8

3.7K 123 69
                                    

Sabah yine deprem oldu amk

Deprem perileri bizi salın

Neyse hadi
Bolum sarkisi

Kıskanıyorum- Göksel

Alena'yı bugün Altay'a götürecektim. Ben götürmeyecektim aslında o almaya gelecekti. O gelmezse ben götürecektim. Zaten kapı çaldı ama.

Hayır bu ev hani kapısıda değil yani.

Alena'yı çağırıp kapıyı açtım.

Türkan Hanım? Biz evliyken 1 kere bile gelmemişti.

"Babannem" dedi Alena'yı görünce.

Yaşına hürmetten dolayı bir şey söylemiyorum, ama çok doluyum.

Alena ona çatık kaşlarla bakıp arkama geçti.

Bu çocuğun babanne nefreti = Tamayın babanne nefreti

"Noldu Türkan Hanım, bir şey mi oldu evime geldiniz?" dedim.

Türkan Hanım hafif bir kahkaha attı, "Evine mi? Oğlumun evi burası oğlumun. Siz sokakta kalmayın diye çıkartmadı sizi" dedi.

Ay ben ona çok muhtacım lütfen

"Tamam Türkan Hanım sizsiniz, noldu niye geldiniz?"

"Alena'yı almaya" dedi pişkin pişkin.

Hafifçe güldüm, "Altay gelecek diye biliyordum" dedim.

"Sanane oğlumdan ver bana işte" dedi Alena'ya eliyle gel yaparken.

Köpek mi benim kızım öyle yapınca Geliyor?

Neyse sakinim.

"Türkan Hanım isterseniz ben kendim Altay'a götürürüm çünkü Aleyna sizinle gelmek istemiyor" dedim. 

Türkan Hanım bana değişik bakışlarla, "Hep sen dolduruyorsun küçücük kızın aklını, sen tam bir o"

"ANNE YETER"

Gelen sesle kapıya bakmıştık hepimiz.

Altay, ilk defa annesine yeter demişti.

Bu bile benim için çok büyük bir şeydi.

Türkan Hanım Altay'a bakıp, "Oğlum öyle değil yanlışlıkla anladın sen"

"Gayette doğru anladım anne" dedi yanıma gelirken.

Benim yanıma gelip Alena'yı önüne almıştı, ayrıca elinide belime atmıştı.

"Ne olursa olsun o benim Çocuğumun annesi, sevdiğim kadın. Biz birbirimizi sevmediğimizden ayrılmadık anne. Hem beni, hem Sevgiyi hemde Alena'yı bir rahat bırak"

Şaka gibiydi.

Türkan Hanım telaşla, "O ne demek oğlum, ailesini terk eden senide terk eder" dedi.

Her zaman aynı yerden vuruyordu zaten.

"Türkan Hanım bende keyfimden terk etmedim ailemi, oğlunuzu çok sevdiğimden terk ettim" dedim.

Alena'ya içeri gir adlı kafa haraketimi yapınca o da gitmişti.

"Ben bilirim senin gibilerini" dedi Türkan Hanım.

Altay derin nefes alıp, "Anne lütfen Sevgi'ye bir daha böyle bir ithamda bulunma, yoksa karşında beni bulursun" dedi.

"Umut'u da doldurma ayrıca. O neyin ne olduğunu senden çok daha iyi biliyor anne. Ki dolmaz ama sen yinede deneme bile" dedi ardından.

"Şimdi lütfen git" dedi Altay.

Türkan Hanım bir şey diyemeden gitti. İlk defa oğlundan benim hakkımda rest yiyordu çünkü.

Alena babannesinin gittiğini anlayınca yanımıza geldi.

"Hoşgeldin babacımm" dedi Alena Altaya sarılmaya çalışınca. O da eğilip sarılmıştı yine Alena'ya. Düşüyorum yavrum yapma böyle.

"İçeri geçelim madem" dedim.

Altay kafa sallayıp içeri girdi.

Koltuğa geçtiklerinde tam koltuğun karşısındaki tabloya baktı.

Gözlerini tablodan çektiğinde dolmuş gözlerle bana baktı.

Geçen çektiğim fotoğrafın yağlı boyasını yaptırmıştım bir arkadaşıma.

Küçük bir fotoğraf karesini hak etmiyordu çünkü.

Yani şimdi şahsen Altay'ın içinden ben seni nasılsın kaybettim dediğini duyuyor gibiyim.

"İşin varsa, çıkabilirsiniz" dedim.

Altay, "Sende gel, öyle dışarı çıkacaktık yani" dedi.

"Yani Altay biz daha yeni boşandık, hoş olmaz birlikte görülmemiz" dedim. Öyleydi ama yani.

Altay, "Bir şey olmaz, Alena'da yanımızda olacak sonuçta" dedi.

Omuz silktim, "Peki, ben bir hazırlanıp geleyim"

Bitti ama benim psikologda bitti docnosncos

İyi Değilim Ben | Altay BayındırWhere stories live. Discover now