66- İlk Yumruk, Tek Yumruk

21K 1.8K 2.3K
                                    

Imagine Dragons - Believer

İyi okumalar... 

Maç günü gelip çatmıştı.

Ardıç'ın her maçından önce rakibi kim olursa olsun kalbinde bir endişeyle maç saatini bekleyen Rüya'nın bu maç için tedirginliği normalden daha fazlaydı. Özellikle Ardıç'ın geçen maçında yaşananların ardından kalbi korkuyla çarpıyor, hem maçın bir an evvel başlayıp bitmesini hem de o saatin hiç gelmemesini istiyordu.

Maçın yapılacağı salondan içeriye girdiklerinde gözlerini etrafında gezdirmişti. Efe'nin rahat durmayacağını ve bir hile yapacağını biliyordu. Çünkü Efe, hile olmadan Ardıç'ın karşısında kazanamazdı. Bu konuda hiç şansı yoktu ve bunun kendisi de farkındaydı. Rüya, Ardıç için kalbinde büyüyen korkuyu kontrol etmeye çalışırken ringe yakın yerlerden birine geçip oturmuşlardı.

Maça neredeyse tüm aile olarak gelmişlerdi. Kan görmek konusunda hassas olan Ezgi, abisiyle beraber halalarının ve dayılarının evinde kalmıştı. Maçı televizyondan izleyeceklerdi. Onların dışında herkes buradaydı. Rüya'nın annesi, babası, teyzeleri, Erdinç eniştesi, enişte olma yolunda ilerleyen Uzer Abisi, Egemen ve son olarak da Ardıç'ın kardeşleri ona destek vermeye gelmişlerdi.

Yerlerine otururken Çınar, özellikle Egemen ve Gaye'nin arasındaki koltuğu tercih etmiş ve Egemen'e sert bir bakış atmıştı. Egemen, yutkunarak onun arkasına oturmaya niyetlenen teyzesinin bileğini tuttu. "Teyze, sen yanımda otursan olur mu?"

Durumu çözen Adal dudaklarını birbirine bastırıp gülme isteğini kontrol etmeye çalışırken İmge, yeğenini kıramamış ve onun yanına geçip oturmuştu. Egemen, nihayet derin bir nefes alarak arkasına yaslandığında Adal, ayakta kalarak gözlerini Uzer'e çevirmişti. Uzer, sırıtarak boştaki yerlere baktı. "Nereye oturmak istersin, patron?"

Bunun cevabı bariz belliydi. Tabii ki de karısının yanına oturmak isteyecekti ancak kızı gibi sevdiği Arya'nın yanındaki serseriyle oturacak olması gerçeğini hazmetmesi zordu. İçine derin bir nefes çekerek karısının yanına oturduğunda yüreğine bir ağırlık çökmüştü. İmge, kıskanç bir baba olan kocasının elini tutup bu gerçeği hazmetmesini kolaylaştırmak için hafifçe okşadı.

Rüya, babasının durumuna gülerek onların hemen arkasındaki yere geçti. En kenardaki yerde oturuyordu. Yanında Elçin teyzesi vardı. İnceleyen gözleri oğlu ve müstakbel gelininin üzerindeydi. Buraya gelirken Gaye ile biraz konuşmuşlardı ancak onu hâlâ tam anlamıyla tanımıyordu. Yine de yüreğinde yatan çöpçatan tüm kaynanalık damarına rağmen iki genci birbirine yakıştırmıştı. Çöpçatanlık konusunda en büyük destekçisi olan eşinin gözleri ise çiçeği burnunda çifti, Arya ve Uzer'i, inceliyordu.

Rüya, yokluğunun hissedilmeyeceği bu ortamda daha fazla kalamayacağını anlarken ayaklanmıştı. Dikkatini önündeki manzaraya vermiş olan teyzesinin kulağına doğru eğildi ve "Ben tuvalete gidip geliyorum," diyerek oradan ayrıldı.

Koridora çıkıp Ardıç'ın maç başlamadan evvel hazırlandığı odaya doğru yürürken kalbinin atışları kulaklarında çınlıyordu. İçine derin bir nefes çekip kapıyı tıklattı ve açarak başını ileriye uzattı. Ardıç, antrenörü ile olan konuşmasını kesip onun olduğu tarafa kısaca bakmış ve gözlerini yeniden antrenörüne çevirmişti.

"Tamamdır," diyerek ettikleri muhabbeti sona erdirdiğinde Rüya, Ardıç'ın antrenörü ile göz göze gelmişti. Adam, hafifçe tebessüm edip "Sana güveniyorum," demiş ve ikisini yalnız bırakmak için odadan çıkmıştı.

NAKAVTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin