17

416 19 1
                                    

Aytekin Ataş - Hatice'nin Aşkı

🧭

Berze'nin kardeş istediği Delal'i yeni bir çocuğu rahmine düşürme fikrini daha cazip hale getirirken Ferhat'ın da heyecanla ikinci bir evladını kucağına alma düşüncesiyle Özeroğlu ailesine yeni bir torun gelmesi için daha bir hevesliydi genç kadın. Bugün bu konuyu kocasına açacaktı.

Sabah erkenden kalkıp hazırlandı Delal. Evin kuralıydı bu, erkenden kalkınır büyük ağanın ve diğer ev halkının oturacağı kahvaltı masası eksiksiz hazırlanırdı. Saçlarını tarayıp yukarıdan bir at kuyruğu yapıp hafif makyajla yüzünü renklendirdi genç kadın. Berze'yi doğurduktan sonra aldığı kiloları vermekte zorlanmıştı. Doğumdan kalan kiloları az da olsa yerli yerindeydi.

Parfümünü sıkıp oturduğu makyaj aynasından yansımasına bakarken kocasının arkasından beline sarılıp yüzünü boyun girintisine huzurla koyup kokladığın gördü. "Ne kadar şanslı bir adamım, sabah sabah dünyanın en güzel kokusunu içime çekip huzurla doluyorum."

Delal gülerek beline sarılan kolların üzerine elini koydu. "Ben de dünyanın en şanslı kadınıyım, senin gibi güzel seven bir adama sahibim. Eşim, dostum ve tek ailem olabilen bir adamı kalbime almışım ben, benden daha mutlusu var mı bu cihanda?"

Ferhat'ın dudakları genç kadının boynundan yukarıya doğru yavaşça çıkarken Delal'in tüyleri ürperdi. Evlendiği günden beri düzenli cinsel yaşantıları vardı fakat kocasının en ufak dokunuşunda ilk günkü gibi heyecanlanıyordu.

"Sana doyamıyorum ben, kaç yıl oldu hala seni ilk günkü gibi arzuluyorum güzelim," dedikten sonra karısının şakağından öpüp aynadaki yansımalarından genç kadının gözlerini buldu. "Biz sadece şu aynaya yansıyan çift değiliz daha fazlasıyız. Kalbine beni al diye çok uğraştım, çabaladım. Beni istemedin çünkü dayanacağın ve güveneceğin bir adam daha önce girmemişti hayatına. Sonra bir mucize oldu ve sen bana güvenmeyi seçtin. O günden sonra bu kalbim hep sen diye atmayı daha çok istedi ve hala öyle atmaya devam ediyor."

Delal'in gözleri doldu hafiften. Ferhatla evlenmeden önceki hayatları bambaşkaydı, olurları dahi yoktu. Sonuçta hem yetim hem de öksüz bir kızdı. Köklü aşiretin hanedanından biriyle evlenmesi olağandışıyken şimdi kollarının arasında olduğu adamın karısı olmak gerçekten de mucizeydi.

"İmkansız diye bir şey yokmuş Ferhat. Seni severken daha iyi anladım ben bu gerçeği. Beni her defasında istediğini söylerken bunun sadece küçük ağanın bir anlık hevesi olduğunu zannederdim ama sen bana öyle bir güven verdin ki tüm gerçekliğinle karşımdaydın. Eğer buraya kadar gelip evliliğimizi sürdürüyorsak bu senin sayende."

Gözleri dolan karısını daha çok kendisine bastırdı genç adam ve yanağından üst üste öptü. "Kendine haksızlık etme hayatım, eğer sen bana güvenmeseydin evde kuruyup kalacaktım Hevi Hanım da evlenmedim diye başımın etini yemişti."

Delal gülmeden edemedi, küçük kıkırtısı odayı doldurdu. Ferhat dayanamadı ve öptü kadınının gülüşünden. "İlahi Ferhat sanki benimle evlenmeseydin başka kız yoktu sana. Mardin'in tüm kızları senin ve kardeşinin yollarına ölüp bitiyorlardı. Bensiz de evde kalmazdın."

"Ben bir tek seni istiyordum, senden başkasına karım demek hem dilime hem de kalbime yakışmazdı. Allah'a şükür şimdi hem eşimsin hem de senin gibi güzel bir cimcimenin annesisin. Rabbim'e ne kadar şükür etsem az, size bakınca huzur buluyorum ben. Benim tek mutluluğum sizin varlığınız."

MEZOPOTAMYA'NIN ÇÖKÜŞÜ (TÖRE)Onde histórias criam vida. Descubra agora