Part Ten

387 26 21
                                    

SeokJin ile olan küçük arkadaşlığımızdan sonra uyanıp hastahaneye gelmiştik. Jimin'in derin bir uykuda olduğunu söylemişti Taehyung. Bu içimi rahatlatmıştı. Jin Namjoon ile atıştırmak için bir şeyler almaya gitmişti. Ben ise Hoseok ile sohbet ediyordum. "Bebeğim. Ben de az sonra eve geçerim." Başımı salladım. "Namjoon'u da bize götür. Benim ev hastahaneye uzak." Biraz düşündü. "Bu iyi bir fikir mi sence?" "Biz SeokJin ile iyi anlaştık." "Şaka?" Güldüm. "Hayır. Maalesef anlaşmak zorunda kaldık ama aslında o kadar da kötü biri değilmiş. " Şaşkınca bakıyordu. "Namjoon ile birbirimizi boğmayacağız yani. Eminsin." Onu onayladım sakince. "Pekala. Öyle diyorsan." "Namjoon uyumlu biridir. Sen konuşana kadar konuşmaz bile." Bu hoşuna gitmiş gibiydi. "Eh belki de umduğum kadar kötü geçmez." Sonunda SeokJin elinde iki ramen ile gelmişti. "Kabın dışı sıcak. Dikkat et. " Bana uzattığını alıp tebessüm ettim. "Teşekkürler." Hoseok da gelen Namjoon ile ayağa kalkmıştı. "Yemeğiniz var. İçecek de aldık. Tamamdır. Gidebiliriz." "Namjoon, Hoseok ile bize gidin. Daha yakın." Bir müddet durdu ve bana baktı. "Şey, olur tabi ama eve de gidebilirim." İç çektim. "Bakın. Kim kiminle eski sevgili ya da kim kiminle geçmişte yattı sikimde değil tamam mı? Burada Jungkook'a bir şey olursa acilen gelmeniz lazım! Tek başımıza mı duralım ha?" Namjoon ciddiyet dolu bakışlarımı fark edip hemen başını salladı. Biraz korkmuştu. "Pekala. Haklı. Sen sür ." Diyerek Hoseok'a arabasının anahtarını uzattı. "Gerek yok. Benimkiyle gidelim." "Oh hayır en azından bunda benimkini -" Ayağa kalkıp ikisinin ortasına geçtim. " Hoseok'un arabası diye adlandırılan şey benim arabam. Teknik olarak sadece o süreceği için benim diyor yani ikinizin arabası ile de gitmiş olmuyorsunuz. Şimdi bir an önce siktirip gidin yoksa ikinizi de burada canlı canlı haşlarım. " SeokJin de bana destek olmak için yanıma geldi. "O haklı. Çocukça davranmayın lütfen. Biz de erkeğiz farkında mısınız bilmiyorum. Ve ikimiz de erkeklik taslamadık. İstersem tek yumrukta seni bayıltabilirim Namjoon. Ama hiç yapmadım. Denemek de istemiyorum. Bu yüzden defolun. Lütfen." Tebessüm etti sakin bir şekilde. İkisi de oldukça şaşkındı. Namjoon öksürdü ve hepimizin duyacağı şekilde mırıldandı. "Birileri Yoongi'nin eğitiminden geçmiş." Kollarımı bağladım. "Birileri fena halde kıçına tekmeyi yiyecek." Kaybetmiş bir şekilde arabaya ilerlediler. Biz de zaferle gülümsüyorduk arkalarından. "İyi anlaşacaklar mı sence?" Güldü. "Hiç sanmam. Umalım ki sadece laf dalaşı olarak kalsın." Bunu söylerken SeokJin 'in suratında küçük bir burukluk görmüştüm. "Saçmalama SeokJin. Benim için kavga edecek değil." Başını eğdi ve tebessüm etti. "Umarım."

Evet emindim. O bu denli inciten bir aşk istemezdi. Ve emindim aşkı bir ay önce belkide bitmişti. O sadece seviyordu. Benim Hoseok'u sevdiğim gibi. Çünkü Namjoon ile ilgili şeyi anlamıştı. Bundan da oldukça yorgun görünüyordu. Ruhu ilgi istiyordu. Namjoon'un dolduramadığı bir boşluk vardı. Boşluğun sebebi bendim. Farkındaydım. Ama işler ciddileştiği için ayrılmak istemiyordu son umut parçaları ile. Tamamen beni bitirip ona geleceği günü ve aşkının tekrar canlanacağı zamanı bekliyordu. Usulca ve sabırla. "Ramen için teşekkürler. En sevdiğimden." Omuz silkti. "Namjoon seçti." Alayla güldü. "Ne de olsa ikimizin de zevklerini biliyor." Bu biraz acıtmış olabilirdi işte. "Doğru." Sessizlik bazen çoğu şeyin cevabı oluyordu. "Jimin ne zaman gelir?" Ona döndüm . "Sanıyorum ki birkaç saate uyanır ve gelir." Ailelerimiz de evlerine gitmişti bizden sonra. Onların da dinlenmeye ihtiyacı vardı tabiki. Jimin'in ailesi Busanda yaşadığından Jungkook'un ailesinin evinde kalıyordu. Annemler ise benim evimdeydi. Namjoon'un ailesi ise onun evin- bekle ANNEM İLE BAYA KİM KARSİ KARŞIYA GELEBİLİR.

"Yoongi? İyi misin? Ten rengin-" "Aman tanrım." Anlamzca suratıma bakıyordu şimdi. "Eskiden çok iyi arkadaşlardı ama şimdi iki düşman ve aç kaplan gibiler. Aman tanrım zavallı babalarımız." "Ne dediğini anlamıyorum." İç çektim ve başımı bacaklarıma yasladım. "Bayan Kim ve annem. Karşılaşacaklar. " Çubuğu dudağına dayayıp düşündü. "Ah doğru. Artık konuşmuyorlar. Ama biliyor musun? Bayan Kim bir keresinde bana Yoonie dedi. Hiç hoşuma gitmedi açıkçası. Ve senden bir kere bahsetse de gözleri özlem doluydu. Senden kaybettiği bir çocuğu gibi bahsediyordu. Bence düşündüğün şey hayal. Asla kavga çıkmayacak."

He's not coming home° NamgiWo Geschichten leben. Entdecke jetzt