~27~

744 14 36
                                    

Bu aralar IşKoz diye ölcem. Gerçekten. Editler, şarkılar, fotolar. Öldürüyor beni...

Neyse mutlu bir bölüm yazacağım.

Kumdan kaleyi tamir etme vaktii!

Işık Akan

Nil Akan

2 ay sonra...


Gördüğüm rüyadan gözlerimi açtığımda, sabah olmasını beklemiştim, ama etraf karanlıktı. Sonra göz bandım aklıma geldi, ve onu çıkardım. Yan taraftaki, parlak saate baktığımda saatin dokuz olduğunu gördüm. Bugün cumartesiydi. Koza'nın beni saran kollarından çıkıp, ayağa kalktım. Dağılan saçlarımı çözüp, yeniden bağlarken, banyoya girmiştim. Yüzümü yıkadım, ve daha sonra aşağı indim.

Salonu biraz toparladıktan sonra saatin dokuz buçuk olduğunu gördüm, mutfak girdiğimde saçlarımı bu sefer tepeden bir topuz yapmıştım.

Çayın, olmasını beklerken, buzdolabını açtım. Gözlerim dolapta gezinirken, saçlarımda bir el hissettim. Topuzumu bozdu.

"Neden bozdun ki yani şimdi?" Dedim ona. Güldü. Saçlarım omuzlarımdan aşağı dökülüyordu. Sağ taraftaki tutamları alıp, sol tarafa attı ve sağ omzuma bir buse kondurdu. Ardından boynuma, yanaklarıma, saçlarıma. "Günaydın Nil'im." Dediğinde, "Günaydın," diyerek karşılık verdim.

"Kızlar uyanmamış." Dedi. "Diyorum ki, baş başa kahvaltı yapalım?"

"Neden?" dedim, ondan kurtulup, iki yumurta alırken. "Bir daha hazırlayalım diye mi?"

Kaşları çatıldı hafifçe, ama çok sevimli gözüküyordu. "Karımla bş başa kahvaltı yapmak istiyorum belki." Dedi. "Üç kız bana fazla gelmeye başladı, bayılacağım şimdi." Üç kız dediğinde önce anlamadım, sonra beni de içine aldığını fark ettim. Yüzünü yamultarak, ayaklarına baktı. "Bu terlikler niye pembe yani?"

Güldüğümde, o da güldü, yanıma gelip yanaklarımı sıktığımda, onu cimdirdim. "Hey!" Diyerek yumurtaları elimden aldı ve tezgaha koydu. "Sabah sabah, bir öpeceğim seni zorlama."

"Neden?" Diye sordum ama, saçlarımı sol omzuma atıp, çıplak kalan sağ omzumu öptü. Ellerimi sakallarının üstünde gezinirdim, ve dudaklarına güzel bir öpücük armağan ettim. Güldü, istediğini almıştı ama eli, belimden aşağıya kaydı. O elleri tuttum, ve geri çekildim. Bana güldü. "Ne yapıyorsun Poyraz? Sabah sabah romantikliğin üstünde."

"Ne alakası var?" Diye sordu. "Sevemez miyim seni?" Yanağımı okşadı. "Öpemez miyim?" Dediğinde bir adım attı, ister istemez güldüm.

"Büşra, Yankı'ya bir daha, 'babam annemin ağzına giriyor' derse kanatlarını koparır."

"Sonuncudan mı korkacağım? Kardeşimi becerirken iyi ama."

Kolunu cimdirdim. "Düzgün konuş. Üstelik bende onun kardeşiyim."

"Evet, onun kardeşi olmasan almazdım seni. Intikam için aldım."

Sokak Nöbetçileri (KURGU)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon