11.Bölüm

3K 169 82
                                    


Keyifli okumalar...

" Abi lütfen, sana yalvarıyorum. Kulun köpeğin olayım seninle geleyim.  Ya ben annemle en son temizlik yaptığımda neker olduğunu bir bilsen . Hadi lütfen."

Annem bugün temizlik yapacağımızı söylediğinden beri hiç iyi değildim.
Abim iş yerine yani kafe' ye çalışmaya gidiyordu. Bende onunla giderek bugünkü cellat'ım olan anamdan kurtulacaktım.
Ama pislik abim iş yerine gelmeme izin vermiyordu.
Ayakkabısını giymek için kapıyı açan abimin önüne atladım ve kollarımı açarak gitmesine engel oldum.
" Yemin ederim çıtım çıkmayacak. Ne dersen yaparım. Otur desen oturur kalk dersen kalkarım. Ne olur izin ver seninle geleyim." dedim ve acıların çocuğu rolünü kendime armağan ettim.
Abimin bir iki saniye sonra tipime bakmaktan dolayı sanırım kafasını çevirip gözlerini kapattı.
Başını bana çevirdi ve yüzüme bakmadan beni itince son çare ayaklarına yapışacaktım ki o efsane cümle ağzından döküldü.
" İki saniye içinde aşağıda olmazsan seni"
cümlesini tamamlamadan odama uçup çantamı kaptım ve daha demin köpek gibi yalvaran ben değilmişim gibi aşko kuşko halimle dışarıya çıktım.
Önceden hazırlandığım için sadece çantamı almıştım.
Kafe' ye gidiyorduk abim çalışacak ben ise en iyi masaya oturup sipariş verecektim de verecektim.
Baya zararlı çıkacaktı abiciğim.
Her neyse kombinimi anlatırsam oldukça cool giyindim öncelikle.
Üstüme dar beyaz üzerinde yine bilmediğim açık mavi renk ingilizce kelime yazan bir tişört giydim.
Altıma ise çok açık mavi kot ve dizleri yırtık bir pantolon.(annem görmedi merak etmeyin) giymiştim.
Siyah uzun saçlarım ise at kuyruğu kahküllerim serbest bırakıldı tabii ki.
Güneş gözlüğü,  siyah renk aşko kuşko çantam ve Converselerim ile harikaydım.
Her zamanki gibi.

Fakir abim işe yürüyerek gidiyordu ben ise arkasından ona yetişmeye çalışıyordum.
Götüne elektrik vermişler gibi yürüyordu. Yavaş len..
Arkasına bakıp beni geride görünce eliyle hızlı yürü der gibi yapıp yine götüne fiş takmış farelere benzedi.
Ya sabır..

Nihayet kafe'ye geldik ve abim yine beni umursamayıp içeriye girdi.
Bende mekanı  kaynanın yeni gelinin  evini süzdüğü gibi süzdüm.
Baya güzel ve lüks bir kafe.
Tam İçeriye giriyordum ki  bir kız beni itikleyip kafe'ye daldı.
Kaşlarım çatıldı.
Hayvan!
Daha demin kafenin arka bahçesinde sigara içen kızdı bu.
Burada çalıştığı üstündeki önlüğünden belliydi.
Beni görünce öyle bir şaşırdı ve sanki büyük bir şey olmuş gibi kafe'ye dalmıştı.
Evet öküzlerin ahıra daldığı gibiyidi.

Gözlerimi devirip kafenin kapısını açtım ve havalı bir giriş yaptım.
Sanki abim buranın basit bir garsonu değilde sahibiymiş gibi.
Her neyse işte abim it gibi etrafta servis yaparken  ben garsonların en çok girdiği arka taraf olan yere en yakın olan masaya  oturdum.
Bana çarpan kız arka taraftan derin bir nefes vererek çıktı. Abime söyleyeyim de kovsun şu malı !
Off ben baya kaptırdım kendimi.
En sert bakışlarımı kıza atarken kız garib bir şekilde gülümseyerek yanıma geliyordu.
Hayır yüz vermeyeceğim tabii ki.

" Selam " dedi sevecen olmaya çalışarak.
Kıvırcık saçların parmaklarım arasına ne kadar da yakışır.
Aklımdan geçen düşünce beni gülümsetirken kıza cevap verdim.

" Pardon, tanıyamadım?"

Gülümsedi yine.
Sen bi daha gülme kurban olduğum.
İyyhkk.

" Yok tanışalım diye selam verdim zaten"

Ahaahaha. Komik şey.

" Anladım" dedim ve sustum.
Bana çarpmayacaktın kızım.
Özür bile dilemedin.

" Sen Fatih'in kız kardeşi' sin değil mi ?"

Fatih abimin ismi öncelikle.
Allah'ım aklıma gelen şey ne olur olmasın. Abim bu malla sevgili olmaz herhalde.
Seni salak şey benimle iyi olmaya çalışıyordu.
Kaleyi içten fethedecek kendince.
Yalnız o kale benim ve beni geçmen imkansız aşko.
" Evet" dedim artık sus ve git der gibi.
İşe yaradı ve gitti.

Müneccim Kız !! / TEXTİNG Where stories live. Discover now