1.3

816 95 46
                                    

-2 Hafta sonra-

Güneşin tam tepede olduğu vakitler Yangsan'ın Veliaht Prensi ve Prensesi 'nin Joseon Krallığına geldiği haberini almıştım. Neden geldiklerini bilmiyordum fakat bana değişik hissettirmişti bu. Onlar benim kardeşimdi. Her ne kadar onlar bilmese de..

Kapı açılıp içeriye nedimelerden biri girdiğinde yerde olan bakışlarım yukarıya çıkmış, bakışlarım gelen bedenin yüzünü bulmuştu.

"Kraliçem, Majesteleri sizi huzuruna çağırıyor."

Başımla onayladığımda karşımda eğilip odadan çıkmak adına arkasını dönmüştü fakat fark ettiğim şeyle "Dur!" demiş, duraksamasına neden olmuştum. Oturduğum yerden kalkıp bana bakmakta olan bedenin yanına doğru ilerlemiştim. Yanına vardığımda omzundan tutup bana sırtını dönmesini sağlamıştım.

Gözlerim saçındaki mavi tokada gezinirken kaşlarımı çattım. Bu tokayı net bir şekilde hatırlıyordum. Yoongi'nin bana seçtirdiği tokanın ta kendisiydi. Onu nedimelerimden birine mi vermişti gerçekten?

"Bir sorun mu var Kraliçem?"

Elimi omzundan çektiğimde benden tarafı dönmüştü. Bir şey çaktırmamak adına gülümseyip "Tokan dikkatimi çekti sadece." Diye cevaplamıştım. Samimi bir şekilde gülümseyip, elini saçına götürüp tokasını tutmuş "Fazlaca beğendiğim bir hediye oldu." demişti.

Tokayı Yoongi'nin verdiği kesinleşmişti..

"Tokaları sever misin?"

Sorduğun soru karşısında genişçe gülümseyip "Severim." diye cevapladığında başımı aşağı yukarı sallayıp arkamı döndüm ona. Büyük ahşap sandığın üzerinde olan küçük işlemeli sandığın kapağını açıp, içinden yeşil taşlı tokayı elime almış, tekrardan ondan tarafı dönmüştüm.

Yanına gidip elimdeki tokayı ona doğru uzatırken "Bu da benden hediye olsun madem." demiş, samimi bir şekilde gülümsemiştim. Şaşkın yüz ifadesiyle tokaya göz atmış, ardından almak adına elini uzatmıştı.

"Bu çok güzel. Hediyeniz için teşekkür ederim Kraliçem."

Gözlerini yüzüme çıkardığında yüzünü inceledim. Hafif buğday tenli, yüzü güzel bir kadındı. Yoongi'nin hoşlanabileceği bir tipe sahipti. Davranışları da hanım hanımcıktı.

Fakat garip olan bir şey vardı. Bana karşı olan davranışları iyiydi. Yerinde olsaydım, sevdiğim adamın başka biriyle evlenmesine izin vermezdim. Üstelik hizmet ettiğim bir Kraliçe olsa bile bu kadar sevecen olmaz, tavrımı ortaya koyardım.

Ya kız Yoongi'yle aramda olan meseleyi bildiğinden sorun etmiyordu, ya da Kraliçe konumunda olduğum için iyi rol yapıyordu. Başka türlüsünü düşünemiyordum.

Daha fazla bekletmeyip "Yakışacağından eminim." diye karşılık verdikten sonra "Şimdi gitmeliyim." demiştim. Onun da aklına gelmiş gibi önümden çekildiğinde açık olan kapıya doğru ilerlemiştim.

Odaları iki gün önce ayırmıştık. Kraliçe olsam bile artık Kral istediği zamanlarda odasında kalacaktım. Ki biz gerçek bir eş olmadığımız için böyle bir durum yaşanmayacaktı bile. Bu yüzden normal bir yaşantı içerisindeydim.

Yoongi'nin odasının önüne geldiğimde Jungkook geldiğimi haber etmiş, o da içeri girmemi söylemişti. Açılan kapıdan içeri girip ayakta dikilen bedene doğru ilerledim. Arkasını dönüp benimle yüz yüze geldiğinde ilk sessiz kalmıştım. Ardından "Beni çağırmışsınız Majesteleri?" demiştim sorar bir şekilde.

Kaşlarını hafif çatarken "Misafirlerimizi beraber karşılayalım." diye cevaplamıştı. Bunun için miydi yani? Onları girişte karşılamamız için haber göndertebilirdi. Odasına gelmemi gerektirecek bir şey değildi bu.

Veliaht Prens ᴹʸᴳHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin