebilirim adlı çalışma sonrası tek çare resim çizmek olduğunu anladım. Elime resim kalemim ve büyük boy resim kağıdı ile ne çizeceğimi düşündüm.

Aklıma gelen şeyle gülümseyip çizmeye başladım. Mimarlık okuyan bir kızın resmi ne kadar iyiyse benim ki de o kadar iyiydi.

Resim tamamlandığında kağıdı elime alıp bakmak amacıyla yukarıya kaldırdım. Ahahahaha çok iyi olmuştu.
Bugün Mert denilen çocuğun karizması yerle bir olurken ki yüz ifadesini çizmiştim. Acayip iyi olmuştu.

Müneccim Kız !! / TEXTİNG Where stories live. Discover now