Özel Bölüm 5 / Part-2

Começar do início
                                    

"Aferin benim kızıma." Çınar'la Ardıç, bu cümleyi eş zamanlı kurmuştu. Gaye, gülerek iki abisine de sarılırken hep beraber içeriye geçmişler ve biraz takılmışlardı. Hep beraber yemek yerken kimi zaman iki kişi arasında muhabbet dönüyor, kimi zaman ise herkese yönelik sorular soruluyordu. Herkes fazlasıyla keyifliydi. Kız arkadaşının iki abisiyle aynı ortamda bulunan Egemen bile keyifliydi. Gaye, Sıla ve Rüya her daim onun arkasında olduğundan olsa gerek, oldukça rahat davranıyordu.

Yemek faslı bittiğinde Rüya, Gaye ve Egemen'i geçirmek için ayaklanmıştı. O esnada diğerleri de masayı toparlıyordu. Egemen'in bugün Gaye'nin ailesine sözü vardı, bu yüzden her ne kadar kalmak istese de yemekten sonra hemen kalkacağını Rüya'ya önceden söylemişti.

Rüya, Gaye ve Egemen'i yolcu ederken Çınar ve Ardıç da yemek masasını topluyorlardı. Sıla içeride bir türlü durmayan Sakız ile ilgilendiği için mutfağa derin bir sessizlik çökmüştü. Ardıç ve Çınar arasındaki bu sessizlik gerginliklerindendi.

"Rüya'ya söyleyecek misin?"

Çınar'ın ani sorusuyla duraksayan Ardıç, bakışlarını ona çevirdiğinde kardeşi dikkatle kendisine bakıyordu. Ardıç, bakışlarını kaçırıp bulaşıkları özenle makineye dizmeye başladı. Birkaç saniye sonra kardeşinin sorusuna cevap vermişti. "Hayır."

"Abi, ondan bunu saklayamazsın. Bilmesi gerekiyor."

"Bilmesi gerekmiyor," dedi Ardıç üstüne bastıra bastıra. "Önemsiz şeylerle onun canını sıkamam."

"Önemsiz mi? Bunun nesi önemsiz? Böyle bir konuda ona yalan söyleyemezsin."

Ardıç, dışarıya derin bir nefes verip tekrardan Çınar'a döndüğünde bedeni gerim gerim gerilmişti. "Rüya'ya yalan söylediğim falan yok, tamam mı?" Sesini alçaltırken dişleri arasından konuştu. "Sen de kapat bu konuyu artık, gözünde büyüttün. Hiçbir şey olmadı."

"Ama-..." diyerek konuşmaya çalışan Çınar'ın sözleri Rüya'nın mutfağa girmesiyle son bulmuştu. Ardıç'a sinirle baktıktan sonra Rüya'ya dönerek gülümsedi. "Biz de kalkalım artık."

"Otursaydınız biraz daha, zaten evler yakın."

"Yok ya, kalkalım biz şimdi. Size yeterince maruz kaldım. Bugünlük bu kadar yeter." Rüya, gülerek Çınar'ın omzuna hafifçe geçirdiğinde mutfaktan çıkmışlardı. Çınar, salonda Sakız'la oynayan Sıla'yı gördüğünde eğilerek ellerini dizlerine hafifçe vurdu. "Gel kızım, gel."

Sakız, kuyruğunu bir o yana bir bu yana sallayarak Çınar'a sırnaştığında Çınar, onu bir güzel sevmiş ve başının üzerine bir öpücük bırakıp ayaklanmıştı. Sıla'nın elini tuttuğunda Sakız, arka ayakları üstünde kalkıp ikisinin ellerinin üstüne patisini koyarak o elleri ayırmaya çalıştı. Eskiden bunu Rüya'ya da yapardı ancak artık onu annesi olarak benimsediğinden yeni hedefi Sıla ve Çınar olmuştu.

"Evlenebilsem seninle evlenirdim," dedi Çınar gülerek. "Ama ne yapayım? İnsan değilsin, o yüzden onunla evlenmek zorundayım." Bir yandan da başıyla Sıla'yı işaret etmişti. Sakız, patisini onların elleri üzerinden çektiğinde Çınar, bakışlarını Sıla'ya çevirmişti. Yüz ifadesi dondu kaldı. Anlaşılan buradan çıktıklarında yiyeceği sağlam bir trip vardı. Harika...

Sıla ve Çınar'ı yolcu ettikten sonra evin kapısını kapatan Rüya, bir anda ortamın fazlasıyla sessizleştiğini fark etmişti. İç geçirerek arkasını döndüğünde Ardıç'ın bedenini hemen dibinde bulmasıyla irkilmiş, sıçrayarak sırtını kapıya yapıştırmıştı. Elini hızla atan yüreğinin üstüne koydu. "Ne yaklaşıyorsun öyle sinsi sinsi?"

Ardıç'ın bakışları misafirleri uğurladığı anda değişmişti. Rüya'nın geriye sıçrayarak açtığı mesafeyi tek adımıyla kapattı ve tek elini kapıya yaslayarak elini güzel karısına doğru uzattı. Saçlarını omuzlarının gerisine doğru iteklerken narin boynunu açığa çıkarmıştı. Gözlerini boynundaki benden sıcacık bakan kahvelere çevirdi. "Neler yaptın ben yokken?"

NAKAVTOnde histórias criam vida. Descubra agora