1.2

758 84 65
                                    

"Tekrar düşünmenizi istiyoruz, Majesteleri!"

"Bize cevap vermenizi bekliyoruz!"

Yönetim ofisinden gelen sesler kulağıma her dolduğunda içimi bir endişe kaplıyordu. Evet, iki haftalık bir süreçten sonra Kral Yoongi benimle evleneceğini duyurmuştu. Beklenildiği gibi soylu bir aileden gelmediğimi düşündükleri için de itiraz ediyorlardı.

Kral'a karşı bu yüzden ayaklanma olabilirdi. Bunu istemezdim. Benim yüzümden ortalık daha fazla karışacaktı.

"Sessizlik!"

Sonunda gür sesini duyduğumda dikkat kesilmiştim. Verecek olduğu cevabı biliyordum. Bu yüzden daha çok geriliyordum.

"Kararım kesindir!"

"Mahesteleri...!"

"Yeter! Kararlarıma saygı duymayanın yanımda yeri yok! Hâlâ aynı fikirde olan burayı terk etsin!"

Alt dudağımı dişlerim arasına alıp avucumun içinde kalan elbisemi sıktım. Ortama sessizlik hakimdi fakat saniyeler sonra "Hazırlıklara başlansın!" diye yükseltmişti sesini. Konuşması bitmiş gibiydi.

Olduğum yerden ayrılıp hızlı adımlarla kendimi arka bahçeye attığımda derin nefesler alıp vermiştim. İçim içime sığmıyordu. Olay üzerine olay yaratmak ne kadar sağlıklıydı bilemiyordum. Bu durum beni rahatsız ediyordu fakat aklıma başka bir şey de gelmiyordu.

Olduğum yere çömelip ellerimle yüzümü örtmüş, bir müddet öyle kalmıştım. Öz babamın bile benim için böyle büyük bir şey yapmayışı içimde bir yerlerin acımasına neden oluyordu. Hiç tanımadığım bir Kral sırf hakkım yenmesin diye bana destek çıkarken babamın umurunda bile değildim.

Ellerimi yüzümden ayırıp gözlerimi etrafta gezdirmiştim. Büyük bir ihtimalle düğünden sonra Yangsan Krallığına doğru yola çıkacaktık. İşte her şey o zaman daha farklı bir boyuta ulaşacaktı.

"Ne yapıyorsun burada?"

Gelen tanıdık sesle ayağa kalkıp direkt arkamı dönmüştüm. Saygı çerçevesinde baş selamı verdikten sonra "Hava almak istedim, Majesteleri." demiştim duyabileceği bir şekilde.

Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda kaşları çatılmıştı. "Ağlıyorsun?" Sorar bir şekilde dediği tek kelime elimin yüzüme çıkmasını sağlamıştı. Ağladığımın farkında bile değildim.

"G-gözüme toz kaçtı sadece."

Bakışlarımı kaçırırken "Majesteleri!" diye seslenen Kraliçe'nin sesini duymuştum. Sesinden sinirli olduğu anlaşılıyordu. Tabi ki herkes gibi o da karşı olacaktı bu evliliğe. Kendi seçtiği kadınlardan biri olmayışım da ayrı bir şeydi tabi.

"Bunu nasıl yaparsınız?!"

Yanımıza vardığında delici bakışlarını üzerimde hissetmiştim. Prenses olduğumu öğrendiğinde tepkisi ne olacaktı merak ediyordum.

"Soysuz bir kadını kendinize nasıl layık görürsünüz?!"

"İleri gitmeyin Ana Kraliçe. Hayatıma hükmedemezsiniz nihayetinde. Kendime neyi layık görüp görmeyeceğime ben karar veririm."

Alt dudağımı ısırıp sessiz kalırken gözlerimi Kral'dan çekip Kraliçe'ye çevirmiştim. Fakat gözleri üzerimde olduğundan hemen eğmiştim başımı. Bu tartışma hemen son bulmalıydı. Zaten tedirgindim, iyice gerilmeye başlıyordum.

"Bu evliliği desteklemiyorum. Hiçbir şekilde benden bir şey beklemeyin."

Arkasını dönüp uzaklaşmaya başladığında başımı kaldırıp Kral'dan tarafı dönmüştüm. Hiç de umursuyormuş gibi bir hali yoktu. Öz annesi olmadığındandı belki de, bilmiyorum..

Veliaht Prens ᴹʸᴳWhere stories live. Discover now