16. Bölüm

2.5K 156 64
                                    

Keyifli okumalar....



Aksi: İyi geceler müneccim kız.

Bugün amelelik ay yani garsonluk işimin ilk gününden kareler pek iç açıcı değildi.
Vücut ağrısı beni yemek yemeden yatağa fırlatmışdı. Sıcacık yorganın içinde gözlerim kapandığında bir mesaj sesini duymuştum fakat artık çoktan uyku esir almıştı beni.

" Cansuuuu!"

Hay abi ben seni seveyim ya.
Kulağıma gelen anırma sesiyle uyanmış kahvaltı edip hazır kombin olan siyahlar içindeki pantolon ve uzun boğazlı kazak giyerek dışarıya çıktım.
Abim çoktan kafeye varmıştır diyerekten yavaş yavaş yürüdüm.
Dün gece Aksi den iyi geceler mesajını görmeden uyuya kalmıştım.

Siz: Gözlerimi açana kadar gece çok iyiydi."

Siz: Dünü sen kapattın bugünü de ben açayım bari.

Siz: Günaydın Aksi bey.

Aksi: Günaydın

Aksi: da

Aksi: Sabahın erken saatlerinde uyanık olmanın sebebi nedir acaba?

Siz: Ekmeğinin peşinde olmak.

Siz: Artık Cansu Lara bir iş kadınıdır.

Aksi: Hadi bee.

Aksi: İşe mi başladın ?

Aksi: Sen?

Siz: Evet ben.

Siz: Kendi hür iradem ile hemde.

Aksi: Vayy.

Aksi: Nerede çalışıyorsun peki ?

Siz: Kafede garsonluk işi tabi ki de.

Siz: Öğrenci adamın başka nerede işi olur ?

Aksi: Haklısın.

Siz: Her zaman.

Siz: Bir sorun var.

Aksi: Ney?

Siz: Eğer beş dakika içinde iki yüz metrelik mesafeye ulaşamazsam benim için iyi şeyler olmayabilir.

Aksi: Ovvv.

Aksi: Koşmaya başladın umarım.

Siz: Eveeeeettğğ.

'Ya Alllahğğğ' diyerek uzun bir yokuşu son gücümle çıktım.
Altımda Porche olmayabilir ama iki çift converselerim var.
Kanatlarım yok ama uzun ince iki bacağım var.
Son adımlar kala uğruna kendimi parçaladığım kafe görüş alanıma girmişti.
Ne yazık ki benim girecek halim yoktu.
Nefes nefese sarsak adımlarla elim göğsümde Green cafe yazılı koca ışıltılı tabloya gözüm kapalı yürüyordum.
Ben öylece salak gibi evet salak diyorum çünkü gözüm kapalı yürürken koca bir direğe çarparak ağzımdan çıkan çığlık ve o anlarıma şahit olan iki çift yeşil göze denk gelmem salaklık değil de neydi?

" Aaaağğaağaaaayyhh"

Küçük bir kahkaha sesinin geldiği tarafa gözlerimi çevirdiğimde Mert özürlüsü ile göz göze geldim.
" Sen bana mı gülüyorsun?" dedim gözlerimi büyüterek.
Acı felan kalmamış yerini sinir almıştı.

" Ha-hayır"derken bile gülüşünü durduramıyordu.

" İşin yok mu senin? Git amelelik yapsana sen !"

Elindeki sigarayı son kez içine çekip yere attığında yanıma gelmişti. Yüzünü benim yüzüm ile hizaladı.
Koyu yeşil gözleri benim kahvelerimi ezip çiğnedi.
" Sensiz başlayamadım." diyip sigara dumanını yüzüme üfledi.

" Yaağ. Allah'ın cezası! Salakkk!"

Bağırmalarımı duymazdan gelip kafeye girdi.
Cidden hayvan bu çocuk.

" Cansu altıncı masanın servisi ile ilgilenir misin?"

Çiğdem' i başım ile onaylayıp hızlıca dolu tepsiyi alıp masaya doğru yürüdüm.
" Buyrun" diyerek tatlı tabaklarını masaya dizdim.
" Afiyet olsun" sahte bir gülüş ve bitti.

Arka tarafa girip hazır dolu tepsilerden birini alıp üstünde yazılı numaranın masasına gittim.
Elimde boş tepsi ile arka tarafa girerken Mert ile denk geldiğimizde gözlerimi devirip önünden geçtim.

Günün sonunda kafede kimse kalmamıştı. Derin bir oh çektim.
Boş masanın sandalyesini çektiğimde  karşıma da çiğdem oturmuştu.
Çiğdem' i inanır mısınız bilmem ama sevmiştim. Yani bugün iyi anlaşmıştık.
" Yorulduk."

" Off hemde nasıl ya. Hep böyle kalabalık mı bu cafe?"

" Hafta sonu olduğu için böyle. Hafta içleri daha sakin oluyor."

Gülümsedim." Çok sevindim. Valla her gün böyle diye bir cevap alsaydım bugün ikinci günüm demez iş hayatımın son günü olurdu." dedim gülerek.

" Ahahaha. Yok yok merak etme. Boş zamanlarımız bile oluyor."

" Çiğdem telefonumu gördün mü ? Her yere baktım bulamıyorum."

Mert'in telaşlı sesiyle ikimizin bakışları ona çevrildi. Çenem yukarıda üstten bakışlarla  Mert'e bakıyordum.
" Nereye koyduysan oradadır." diyen Çiğdem' e gülerek baktım.

Bu kız anama çok benziyordu.
Tip değil tavırları felan.

" Beni arasana bi."

Sessizce telefon sesini duymayı bekledik.
Ve bilin bakalım nereden çıktı.
Mert salağı pantolonun arka cebine koymuş.
Elini cebine götürüp telefonu gösterdiğinde kahkahamı durduramadım.

" Ahahahahahaga"

" Cebine baksaydın bulurmuşsun." diyen Çiğdem artık idolümsün be kızım.

" Boş yapma Çiğdem " diyip bakışlarını benim gülünç yüzüme çevirdi.

" Çok mu komik küçük hanım? Sabah ki olayı hatırlayınca bende böyle gülüyorum."

"Ne güzel ne güzel. Ama sen şimdi beynini böyle şeylere yorunca daha önemlileri kaçırıyorsun. Mesela her yere baktığın halde bulamadığın telefonunun cebinden çıkması gibi. Anlatabildim mi?" diyerek göz kırptım.

Gözlerime bir süre baktı. Yeşilleri parıldayordu.
" Çok iyi anlatabildin küçük hanım."

" Off laf dalışlarınız bittiyse artık çıkabilir miyiz? Sizi bilmem ama ben çok yorgunum."

Çiğdem' in isyanıyla bakışlarım ona çevrildi.

" Abim nerede? Bir yere mi gittti?" dedim kaşlarımı çatarak.

" Onun acil bi işi çıktı. Seni eve Mert bırakacak."

Kaşlarım inanmayarak yukarıya kalktı.
" Ney. ?"

Mert yanıma gelip oturduğum sandalyenin iki tarafını arkadan tutup kulağıma yaklaştı.

" Duydun küçük hanım. Amelelik işimiz bittiğine göre çıkabiliriz değil mi ?"

😂😂😂😂😂😂😂


Sdsdsdsdsdss.
Bölümü yazarken çok eğlendim.
Umarım sizde beğenirsiniz.
Nasıl bir bölümdü.
Bol yorum ve beğeni atmayı unutmayın
Kendimize iyi bakıyor ve yormuyoruz.

Müneccim Kız !! / TEXTİNG Where stories live. Discover now