neden güzel şeylerin çirkin düğmesi olur?

105 6 8
                                    

neden evrene iki düğme dikmek yeterli?
sokağa çıkıp koşmam lazım
çünkü evrakta sahteciliğe tahammül edemiyorum
neden defterler kareli olur?
cebir ve kesir bilmeden eve geri dönsem olmaz mı
çamaşırlarımı kurutsam kapı eşiğinde
arka balkona iki üç nane diksem
oda çok sıcak kimse şarkı söylemiyor
insan ezber yapmaktan sıkılmaz mı

eğer geldiysen üç kere vurur musun
beni tam şakağımdan
yok olacağım bu dünya için niye böylesine çabalıyorum?
artık havalandırmanın sesi bile sinirimi bozuyor
bu insanların yüzüne tükürmek istiyorum
yağmur yağıyor dışarıya koşsanıza
Allah aval aval bakanları sevmez
ağaçlar ıslandı sularını sıkmayacak mıyız
otlar ıslandı gözümüze sürmeyecek miyiz
bardakta taze ıhlamur kaldı komşu abla
burada kimse birbirini sevmiyor

bir nükleer santralin içinde yaşıyorum
durmadan namaz kılmaya gidip gelenler var
önce önünde diz çöküyorlar sonra ondan bir şey istiyorlar
ben olsam Allah'ı böyle sevmezdim
ben Allah olsam üzülürdüm
artık benden bir şey istemeyin beni sadece sevin derdim
ben Allah olamam
ben hiçbir şey olamam komşu abla
kimsenin komşu ablası bile olamam
sis şeritli otoyollardan geçip dilenmeye gideceğim
birazcık kurşun kalem dileneceğim
kalp çizgilerimi öldüreceğim
sonra köşedeki mülteciyi çevirip soracağım
neden güzel şeylerin çirkin düğmesi olur?
bana cevap verecek
-cennete gidelim diye!

sonra karşı dairemdeki memur emeklisine soracağım
efendim siz tahsilli insansınız
hesaptan kitaptan anlarsınız
söyleyin neden güzel şeylerin çirkin düğmesi olur?
kaşlarını çatıp arkasına yaslanacak
çayına iki şeker daha atıp cevap verecek
-devletimize zeval gelmesin diye!

sonra ortadoğu'da bir savaşa gireceğim
evinin kapısını açık unutmuş bir kadın
çocuğunu taşlıkta yıkıyor
çocuğu su ve sabun olmadan çitiliyor
o kadına soracağım
neden güzel şeylerin çirkin düğmesi olur?
çocuğunu kuruması için ipe asacak ve diyecek ki
-oğlanlar sünnet olsun diye!

batıya gideceğim korkunç yollardan geçip
kafamda bir sarıkla paris'te dolaşacağım
şehirden ayrılıp patikalara tırmanacağım
bir keçi yolu bulacağım
kenarında kansız mineler var
yabancıya küsmüş leylaklar boyun bükecek
sonra bir ışık bulacağım, bir rahibe
kilise çanına tırmanıp soracağım
çan kardeş neden güzel şeylerin çirkin düğmesi olur?
-ekmeği şarapla yiyelim diye!

oradan bir dağa çıkacağım
kar yağmış kızıl vadi omuzlarımda
bir kuyuya taş atacağım bir yusuf inleyecek
hayatıma değirmen mektup yazacağım
o vakit güneş batarken kervan geçecek önümden
kervandaki adama soracağım
neden güzel şeylerin çirkin düğmesi olur?
-Kenan iline yol gitsin diye!

tufan çıkacak sarığım uçacak rüzgârda
bir gemiye saklanacağım
gemi de öyle gemi ki!
her hayvandan ikişer tane duruyor
güvertede tanıştığım karıncaya soracağım
neden güzel şeylerin çirkin düğmesi olur?
-biz üzerine yuva yapalım diye!

gemiden inip dere tepe düz gideceğim
geceleri sönmüş ateşin sıcaklığında uyuyacağım
üç bakır tilki benimle uyuyacak
birinin kuyruğu on iki
birinin dişleri mercan rengi
biri tıpkı ilk aşkıma benziyor
tilkiler beni sabaha karşı uykumda boğazlayacak
kollarımdan tutup padişahın huzuruna götürecek
padişah çirkin altın köşkünde
ve ben ona diyeceğim ki
neden güzel şeylerin çirkin düğmesi olur?
-vergisini bana ödeyin diye!
sonra ben güleceğim
sonra padişah bir ferman imzalayacak
sayın ...'nın infazına karar verilmiştir!
imza: çöl tilkisi
beni bir sehpaya çıkaracaklar
boynumda incir ağacından urgan
son bir arzun var mı diye soracaklar
zaten pek yaşayasım yoktu diyeceğim
sonra belki Allah'ın önünde, yanında, ardında bir yerde
ona soracağım
neden güzel şeylerin çirkin düğmesi olur?
-bana geri dönün diye!

bu hiçbir zaman duygusal bir şiir olmayacakWhere stories live. Discover now