bir şeyleri sadece sen sorgulamıyordun. bu iyiye işaret değildi. bu bizim aramızdaki eksik zamirlerdi.
isimle hitap etmeyi bilmiyorduk
kaçmayı seven sadece sen değildin
zaman bükülmek için çok kısa. iki ucu bir araya gelmiyor.
arkamıza iz düşülmüş eski mezarlar yok. porselen bebekler oyuncak evler evcilik oyunları kirazlar ve küpeler ve kalpler ve tahlilleri yok.
prospektüs okumayı bilmiyorum. sayıları hiçbir zaman sevmedim.
ahlak felsefesinden anlayan tek kişi sen değilsin. gittiğin için sevinmelisin. benim yolumu sen çizemezsin.
yağmur taneleri birbirimize çarpmıyor.
hem birini beklemek için çok çocuksun. yolun sonunu ben sezdim. acını kristalleştiremezsin.
izmir'i biliyormuş gibi davranma
türkçe neyimize yetmiyor?
zamanı yiyip bitirdim. hayır onu yakmadım sadece yedim.
ateşten bu kadar korktuğum için mi alevi anlatıyorum
yangını durup izlediğim için mi
sadece hırsız olduğumuz bu yerde bu kadar iz bırakmak zorunda değildik.
hiçbir şeye bağlanılmaz bağlanmak atların işidir.
atlar benim içime bağlanırlar
içimden taşınmak istiyorum
hayat gerçekten çok can sıkıcı. her şey için çok kısa ve fazla uzun.
ona bir iki sene kadar iyi yerden baktım
en güzel yaratımı seyrettiğim
ismine senin koynun deniyor.
bu şiiri de gerçekten can sıkıcı bulabilirsin. ama senin için yazmadım /yalanları seviyorum/
bununla sorunum yok.
uçurumu çağırmayı bilmiyor olabilirsin. seni yine anlarım.
veya freud'a böyle kızgın
ama bunları konuşamayız. türkçe neyimize yetmiyor?
devrin sağcılığına materyaller üret.
politika bizim için çok sığ. aşk derin /aşk ne?/
uçurum uçurumu çağırmıyorsa
bunda senin suçun ne?
belki saçlarını benim gibi tararsan beni anlayabilirsin. veya beni anlamak istemezsin.
hayatım bununla bir sorunum yok
zaten hiç anlaşılmadım.
