7.YENİ EV

55 13 22
                                    

"Sana arabada bekle dedim!"

Seokjin karşısındaki adamdan sinirli gözlerini almadan konuşuyordu. Ma Ri de Do Hwan'a elini sallayarak veda etti ve arabaya binmek için gitti.

"Ne düşünüyorum biliyor musun Seokjin? O kadından sanırım hoşlanıyorum. Hem seninle yakın olduğunu görünce daha da çok hoşlandım. Onu bırakmaya hiç niyetim yok."

"Bana bak ondan hoşlandığın falan yok bunu ikimiz de gayet iyi biliyoruz. Sadece beni sinirlendirmek istiyorsun. Onu senden uzak tutmak için elimden ne geliyorsa yapacağım."

"Yani bu sen de ondan hoşlanıyorsun mu demek oluyor?"

"Saçmalama yok öyle bir şey. Sadece bu Suzy gibi olmayacak diyorum."

"Bir de o vardı değil mi? Ben onu unutmuşum. Eee nasılmış Suzy? Seokjin biliyor musun sana acıyorum. Seni aldattığına rağmen her gün onu görmeye gidiyormuşsun" Do Hwan kahkahayla gülüyordu.

"Kes sesini onun adını bir daha ağzına alma. Ma Ri'den de uzak dur! "diyip hızla oradan ayrıldı ve arabasına bindi. Do Hwan zafer kazanmışçasına gülüyordu.

Seokjin arabaya binmişti. Sinirli bir ifadeyle önüne bakıp düşüncelere dalmıştı. Ma Ri de bir ona bir de arabasıyla yanlarından hızla geçen Do Hwan'a bakakalmıştı.

Bu neydi şimdi, bu ikisi arasında ne olmuş ki böyle birbirlerini öldürecek gibi bakıyorlardı? Acaba sorsam mı, söyler mi ki? Çok da sinirli görünüyor. Bana patlarsa ya. Bu arada sinirliyken neden bu kadar yakışıklı? Gerçi o hep yakışıklı. Neler diyorum ben yine. Bu adam akıl sağlığımı bozdu iyice. Her neyse şimdi ne yapmalıyım? Sorsam bir dert sormasam ayrı bir dert.

"Bir şey sorma"

"Ne?"

"Biraz önce olanlar... Bir şey sorma işte hatta gördüklerini de unut."

"Tamam, nasıl istersen" dedi ve yüzünü astı.

Seokjin kendine gelip arabayı çalıştırdı ve " O zaman artık gidelim" diyip sürmeye başladı.

***

"Seokjin hyung nerede, sabahtan beri ortalarda yok?" dedi Jimin. "Bilmiyorum ama bir işler karıştırdığı kesin" diye konuştu Jungkook. Hoseok oradan "Hey nasıl komutanınız hakkında böyle konuşabilirsiniz" diye atladı. Taehyung da " Hyung sen de hiç merak etmiyor musun nereye gittiğini? Hem bize de bir şey söylemiyor. Sorsak da işim var diyor. Yoksa bizden habersiz operasyona falan mı gidiyor? diyip gözlerini sonuna kadar açmış konuşuyordu. "Ben de merak ediyorum ama saçmalama bizden habersiz gitmez o."

Hepsi konuşup düşüncelere dalmışken Yoongi yanlarında uyuyor, Namjoon da odasında spor yapıyordu. Jungkook" Neyse ben Namjoon hyung'un yanına gidiyorum malûm spor yapmalıyım da" diyip ayağa kalktı. Jimin de" Bu kaslarınız neyinize yetmiyor ikinizin de, daha ne kadar kas yapacaksınız?" diye söylendi. Jungkook kıkırdayarak yanlarından ayrıldı.

"Benim de artık kas yapmam gerekiyor. Kızlar kaslı erkeklerden hoşlanır" dedi Taehyung. "Kızlar demişken hani sen bir yerlere gidiyordun ne oldu vaz mı geçtin?" Hoseok'un konuşmasıyla Taehyung'un ayağa kalkması bir oldu. "Ben onu tamamen unutmuşum. Böyle bir şeyi nasıl unuturum? Ah aptal kafam" diyip bir hışımla odadan çıktı. Diğerleri de arkasından kahkahalarla güldüler.

***

Size ilk önce bu evi göstermek istiyorum. Kirası oldukça uygun. Hem karşı komşunuz da Bay Kim. Bence tam size göre bir ev." Adam başını Seokjin'e doğru çevirdiğinde sinirli yüzüyle karşılaştı. Bir iki saniye duraksadı ben ne dedim ki der gibi bakıyordu.

The Soldier (Kim Seok Jin)Där berättelser lever. Upptäck nu