Mutlu SarcaFırat Göktepe
Bartu Sarca
Bisikletinin üstünde, kaşları hafif çatık bir şekilde bana bakıyordu. Hadi ama beni mı takip etmiş? Üzerindeki beyaz tişörtü, ve kahverengi pantolonuyla, pedalı hafifçe çevirip yanıma geldi. Derin bir nefes verdim.
"Hayırdır?" dedin ona.
"Asıl sana hayırdır oğlum?" Diye sordu. "Bu aralar dalgınsın, ve ortalıktan kayboluyorsun?"
"Işık mı dedi?"
"Yoo, çok belli oğlum." Diye ensemi sıktı. "Hasta mısın diyeceğim de, doktora çicekle gelinmez, değil mi?" Güldü ağız ucuyla. "Doktora yavşamıyon dimi lan? Beklerim senden. Hayır yani öyle bir şey varsa söyle, seni başka bir yerde silkeleyim."
"Bıktım senin silkeleyip durmandan." Diyerek onu geride bıraktım, ve bisikletin pedallarına yüklendim. Arkamdan küfür edip, pedallara asıldı ve peşimden geldi. Caddeye çıktığım sırada dikkatlice karşıya geçip, bisiklet yolundan devam ettim. Yanıma geldi.
"Anlatsana lan." Dedi. "Ne oldu? Sen susuyorsan bir boklar dönüyordur ortada."
"Bir bok döndüğü falan yok," dedim. "Dönüyorda bizim etrafımızda değil, onun etrafında."
"Ne boku oğlum? Kimin etrafında dönüyor, ne oluyor?!"
Sinirle ona baktım. "Bekle lan koca bebek! Anlatacağım, hepinize. Bende yeni öğrendim her şeyi."
"Neyi?" Diye sordu.
Durdum ve yoldan çıkıp, caddedeki geniş kaldırıma çıktım. Arkamdan bisikleti sürerken, onu duymadım. Bir kitapçının önünde durduğumda, anlamadı ama beraber bisikletlerimizi kilitleyip içeri girdik.
"Ne yapacaksın burada?" Diye sordu, kolundan çektim. Hmm, ona göre bir kitap? Ona aldığım kitap, çocukken bir kızdan çaldığım kitaptı. "Gökkuşağı'nın mucizesi" okuduğum ilk kitaptı, ve hala saklıyordum. Fakat elimdeki eski olduğu için, aramış ve yenisini bulabilmiştim.
YOU ARE READING
Sokak Nöbetçileri (KURGU)
Short StoryKırmızı Işıklar, sokak lambaları, anahtarlar, yonca, son dans, tarçınlı kek... Her üzüldüğünüzde gelebilirsiniz!!