VAMPİRİN GELİNİ

45.BÖLÜM ~GEÇMİŞİN GÖLGELERİ~

Keyifli okumalar~

----------
"Ah Asya, güzelliğin bir çiçek gibi gönlümde açarken, gözlerin dipsiz kuyular kadar belirsiz. Fakat şafağı anımsatan bakışların her şeyi anlatır bana. Biliyorum, benim seni sevdiğim gibi, beni sevmeye ihtiyacın var."
~Kral Barbaros
----------

YAZARDAN

Parçalı bulutlu havanın altında elindeki elmayı yiyerek etrafına bakındı. Yine ağaca çıkmış ve gökyüzünü seyrediyordu. Beklemek onun için alışılmış bir şeydi fakat bugünlerde canını sıkan bir şey vardı. Bundan kurtulmak için bir şeyler yapması gerekiyordu. Yeşil gözleri yavaşça aşağıda bahçe ile ilgilenen kıza döndü. Saçlarını at kuyruğu yapmıştı fakat sıcaktan dolayı kakülleri alnına yapışmıştı. Raven aşağısında küfürler savuran kıza baktı. “Nerden öğrendin sen bu küfürleri çok yaratıcı.” Dedi alayla. Palin başını kaldırıp Raven’a yapmacık bir şekilde gülümsedi. “Her gün sana küfür ettiğimden dolayı kendimi geliştirdim melez.” Diyerek sahte bir gülümseme ile önüne döndü Palin. Elindeki tohumu toprağa ekiyordu. Raven gülümseyerek elmasından bir ısırık aldı ve kızın kafasına fırlattı.

“Ayrıca-” Palin başını Raven’a çevirdiği anda alnının tam ortasına gelen elma ile bağırarak geriye doğru düştü. “Bana ettiğin küfürlere gelsin bu o zaman.” Palin alnını tutarak Raven’a sertçe baktı. “RAVEN!”

“Evet benim.” Dedi Raven aşağıda kuduran kıza gülümseyerek. Palin elindeki küçük küreği kaldırıp Raven’a fırlattığında sinirle bağırmaya devam ediyordu. Raven bacağına gelen küreği kendine kalkan oluşturarak ona ulaşamadan yere düşmesini sağlayınca Palin’e alayla üsten bir bakış attı. “Hadi ama, bana bir şey yapamazsın bunu biliyorsun herhalde.”

“Üstüne sıcak su döktüğümü unuttun herhalde!” dedi Palin ona atmak için bir şeyler ararken. “Uyurken savunmasızım Palin. Ayrıca senin yüzünden iki litreden fazla kan içmek zorunda kalmıştım!” Raven melez olduğu için normal vampirlerden geç iyileşiyordu ve yanık izinin kalmaması için oldukça fazla kan içmesi gerekiyordu ve kan içmeyi tercih etmiyordu.    

“Afiyet bal şeker olsun!” dedi kollarını göğsünde bağlarken Palin. “Yine olsa yine yaparım fakat bu sefer kızgın demirle sırtını boyda boya canını acıta acıta çizerim. Bu bana yeterince fazla zevk verir ve bir ay sana bulaşmam bile.”

Raven rahatsız olmuş gibi silkelendi. “Bunun şakası bile olmaz Palin! İşkence bu resmen!” Palin umursamadan gülümsedi ve Raven’a dilini çıkardı. Raven onun bu eğlenen ifadesine sinir olduğunda elini kaldırıp bir şeyler fısıldadı. Çiçekleri sulamak için konulan kovanın içindeki suyu hedef aldı. Kova havalanarak Palin’in tam başının üstünde durdu. Sakince gülümsedi. “Hırçın kedinin su ile ilk buluşması.” Palin, Raven’nın bu cümlesi üzerine kaşlarını çattı. Tam o sırada kovadaki bütün su Palin’in başından aşağıya dökündü. Palin, üstüne boşaltılan su ile donup kalmıştı.  
Raven ağaçtan inip Palin’in tam karşısında durduğunda gülümsedi. Kollarını birbirine doladı. “Aptallıktan beynin yanıyordu Palin. Sana yardım ettiğim için minnettar olmalısın.” Palin alev saçan bakışlarını adama sabitledi. Ona saldırmak için yaptığı hamle görünmez bir duvara çarpması ile etkisiz kalmıştı. Raven gözlerini kısarak ona baktı. “Ne oldu hırçın kedim beni dövme hayallerin suya mı düştü?”

“RAVEN! Seni gerçekten öldüreceğim! Öldüreceğim ve arkandan ağlayacağım!”

Palin sinirden yerinde tepinirken Valin yanlarına geldi. İkisi büyükannelerine dönerlerken Valin’in yüzünde dehşet ifadesi vardı. Raven ve Palin bir şey olduğunu anladığında Valin önce güç almak için Palin’e sonra Raven’a baktı. Valin içinden geçen acıyı yok saymaya çalışarak Raven’ın koluna dokundu. Raven, bir şey olmuş gibi geri çekildi. “Kötü bir haber mi var büyükanne?” dedi sesindeki merakı saklamaya çalışarak. Raven, Valin’in üzgün bakışlarından çekinmişti. Valin başını salladı.