yangınlar ormanı

108 9 0
                                    

vücudumun bütün yokuş sesleri bozuldu
ölgün bir safevî gibiydi canım
kalbimde yaralı bir dişinin ürkünç adı inliyordu
inliyordu durmadan
kazıktı alnımdaki günlerin hepsi
sen beni
ateşe vermeden önce

mağaralarım yandı
dudaklarım birer sin ve kef
karnımda adı duyulmamış yerler var
çığlığım tütün kokuyor
tıpkı bir çarşamba akşamı
pazarlardan dört köşeli bir allah dönüyor
pazarlar, bizim semt pazarları
tezgâhta senin yüreğinin satıldığı
çünkü bin parçaya bölünmüş nar
çünkü kolay değil bölünmek bin parçaya

ve ben!
masamda cansız bir çiçek taşıyorum
ama onu yaşamakla bir tutuyorum
işte bu yüzden pamuk tarlalarında seni dokuyor kadınlar
işte bu yüzden sen
ve gönlün
bir parça parşömen

bozulmamış saat tik taklarını sana adıyorum
senin isminle sesleniyorum geceye
henüz aldırdığım yok
hayatımın en özel yerlerine
parçalandım, bir kedi tırmaladı beni
seni tanımadan önce

içim, ilintim, güz gibi karam
bütün yangınlardan kaçan
bütün hevesleri solan
dişleriyle narenciye kıran bir akrebim ben
mengenemde cinayetler duruyor
allahın ve insanların kötü şeyler yaptığını biliyorum
bilmesem de henüz öğreniyorum
içinden geçtiğimiz bu ormanı
bu karaya oturmuş apartmanları
ilk kez seninle yürüyorum

bir akrebim ben
kıskacım baharat kokuyor
kuyulara gebe kalırsam diye ödüm kopuyor
kayısılar topladığım yüzünden,
kırk beş derecelik bir sancı geçerse diye
ödüm kopuyor
bir akrebim ben
sev beni
ateşe vermeden önce

bu hiçbir zaman duygusal bir şiir olmayacakWhere stories live. Discover now