1

1.2K 42 2
                                    


Hasan Çuha - Reyhani


🧭

Fırat ve Dicle'nin buluştuğu nokta, Mezopotamya'nın göbeği olan Mardin'e doğru yol almak için uçağa binip pilotun inişini heyecanla bekleyen kadın parlayan gözlerle uçağın küçük camından izliyordu memleketini.

Kaç yıl olmuştu? 15 ya da 20. Babası bir doktordu ve bir yerlere ait olmanın ne demek olduğunu bilmeyen Dicle, babasının tayininin çıkmasıyla birlikte memleketinden kopup Türkiye'nin batısından doğusuna doğru göç etmek zorunda kalmıştı. Güzel şehirlerde de yaşasa hep burukluğun adıydı Mardin kalbinde.

Şimdi buradaydı, memleketinde. Ve Allah'ın izniyle kendi tayini buraya çıkmıştı yıllar sonra. Kendisi bir sınıf öğretmeniydi. Hiç yabancılık çekmese de yabancı olduğu yeni şehri, okulunu ve öğrencilerini seveceği gerçeği kendisine hatırlatıp duruyordu. Kalbi ağzında atıyordu neredeyse.

Pilotun son anonsundan sonra artık tamamen uçak iniş yapmıştı. Bir ara havanın rüzgârlı olmasından dolayı rötar yapmasından Dicle korkarsa da korktuğu başına gelmemiş güvenli bir şekilde inişini gerçekleştirmişti pilot.

Babasının buradan taşınmadan önce hâlâ satmadığı evlerine gitmek için kendine bir taksi çevirip gideceği yeri şoföre söyledikten sonra kocaman açtığı gözleriyle birlikte camdan dışarıyı izlemeye koyuldu.

Sonunda hayal meyal hatırladığı evine geldiğinde ise şoföre ücretini ödeyip bavullarını eline aldıktan sonra kol çantasından evinin anahtarını çıkartıp içeriye girdi. Ev kirli ya da tozlu değildi çünkü Mardin'de yaşayan babaannesi bir hafta öncesinden evi temizlemesi için birini göndermişti. Bavullarını bir kenara koyup etrafı inceledi Dicle. Küçüklüğünü yaşadığı ama gençliğini burada yaşama fırsatı vermediği evine baktı.

Ev büyüktü, tek kalma fikri biraz içine otursa da sevdiği şehirde yaşayacaktı artık. Hiçbir şey moralini bozamazdı.

Bugün bu şehri karış karış gezecekti. Yıllardır içinde sürdürdüğü o özlemi bugün aceleci tavrıyla son verecekti.

İşe üstündekilerini çıkartarak başladı. Yol yorgunluğu atmak için sıcak bir duş almak için banyoya girdi. Şampuan ve saç bakımını bir de bornozunu da beraberinde alarak kısa bir duş aldıktan sonra kuşağını bağladığı bornozu hâlâ üzerindeyken daha yerleştirmediği bavulunun içini karıştırıp kendisine elbise seçti. Uzun kararından sonra krem renginde, üzerinde yeşil tonda çiçek deseni olan yırtmaç yakalı bir elbise seçti. Göğüs çizgisinin üzerinde iplikleri de birbirine bağlamayı ihmal etmezken kıvırcık saçlarına herhangi bir işlem yapmayarak öylece bıraktı.

 Göğüs çizgisinin üzerinde iplikleri de birbirine bağlamayı ihmal etmezken kıvırcık saçlarına herhangi bir işlem yapmayarak öylece bıraktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dudaklarına kırmızı renkte bir lipbalm sürdü. Kirpiklerine hafif bir maskara sürerken onun için bu bile yeterli diyerek başka da bir şeye dokunmadı. Krem rengindeki sandaletini de ayağına geçirip bağcığını da bağladıktan sonra küçük kahverengi kol çantasına da cüzdan, evinin anahtarını ve telefonunu yerleştirip evden çıktı. Yolları bilmiyordu ama telefonundan açtığı navigasyon ona bu konuda yardımcı olacaktı.

MEZOPOTAMYA'NIN ÇÖKÜŞÜ (TÖRE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin