4.TANIŞMA

56 13 38
                                    

Buradaki dalga sesleri bir başka güzel"

Ma Ri hızla o kişiye dönüp baktı , yani bakakaldı.Onun burada ne işi vardı?

"Siz" dedi. "Siz burada ne arıyorsunuz?"

"Ben sadece biraz yürümek istemiştim."

"O zaman yürüyüşünüze devam edin. Zaten moralim yok , olmayan moralimi bozmayın lütfen."

"Siz beni yanlış anladınız. Buraya sizden özür dilemek için gelmiştim , ardımda kırık bir kalp bırakmak istemediğim için geldim."

"Özür dilemeyi de biliyorsunuz demek , beni şaşırtıyorsunuz... Hem sizin yüzünüzden değil , yani o da var ama başka bir şeye sıkıldı canım."

Birkaç saniye bakıştılar. Seokjin'in boynundaki kolye Ma Ri'nin dikkatini çekmişti. Çünkü eli neredeyse hep oradaydı , ona dokunuyordu.

"Eee özür dileyeceğinizi sanıyordum. Yani istediğim için değil de madem buraya kadar bunun için gelmişsiniz dileyin de bir an önce gidin. Yalnız kalmak istiyorum."

Seokjin'in dudakları yukarı doğru kıvrıldı , gülmesini tutamadı. "Ne tuhaf kadınsın? Resmen beni kovdun."

"Hayır tuhaf değil de sanırım delinin tekiyim. Bugün bunu iyi anladım. Ah her neyse sabahtan beri başıma gelmeyen kalmadı ve siz neredeyse hepsini gördünüz."

"Ben ne görmüşüm hiçbir şey hatırlamıyorum."

"Sanırım bu unuttum demekti" diyip ikisi de kahkahayla güldüler. Sonunda Seokjin kendini toparlayıp ciddi bir tavır takındı. Boğazını temizleyip " Özür dilerim , bugün olan her şey için. Elimde olmadan kızıp bağırdım size. Kolay kolay insanların kalbini kıran bir tip değilim aslında" dedi.

Ma Ri de kendine gelip "Aslında ben de hatalıydım. Resmen adamı öldürmeye çalıştım. Benim gibi biri bunu yapmamalıydı. Neyse ben de unuttum gitti . Aslında unutmak istemiyorum. Çünkü her şeyi unutursam sizi de unutmuş olurum ama sizi unutmak istemiyorum. Sizi tanıdığım için mutlu oldum nedense." Bu söylediklerine içinden şaşırırcasına ağzına ne gelirse söylüyordu.

"Ah öyle mi? Aslında henüz tanışmadık. Ben Kim Seokjin, burada kıdemli üsteğmenim. Aynı zamanda tim komutanıyım yani bizim ekibin başıyım. " Konuşurken bir yandan da elini uzatmıştı Ma Ri'ye doğru. Ma Ri de hemen nazikçe elini sıkmıştı Jin'in. "Ben de Lee Ma Ri. Buraya bugün geldim , doktor olarak. Önce Seul'deydim dünkü patlamayı görünce kalbim beni buraya getirdi. Buraya ihtiyacım varmış gibi hissettim ve kendimi aniden burada buldum.

"Yaaa demek doktorsunuz? Nedensizce şaşırdım buna. Kötü anlamda değil yani doktor tipi de var da sizde sadece buraya gezmeye falan geldiniz sanmıştım. Genellikle insanlar bunun için gelir de buraya" dedi şaşkın gözleriyle.

Şimdi bu beni övdü mü gömdü mü? Kafamda deli sorular. Her neyse şimdi böyle bakınca çok yakışıklıymış buna hiç dikkat etmemiştim. Asansörde ilk gördüğümde de farketmiştim aslında sonra sinirimi bozduğu için suratsız demiştim. Sana suratsız dediğim için affet beni Kim Seokjin.

"Evet doktorum. Bu yüzden dedim ya o adamı öldürmemeliyim aksine nefret etsem bile yaşatmalıyım. Ahh böyle durumlarda mesleğimden soğuyorum."

"Neden böyle düşünüyorsunuz ki? En azından o pislikleri yaşatmak işimize yarıyor, zorla konuşturarak" derken utanmış şekilde hafiften Ma Ri'ye döndü. " Tabii benim konuşturduğumu söylemezsek" dedi Ma Ri ve ikisi de birden kıkırdadı. "Ah bir de o vardı değil mi, sahi nasıl konuşturdun? Biz uzun süre uğraştık ama konuşturamadık, bir de asker olacağız. Ajan falan mısın yoksa? " diyip imalı bir şekilde Ma Ri'ye baktı. "Yaa tabii ben bir ajanım, hobi olarak da doktorluk yapıyorum" dedi. "Yaa öyle mi kimin için çalışıyorsunuz ajan hanım?"

The Soldier (Kim Seok Jin)Where stories live. Discover now