15

367 18 5
                                    

HiraiZerdüş - Kıvırcık

🧭

"İtiraf et artık Feridun, sen de benden kopamıyorsun. Ne olursa olsun bir araya gelmenin yollarını buluyoruz." Ayçin kendisine arkasına dönen adamın çıplak sırtını parmağının ucuyla seviyordu. Feridun'la uzun zamandır birliktelik yaşamamıştı. İçinde ona olan hisler varlığını korurken, uzak durmak zor oluyordu.

Feridun alayla güldü. Ayçin'in boş özgüveni onu güldürmüştü. "İtiraf edeceğim bir şey yok, sadece senin boş kuruntuların bunlar."

Genç adamın sözlerine kırılmamaya çalıştı. "Sen ne söylersen söyle ben dediklerimin arkasındayım. Belki bir gün tekrardan bir araya geliriz, kim bilir?"

"Hayaller kurmaktan vazgeç artık," diyerek yerinde doğruldu Feridun. Öfkelenmiş, sırtı kaskatı olmuştu. "Bu aralar ilgi alanım tamamıyla Dicle'nin tarafında. Sana olan ilgim geçmişte kaldı."

Ayçin üzerine pikeyi sımsıkı tutup kendisine doğru çekti sinirle. Dicle denen kadın iki adamın da aklına girmişti. "O yüzden mi beni arayıp yanına çağırdın? İlgi alanında olsaydı benimle tekrardan birlikte olmak istemezdin."

"Onda olan şey bu ya işte. Sen kolay lokmasın Ayçin, Dicle ise çok zor. Ben zor oynamayı severim."

Genç kadın hırsla tırnaklarını pikenin kumaşına geçirdi. "Bana basitmişim gibi ithamlarda bulunma Feridun. Senin kırıcı bir kişiliğe sahip olduğunu biliyorum ama bari yatağına aldığın kadına bunu yapma." Ayçin'in gururu fazlasıyla incinmişti.

Feridun yerdeki parkede duran sigara kutusunu alıp içindeki çakmağı çıkararak bir sigara yaktı. Düşüncelerinde dolaşan tek kişi Dicle'ydi. Yatağına aldığı kadın değil de bir çift yeşil gözleri düşünüyordu. İhanet etmeye meyilliydi. Ayçin'i kırmaktan dolayı pişmanlık duymuyordu. Bencil olduğunu bile bile kollarına kendisini atan o'ydu sonuçta.

"Duru güzelliği karşısında senin esamen okunmaz Ayçin. Dicle öyle bir kadın ki değil Fırat'ı eni sonu beni bile dize getirir. Aranızdaki farkı sana böyle açıklayayım."

Ne kadınmış be diye düşündü içinden Ayçin. Onun yapamadığını Dicle mi yapacaktı şimdi? Hırslanıp mavi gözleri koyulaştı. Fırat'a ilgi duymuyordu fakat Feridun onun için hâlâ değerliydi. Asla ama asla izin vermeyecekti Feridun'un Dicle'ye gitmesini.

"Fırat o hataya bir kez düşer. Söz konusu sevdiği kadınsa sana göz açtırmaz. Kuzenini benden daha iyi tanıyorsun."

Derin bir nefes çekti sigarasından. Küçüklükten beridir yedikleri içtikleri ayrı gayrı olmayan kuzenini elbette kendisi daha iyi tanıyacaktı.

Sigarasını bitirip izmariti rastgele yere attı ve dumanını ağzından dışarıya savurdu. "Göreceğiz bakalım," dedikten sonra ayağa kalktı. Pencereden sabahın ilk ışıkları şehri doldurmaya başlamıştı bile. "Sen de kalk giyin, Fırat'ı ayartman gereken konular var."

"Ben seni istiyorum hâlâ anlamıyor musun bunu? Fırat'ın yüzüne utancımdan adam akıllı bakamazken gidip tekrardan nasıl karşısına çıkacağım? Lütfen bana bunu yaptırma."

Dolabından tişört çıkarıp üzerine giydi Feridun. Alnına düşen saç tutamlarını eliyle geriye doğru savurdu. "Benimle iletişim kurmaya devam etmek istiyorsan sana söylediklerimi harfiyen yerine getireceksin." Ayçin'in kendisine olan ilgisinin farkındaydı. Fakat eğer Dicle, Fırat'tan vazgeçerse bunu yapacak tek kişi Ayçin'di. Dicle için Ayçin'i gözünü kırpmadan harcardı.

"Beni ve sana olan ilgimi kullanıyorsun." Bu gerçeği bile bile yine de yanında kalıyordu Ayçin.

Feridun, Ayçin'in yanına yaklaşarak yanağına uzun bir öpücük bıraktı. "Fırat'ın iş yerine gideceksin bugün. Sana konumu mesaj olarak atarım. Yanına git ve marifetini göster."

MEZOPOTAMYA'NIN ÇÖKÜŞÜ (TÖRE)Where stories live. Discover now