Sen hep gül🕊️

723 79 53
                                    

"Bu ne lan. Okula yeni geldi, popüler oldu hemen. Hocaların gözdesi olurken, okulun gözdesi olurken bir de Behice'yi aldı elimden."

Evet, dersimiz boş olduğundan dinlenip kendimizle vakit geçirmek yerine Kutay'ın saçmalıklarını dinliyoruz. Ve şu matematik sorusunu bir türlü çözemedim.

"Benden söylemesi Kutay, okul birinciliği bile kurtaramaz seni." dedi gülerek Beril. Dolu nefes verip başımı kaldırdım. Rahatlıkla duyulan sesleri dikkatimi dağıtıyor. Tek onlar yok sınıfta. Gündemleri neden kendileri olmak yerine başkaları?

"Susar mısınız? Sınıf içerisinde olmanız konuşmalarınızı duymamız gerektiği anlamına gelmiyor. Rahatsız oluyorum ve sorulara odaklanamıyorum-"

"Sen de iyice şımardın. Ne oldu eski Behice'ye? Çağan sana az bir ilgi gösterince havalara girme hemen. Senin havan da söner. Tek bir laf edemezdin be. Hemen kendini sınıfın prensesi ilan ettin." dedi Doğa tüm öfkesini kusarken. Başımı çevirdim. Küçümser bakışları umurumda olmazken sınıfa dönüp konuştum.

"Aynen ya! Bu kadar şımartmayın beni. Lütfen. Kendinize gelin. Sonra çok havalara giriyorum falan, enerji patlaması yaşayacağım diye korkuyorum. Yani yeni bir kavga çıksın istemeyiz değil mi arkadaşlar? Lütfen. Kendinize gelin. Olmuyor böyle." dedim gülmemek için kendimi zor tutarken. Ön sıralardan gülme sesi yükseldiğinde hafiften güldüm. Çağan, test kitabına odaklanmış hâlde gülüyordu. Pozisyonunu bozmayarak elini kaldırdı. Gözleri test kitabındaydı.

"Aynen. Beni de şımartmayın lütfen."

Gülümsememe engel olamazken önüme döndüm. O sırada Ferdi'nin sesi geldi kulağıma.

"Bizimle dalga geçiyorlar."

Okan devam etti. "Biz de anlamadık, sağ ol ya."

Devam ettiremediğim çözümü silerken ismimi duymamla duraksadım. Başımı kaldırdığımda Kutay, sırasında bana dönük, elini yanağına yaslamış hâlde konuşmaya başladı. Dümdüz bakıyordu.

"Behice... Bir akşam yemeği de biz yesek, ne güzel olur. Sonra isteme, söz, nişan-"

"Orda dur." dedi sert sesiyle Çağan. Kutay'ın umrunda değildi. Kaşlarımı çatıp dudaklarımı araladım.

"Lisede son yılımız ve bu umrumda olmaz. Seni uyardım. Uyarmamın üzerine abarttıkça abarttın. Seni dinlemek zorunda değilim. Müdüre anlatırsın artık yukardan tutup attığın sözleri."

Güldü. "Bana ne dersen de sana olan sevgim değişmeyecek. Aksine bu hâllerine daha çok aşık oluyorum. Bir önünde diz çökmediğim kaldı ama o da olacak. Bak gör, mezun olmadan el ele dolaşacağız bu okulun koridorlarında." deyip önüne döndü. Gözlerimi devirdim. Gözlerimi soruya çevirdiğimde Doğa'nın sesi doldu kulaklarıma.

"Dikkat çeken hiçbir özelliğe sahip olmazken nasıl olur da iki erkeği birbirine düşürebiliyorsun, şaşıyorum. Bana da taktik versene. Dönemin başından beri aklımda biri var. Onun için istiyorum."

Başımı çevirdiğimde beklentiyle bana bakıyordu. Gözlerim Çağan'a gittiğinde Kutay'a baktığını fark ettim. Hiç iyi bakmıyordu. Kutay da ondan farksızdı. Doğa'ya döndüm tekrar.

"Yorulmuyor musun Doğa? Samimi söylüyorum."

Kaşlarını çattı.

"Neden yorulacakmışım ki?"

Önüme döndüm. Boğazımı temizleyip dudaklarımı araladım.

"Kutay..."

Tamamen bana döndü. Yüzünde şaşkınlığın yanında sırıtış vardı.

BehiceWhere stories live. Discover now