18. YANIMDA OLMANI İSTİYORUM

35 9 29
                                    

Medya: Tatlı bir çocuk..

***

"Ga Young bugün daha iyi misin?" Başhekim Oh ile beraber hastaları geziyorduk. Boş geçen bir günün ardından artık sıkıldığımı anlayıp diğer gün çalışmaya karar vermiştim.

"Daha iyiyim hocam." Ga Young'un konuşmasıyla ikimiz de mutlulukla gülümsedik. Taehyung da vardı tabii. Eksik kalmasın zaten.

Bugünkü işim güzelmiş diye düşündüm. Çünkü hastalarla sohbet etmeyi seviyordum. Ve yanımdaki güzel kalpli adam hasta fark etmeksizin herkesle güzelce ilgileniyordu. Onu görünce aklıma babam gelmişti. Çok özlemiştim. Umarım kısa zamanda onu ziyarete giderdim. Aslında tam bir hayırsız evlattım.

"İlaçlarını düzenli al. Sakın almamazlık edeyim deme."

"Siz merak etmeyin efendim ben her şeyiyle ilgileniyorum zaten." Bay Oh Taehyung'un sözüyle gülümseyip tekrar konuştu.

"Bu arada siz ne zaman evleniyorsunuz?"

"Bir ay sonra." Gözlerimi büyütüp Ga Young'a baktım. Bu kadar kısa bir zaman kalmışsa ne diye söylemiyordu bana? Tam soracakken Taehyung'a şaşkın bakan yüzünü görmemle onun da benden farklı olmadığını anlamam zor olmadı. Ne yani o da mı bilmiyordu?

"Bir ay mı, bundan benim neden haberim yok?!"

"Aslında sana söyleyecektim de kaçırılmıştın." 

"Evliliği çocuk oyuncağı falan mı sanıyorsun sen? Neden bana danışmadın? Ah kim bilir sen gün de almışsındır."

"Şey... Evet aldım. Ama merak etme her şeyi ben hallede-" sözünü tamamlayamadı çünkü yüzüne güzel bir yastık yedi. Bay Oh ise gülmesini tutup kolumdan çekiştirerek beni odadan çıkardı.

"Tanrım çok komikler." Bay Oh içeride tuttuğu gülmesine devam ederken ben de ona eşlik ediyordum.

"Aynı zamanda da çok tatlılar." Diyip gülerek diğer hastaların odalarına doğru yürüdük.

Sonunda Jin'in odasının önüne geldiğimizde Doktor Park'ın da bize doğru geldiğini gördük. Jin'in ameliyatına girdiği için onu kontrole gelmiş olmalıydı. Ama anlamadığım Do Hwan neden Ga Young'u görmeye bizimle gitmemişti. Neticede kendi hastasıydı. Neyse ne, demek ki beni görmek istemiyordu. Hem bu işime gelirdi.

"Ma Ri burada mısın sana soruyorum?" Kendime geldiğimde Doktor Park'ın elini önümde salladığını gördüm.

"Ah şey dalmışım, ne diyordunuz?"

"Nasılsın diye soruyordum."

"Şey...ben...iyiyim." Aptalın tekiyim. Neden duraksıyordum ki? Umursamayıp içeriye girdiklerini görünce ben de peşlerinden gittim.

"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Bay Kim?" Jin ise beni yeni fark edince bakışlarını yüzümde birkaç saniye gezdirdi.

"İyiyim." Bakışlarını benden çekmeden cevap verince başımı hızla başka yöne çevirdim. Kimsenin yanlış anlamasını istemiyordum. Bizim hikayemiz başlamadan bitmişti çünkü.

"Ma Ri, Jin ssi ile güzelce ilgilen, o artık senin hastan." Başhekim Oh'un söyledikleriyle şaşırmak istesem de yapamadım. Şimdi nedenini sorarlarsa ne diyecektim ki? Biz birbirimizden hoşlanmamıza rağmen o eski sevgilisini unutmamış ve biz de konuşmuyoruz. Hayır bu çok saçma oldu.

"Nasıl isterseniz hocam." Kabul etmek zorundaydım. Hasta hastadır çünkü.

"Ma Ri sen yorulma ben yaparım." Doktor Park elime dosyayı aldığım gibi benden almıştı. Alırken de sanki bilerek elime dokunmuştu. Gözüm istemsizce Jin'e kayınca kaşlarını çatmış yanımdaki adama sinirle bakıyordu.

The Soldier (Kim Seok Jin)Where stories live. Discover now