gidişin arkasından gördüğüm

119 8 15
                                    

atlar bağlanırken biz karşıya koşacağız
çekip vurmayı deneyeceksin beni bir tabancayla
bunu deneyeceksin sevgilim ağlasan da
kamburun gözyaşı olsa da öldüreceksin beni
içimdeki bu deli öfkeyi
dinmeksizin kanayan kuzey lalelerini vuracaksın sevgilim
onları başlarından kopar
giderken sevgilim kelimesini de al

bize bir türlü yakışmıyor

kayıklar, buketler, ellerinin topoğrafyası
bülbülü vurmayı öğrenen çocuk
diyelim ki sen en büyük ol
daha büyük, benden büyük
körfezlerden, afrikadan ve açık denizlerden büyük ol
sözgelimi öyle büyük ol ki benim yüreğime bir türlü sığma. sözgelimi duruşların geçsin trenlerin yanından. sözgelimi bugün bu şehirde akşam olsun.
o vakit ben kuş kadar kalacağım
ben kuş ölüsü olacağım
yanık tenimi sen kurşuna boğacaksın
sen aşkı gelecek zamanda yapacaksın
kalbin yanlışlıkla çekip gidecek
ellerimde ayazın pul pul derisini bırakacaksın
oyuk kirazlar kazıyacaksın dilime

kış gecelerinde yazı düşünmek öyle şuur kaybettirir ki sana. mavilik olmak istersin güneşin alnında ve atlas
atlas göğsünün üstünden havalanır
kırk defa dönsen de evi bulamayacaksın
yorgun incirler o zaman dökülür ağaçlardan
bir otoyolun ortasında tenhaya karışırsın
sütlerini sağarlar
eşarbını diline bağlarsın
bir atın külle boyanmış iniltisi
işte orada öylece kalırsın

dur öyleyse
dur. ben bir otoyalda durmuştum. ceplerimi seninle doldurmuştum.

dur
yağmurlar giriyor penceremizden
damarların şadırvanlardan akıyor
diyelim ki sen en güzel ol
sözgelimi parmakla gösterilen
o güzel, en güzel, daha güzel ol
safra kesesinden bir yakutun içinde otur
yüzün gözün hep asılı olsun göğün yüzüne
sen mesela bütün âşıkları
bütün sâkileri, bütün güzelleri kıskandır
eteklerin dağları kabartsın alev kussun
yine de kendine çirkin diyeceksin
sana tek bir gazel yazmadım diye
beni baştan başa yok edeceksin
ayı gecemize damlat
onunla bas mührünü tenime
dünyanın çöküşlerini kazı
depremleri, fırtınaları ve havai fişekleri
ölen balıkları, çekip giden babaları
yine de anlamayacaksın aşkı
bana bu yandan bakmayacaksın
kendine benden bakmayacaksın

sana çok acıdım
en güzel ve en büyüksün diye
hüzünlü taşlar değmiş gözlerine
sana çok acıdım diye seni sordum
ama istanbul'da gören olmamış
kuzey kutbuna yahut öyle bir yere taşınmışsın
seni bir yazdır gören olmamış

sevgilim
gen haritasını çıkarmayı öğrenebildin mi
seni içime nasıl sığdırmışım görebildin mi

giderken sevgilim kelimesini de al
bir türlü yakışmıyor bize

bu hiçbir zaman duygusal bir şiir olmayacakWhere stories live. Discover now